Diyarbakır-Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dicle, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Kamuran Yüksek, Kongreya Jinên Azad (KJA) Koordinasyonu üyesi Sara Aktaş, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbakanı Ömer Önen ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile birlikte, Sur’da yaşananlara dikkat çekmek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, kentteki sivil toplum kuruluşlarının yaptığı, “yasağa 24 saat ara verme” çağrısının dikkate alınmasını istedi. İçeride kalan sivillerin silahlı grupları bırakarak çıkmak istemediklerini açıklayan Dicle, “Hiç olmazsa 24 saat sokağa çıkma yasağının kaldırılması gerekir. Devletin verdiği bilgi göre 150’e yakın ölüm tehlikesi olan insanın tahliye edilmesi ve hiçbir can kaybı olmadan, ne asker ne sivil, kimse ölmeden bu sorun çözmemiz mümkündür. Devlet sadece Cizre’deki gibi 200-300 Kürd’ün daha öldürülmesiyle güçlenmez. Bilakis halkımızda yarattığı travma ile yıllara yayılacak şiddet dalgasına öncülük ediyor. Devlet içinde, hala kalmışsa, aklıselimlere çağrı yapıyorum, Cizre’deki katliamın burada tekrarlanmaması için ağırlıklarını koymak zorundalar. 25 silahlı genç ve 150-200 sivil var. Bunlara anonslar yapılıyor, siviller çekilsin. Çoğunun bu gençlerle ailesel bağları var. ‘Biz burada bu gençlerimizi, insanlarımızı bırakıp çıkamayız bizim vicdanımız buna el vermez. Onun için bir çare aranacaksa hep birlikte ölümler olmadan çare arayalım’ diyorlar. Devlet oradaki sivillerin rehin alındığını söylüyor. Varsayalım rehin alınmış, devletin oraya gidip çoluk çocuk herkesi öldürme hakkı hangi hukukta, hangi anlayışta var?” dedi.
Daha sonra söz alan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise, geçen hafta Sur’dan çıkanların tutuklandığını hatırlatarak, sorunun çözümü için olumlu yaklaşım gösterilmediğini söyledi. Yüksek, “Devlet, orada yüzlerce insana teslim olmayı dayatıyor. Oradaki sivil insanlar, herhangi bir uygulamada bulunmayacaksınız denmesine rağmen, yapılan propagandalar teslim olmaları yönünde, hukukun çıkardığı sonuç ise tutuklanmaktır. Oradan çıkması halinde cezaevi gösterilerek tercih yapması isteniyor; ya orada kalıp öleceksiniz ya da cezaevi. Kendi sivil insanına teslim ol çağrısını nasıl yapıyorsunuz? Nasıl bir ilişki kurmaktır. Sivil insana teslim ol çağrısı yapılır mı? Bir insanımız dahi burnu kanamadan Sur’daki süreç tamamlansın istiyoruz. 24 saat dahi olsa -- ki biz tümden kaldırılmasını istiyoruz -- yasağı kaldırın, bırakın kent rahatlasın. En azından bunu deneyin. Eğer varsa bir samimiyetiniz bunu gösterin. Oradaki insanların hayatıyla sonuçlanacak bir politika izlediklerini maalesef görüyoruz. Şu ana kadar edindiğimiz izlenimler pozitif bir yaklaşımın olmadığı şeklindedir,” diye konuştu.
Toplantıya katılanlar, Cumartesi günü yeniden çağrı yapmak için kitlesel bir basın toplantısı düzenleyeceklerini açıkladı.
