Dünyanın dikkati, Rusya’nın kuzey Avrupa’daki Baltık ülkelerini hedef alan politikalarına yoğunlaşırken, bazı uzmanlar Rusya’nın Balkanlar üzerinde giderek artan etkisinin, batılı güçlerin bölgedeki çıkarlarını daha fazla tehdit ettiğini söylüyor. Bu uzmanlara göre Moskova’nın hedefi, Balkan ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla yakınlaşmasını engelleyerek, Amerika’nın ve diğer batılı ülkelerin çıkarlarına zarar vermek.
Makedonya’da iki yıldır devam eden siyasi kriz tehlikeli bir döneme giriyor. Ülkedeki ulusalcılar, yolsuzluk davasını engellemek için etnik gerilimleri tırmandırmakla suçlanıyor.
Ekim ayında, Karadağ’da meydana gelen darbe girişiminden, önce Sırp milliyetçiler suçlansa da, şimdi bu girişimi, ülkenin NATO üyeliğini engellemeye çalışan Rusya’nın desteklediği söyleniyor.
Üzerinde 21 dilde ‘Kosova Sırbistan’dır’ sloganı yazan Rus yapımı bir trenin Sırbistan’dan Kosova sınırına gönderilmesini, Kosovalılar provokasyon olarak yorumladı.
Moskova, Sırbistan’ın milliyetçi cumhurbaşkanı Miroslav Dodik’in, Bosna Hersek’teki Bosnalı Sırpların bağımsızlığı için referandum çağrılarını destekliyor.
Dış politika uzmanı Edward Joseph’a göre, Bosna, Kosova ve Makedonya’daki belirsizlik Rusya’ya fırsat veriyor: “Balkanlar’daki sorunlar sürdüğü sürece, milliyetçi virüsün geri dönme riski var. Bu durumu, birkaç istisna hariç, eski Yugoslavya’nın bütün bölgelerinde görüyoruz.”
Avrupa Politika ve Analiz Merkezi’nden Janusz Bugajski, Rusya’nın Balkanlar’da istikrarı bozmayı veya NATO karşıtı bir bölgeye dönüştürmeyi planladığını söylüyor: “Hedef, Amerika ve AB’nin etkisini yok etmek, bölgenin batılı kurumlarla yakınlaşmasını önlemek. Rusya, işine yarayacak sürekli bir kaos ortamı yaratmaya çalışıyor. Rus hükümetinin, propaganda, yolsuzluk, istikrarsızlık ve toprak kavgalarından beslendiğini unutmayalım. Bunların hepsi de Balkanlar’da mevcut.”
Birçok uzman, Makedonya’ya acilen hükümet kurma ve reform yapma çağrısı yapan AB’nin ve Amerika’nın Balkanlar’daki duruma daha fazla müdahil olması gerektiğini düşünüyor. Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Makedonya’daki siyasi krizin, ülkenin demokratik ve ekonomik gelişimini ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonunu engellediğini söylüyor.
