İstanbul’da düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’nin en önemli iki gündem maddesinin Kürt Sorunu ve yeni Anayasa olduğunu söyledi.
Boyner, “Son otuz yılın siciline baktığımızda toplumumuza en ağır bedeli ödeten mesele bu. Artık ortak aklı kullanmak, şiddet sarmalından çıkmak ve çağın gerçeklerine uygun bir söylemi benimseyerek konuyu siyaset yoluyla halletmek zorundayız,” dedi.
Uludere üst düzeyde soruşturulsun
TÜSİAD Başkanı Boyner, Kürt meselesinden bahsederken 34 kişinin Türk savaş uçakları sonucu öldürüldüğü “Uludere katliamına” da değindi. Demokratikleşmenin yalnızca sivilleşme ve şeffaflaşma değil hesap verebilirlik olduğunu söyleyen Boyner, “Ortada vahim bir hata varsa bu hatanın nedenlerini ve faillerini bilmek kamuoyunun hakkıdır. Bu olayı şeffaf bir şekilde sonuca bağlamak Türkiye açısından gerçekten bir demokratik devlet olma sınavı niteliği kazanmıştır. Bu nedenle sürdürülmekte olan soruşturmanın en üst düzey ihtimamla ve hızlandırılarak sonuca varmasını tüm duyarlı kamuoyu ile birlikte bekliyoruz,” diye konuştu.
AKP ve CHP’nin Kürt meselesinin çözümü için işbirliği adımlarını olumlu bulan TÜSİAD, diğer partileri de sürece katkıda bulunmaya çağırdı.
TÜSİAD’ın ikinci önemli gündemi ‘Yeni Anayasa’
Türkiye’nin en etkili işveren örgütü olan Türkiye Sanayiciler ve İşadamları Derneği TÜSİAD, anayasa çalışmalarında özellikle anayasal vatandaşlığın nasıl tanımlanacağı, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve Meclis’in bağımsızlığının güçlendirilmesi üzerinde ısrarla duruyor.
İşveren örgütü, bir noktanın altını kalın bir çizgiyle çiziyor, vatandaşlık tartışmalarına, dini azınlıkların ve Alevi vatandaşların hakları bağlamında Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün niteliğiyle laikliğin tanımı konularının da eklenmesini de talep ediyor.
Yargı, ‘jüristokrasi’ye dönüşmesin
TÜSİAD, Yeni Anayasa’nın günü kurtarmayı değil köklü bir reformu temel alması gerektiğini savunuyor. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, son dönemde hükümetle sorun yaşayan yargının da bu reformlardan ayrı tutulmamasını istiyor.
Boyner şunları söylüyor: ”Yargı erkinin çok köklü bir reformdan geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir taraftan yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına büyük önem veriyoruz. Diğer yandan yargının bir jüristokrasiye, yani yargının kendisini siyasetin yerine koyması türü bir uygulamaya dönüşmesi eğilimlerinden de rahatsız oluyoruz.”
Boyner: 'Protesto eden gençler adına da konuşuyoruz'
TÜSİAD Başkanı, hükümet kanadından gelen “bu konular, TÜSİAD’ın konusu değil. İstiyorlarsa parti kursunlar” eleştirilerine de yanıt verdi.
Ümit Boyner, “Sadece kendi adımıza değil vergi veren tüm iş dünyası adına, çalışanlar adına, düşünenler adına, protesto etmenin bedelini çok ağır ödeyen öğrencilerimiz ya da kıyafeti nedeniyle üniversiteye sokulmayan gençler adına, sansürlenen medya mensupları adına, ezilen ve şiddete maruz bırakılan kadınlar adına, iş güvenliği standartlarında geride kaldığımız için canını kaybeden işçilerimiz adına bunları yapmak zorundayız,” dedi.
28 Şubat’tan hemen önce 20 Ocak 1997’de, TÜSİAD’ın yayınladığı ‘Türkiye’de Demokrasi Perspektifleri’ adlı raporun dönemin başbakanından eleştiri aldığını hatırlatan Boyner, bugünkü eleştirilere de o dönem TÜSİAD yönetiminin sözleriyle yanıt verdi: “Biz değilsek kim? Şimdi değilse ne zaman?”
'Kürtaj tartışması tüm kesimleri rencide etti'
Ümit Boyner, son dönemde Türkiye’nin gündemine damga vuran kürtaj tartışmasına da değindi.
Tüsiad Başkanı, son zamanlarda kadının konumu, toplumsal hayatta layık görüldüğü yer, kadın söz konusu olduğunda kullanılan dil ve üslubu en hafifinden ‘ürkütücü’ buluyor ve şunları söylüyor: “Anlaşılması zor bir duyarsızlıkla tartışılan kürtaj konusu, tecavüzün neredeyse doğal karşılandığını ihsas eden aşağılayıcı beyanlar yalnızca kadınları değil toplumun vicdan sahibi tüm kesimlerini rencide etmiştir, kırmıştır.”
Türkiye’nin yeniden AB perspektifini güçlü bir şekilde sahiplenmesini isteyen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’da yaptığı konuşmada Türkiye’nin AB üyeliğine atıfta bulunmasından memnuniyet duyduklarını da söyledi.
Bağış: ‘Gazete ilanlarıyla hükümet düşürülen Türkiye artık yok’
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’na katılan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ise 1979 yılında Bülent Ecevit hükümetinin TÜSİAD ilanlarıyla düşürülmesine atıfta bulundu. Bağış, “Türkiye'de artık birtakım muhtıralarla ya da gazete ilanlarıyla hükümetlerin düştüğü dönemler geride kaldı,” dedi.
Bağış, bir yandan TÜSİAD’ı imalı bir şekilde eleştirirken, bir yandan da AB sürecine uzun yıllardır verdiği katkıya teşekkür etti. AB Bakanı, “Tabii bu 41 yıllık süre içinde Türkiye ile birlikte TÜSİAD da birçok badireler atlattı. Son 10 yılına baktığımız zaman Türkiye'nin gelişen istikrarıyla, demokrasisiyle, ekonomik refahıyla TÜSİAD'ın ve üyelerinin de bunun etkilerinden yararlandığını görüyoruz,” dedi.
Boyner, “Son otuz yılın siciline baktığımızda toplumumuza en ağır bedeli ödeten mesele bu. Artık ortak aklı kullanmak, şiddet sarmalından çıkmak ve çağın gerçeklerine uygun bir söylemi benimseyerek konuyu siyaset yoluyla halletmek zorundayız,” dedi.
Uludere üst düzeyde soruşturulsun
TÜSİAD Başkanı Boyner, Kürt meselesinden bahsederken 34 kişinin Türk savaş uçakları sonucu öldürüldüğü “Uludere katliamına” da değindi. Demokratikleşmenin yalnızca sivilleşme ve şeffaflaşma değil hesap verebilirlik olduğunu söyleyen Boyner, “Ortada vahim bir hata varsa bu hatanın nedenlerini ve faillerini bilmek kamuoyunun hakkıdır. Bu olayı şeffaf bir şekilde sonuca bağlamak Türkiye açısından gerçekten bir demokratik devlet olma sınavı niteliği kazanmıştır. Bu nedenle sürdürülmekte olan soruşturmanın en üst düzey ihtimamla ve hızlandırılarak sonuca varmasını tüm duyarlı kamuoyu ile birlikte bekliyoruz,” diye konuştu.
AKP ve CHP’nin Kürt meselesinin çözümü için işbirliği adımlarını olumlu bulan TÜSİAD, diğer partileri de sürece katkıda bulunmaya çağırdı.
TÜSİAD’ın ikinci önemli gündemi ‘Yeni Anayasa’
Türkiye’nin en etkili işveren örgütü olan Türkiye Sanayiciler ve İşadamları Derneği TÜSİAD, anayasa çalışmalarında özellikle anayasal vatandaşlığın nasıl tanımlanacağı, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve Meclis’in bağımsızlığının güçlendirilmesi üzerinde ısrarla duruyor.
İşveren örgütü, bir noktanın altını kalın bir çizgiyle çiziyor, vatandaşlık tartışmalarına, dini azınlıkların ve Alevi vatandaşların hakları bağlamında Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün niteliğiyle laikliğin tanımı konularının da eklenmesini de talep ediyor.
Yargı, ‘jüristokrasi’ye dönüşmesin
TÜSİAD, Yeni Anayasa’nın günü kurtarmayı değil köklü bir reformu temel alması gerektiğini savunuyor. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, son dönemde hükümetle sorun yaşayan yargının da bu reformlardan ayrı tutulmamasını istiyor.
Boyner şunları söylüyor: ”Yargı erkinin çok köklü bir reformdan geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir taraftan yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına büyük önem veriyoruz. Diğer yandan yargının bir jüristokrasiye, yani yargının kendisini siyasetin yerine koyması türü bir uygulamaya dönüşmesi eğilimlerinden de rahatsız oluyoruz.”
Boyner: 'Protesto eden gençler adına da konuşuyoruz'
TÜSİAD Başkanı, hükümet kanadından gelen “bu konular, TÜSİAD’ın konusu değil. İstiyorlarsa parti kursunlar” eleştirilerine de yanıt verdi.
Ümit Boyner, “Sadece kendi adımıza değil vergi veren tüm iş dünyası adına, çalışanlar adına, düşünenler adına, protesto etmenin bedelini çok ağır ödeyen öğrencilerimiz ya da kıyafeti nedeniyle üniversiteye sokulmayan gençler adına, sansürlenen medya mensupları adına, ezilen ve şiddete maruz bırakılan kadınlar adına, iş güvenliği standartlarında geride kaldığımız için canını kaybeden işçilerimiz adına bunları yapmak zorundayız,” dedi.
28 Şubat’tan hemen önce 20 Ocak 1997’de, TÜSİAD’ın yayınladığı ‘Türkiye’de Demokrasi Perspektifleri’ adlı raporun dönemin başbakanından eleştiri aldığını hatırlatan Boyner, bugünkü eleştirilere de o dönem TÜSİAD yönetiminin sözleriyle yanıt verdi: “Biz değilsek kim? Şimdi değilse ne zaman?”
'Kürtaj tartışması tüm kesimleri rencide etti'
Ümit Boyner, son dönemde Türkiye’nin gündemine damga vuran kürtaj tartışmasına da değindi.
Tüsiad Başkanı, son zamanlarda kadının konumu, toplumsal hayatta layık görüldüğü yer, kadın söz konusu olduğunda kullanılan dil ve üslubu en hafifinden ‘ürkütücü’ buluyor ve şunları söylüyor: “Anlaşılması zor bir duyarsızlıkla tartışılan kürtaj konusu, tecavüzün neredeyse doğal karşılandığını ihsas eden aşağılayıcı beyanlar yalnızca kadınları değil toplumun vicdan sahibi tüm kesimlerini rencide etmiştir, kırmıştır.”
Türkiye’nin yeniden AB perspektifini güçlü bir şekilde sahiplenmesini isteyen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’da yaptığı konuşmada Türkiye’nin AB üyeliğine atıfta bulunmasından memnuniyet duyduklarını da söyledi.
Bağış: ‘Gazete ilanlarıyla hükümet düşürülen Türkiye artık yok’
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’na katılan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ise 1979 yılında Bülent Ecevit hükümetinin TÜSİAD ilanlarıyla düşürülmesine atıfta bulundu. Bağış, “Türkiye'de artık birtakım muhtıralarla ya da gazete ilanlarıyla hükümetlerin düştüğü dönemler geride kaldı,” dedi.
Bağış, bir yandan TÜSİAD’ı imalı bir şekilde eleştirirken, bir yandan da AB sürecine uzun yıllardır verdiği katkıya teşekkür etti. AB Bakanı, “Tabii bu 41 yıllık süre içinde Türkiye ile birlikte TÜSİAD da birçok badireler atlattı. Son 10 yılına baktığımız zaman Türkiye'nin gelişen istikrarıyla, demokrasisiyle, ekonomik refahıyla TÜSİAD'ın ve üyelerinin de bunun etkilerinden yararlandığını görüyoruz,” dedi.
