Erişilebilirlik

'Türkiye Mülteciler İçin 7,6 Milyar Dolar Harcadı'


Büyükelçi Hakkı Akil Fransız gazetecilerle
Büyükelçi Hakkı Akil Fransız gazetecilerle

Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Avrupa’da yaşanan göçmen krizinin ardından Ankara’nın 2 milyonu aşan göçmene ev sahipliği yaptığını belirterek, “Bugüne kadar Suriye ve Irak’tan kaçarak ülkemize sığınan göçmenler için Türkiye’nin yaptığı harcamalar 7,6 milyar doları bulmuştur” dedi. Akil, Avrupa’nın “hotspot” adı verilen göçmen noktaları kurarak kalifiye göçmen seçimi yapmasını ise “utanç verici” olarak değerlendirdi. Büyükelçi Akil, Batı’nın Suriye politikasını değiştirerek Esat ile diyaloğa girmesine rağmen Türkiye’nin Suriye’de “Esat’sız çözüm” politikasında kararlı olduğunu da belirtti.

Paris Büyükelçisi Hakki Akil, Büyüleçilik Konutu’nda Fransız medyasının köşe yazarları ve diplomasi muhabileri ile çalışma öğle yemeğinde bir araya gelerek Fransız medyasının Türkiye’ye bakışını eleştirdi, gazetecilerin Suriye ve ona bağlı olarak göçmen krizine ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin göçmenlerin Avrupa’ya kaçmasına göz yumduğu yönündeki eleştirileri yanıtlayan Büyükelçi Akil, “Düşünün bir kere Türkiye’de, bu sabah açıklanan rakamlara göre, Suriye ve Irak’tan gelen toplam 2,2 milyon göçmen bulunuyor. 40 bin fazla, 40 bin az bizim açımızdan değişen bir şey yok. Türkiye bu konuda olağanüstü bir çaba gösteriyor. Dört yıldır Suriye’den gelen göçmenler için 7,6 milyar dolar harcama yapıldı. Türkiye’ye bu konuda yapılan yardımların toplamı ise 418 milyon dolar. Yapılanlar ortada. Avrupa’ya gelen göçmenlerin sayısı ve yapılan harcama ile kıyas bile yapılamaz. Üstelik Türkiye kamuoyunda göçmen karşıtı bir eğilim de oluşmadı” dedi.

‘Hotspot önerisi utanç verici’

Hakkı Akil, Avrupa Birliği’nin önümüzdeki Çarşamba günü toplanacak olağanüstü zirvesinde ele alınacak olan “hotspot” yani göçmenlerin Avrupa’ya girişinde İtalya, Yunanistan ve Macaristan’da giriş kapıları kurularak buradan kontrollü bir şekilde Avrupa’ya girmesi önerisini de değerlendirdi. Akil, “Bu utanç verici bir öneridir. Yani beğenilen, kalifiye olan göçmenler alınacak, diğerleri kapı dışarı edilecek. Halbuki en çok da daha yoksul, kalifiye olmayan göçmenlerin sığınmaya ihtiyacı var. Adına ne derseniz deyin, göçmenlerin bu şekilde bir tasniften geçirilmesini utanç verici buluyorum” diye konuştu.

'Kürt halkına değil PKK’ya karşı savaşıyoruz'

Büyükelçi Akil, Fransız medyasının barış sürecinin sona ermesiyle birlikte Türkiye’de yaşanan şiddeti aktarma biçimiyle ilgili de serzenişte bulundu. Medya’da konunun yanlı aktarılmasından öte pek çok hatalı bilgi eşliğinde verildiğini anlatan Büyükelçi, “Sanki Türkiye, Kürt halkına savaş açmış gibi haberler yapılıyor. Kürt halkından azınlık diye söz ediliyor. Oysa uluslararası hukuk açısından azınlık olarak yalnızca Rumlar ve Ermeniler kabul edilmiştir. Bizde 28 etnik köken var ve Kürt halkı azınlık değildir. Türkiye Kürt halkıyla savaşmıyor. Kendi askeri ve polisine silahlı saldırıda bulunan bir terör örgütüyle savaşıyor” dedi.

Türkiye’de artan şiddetin ve barış sürecinin sona ermesinin sorumlusunun kimler olduğu sorusuna ise “Bunun sorumlusu PKK’dır. PKK, seçimlerden bir ay sonra çözüm sürecine son verdiğini açıkladı ve silahlı eyleme geçti. Bana göre PKK, Kobane ve Suriye sürecinin kendisine dünya çapında bir meşruiyet sağladığını düşünerek, bundan faydalanarak yeniden şiddete dönme stratejisi izledi. Türk ordusu ise ancak kendi askerine silahlı saldırıda bulunulması sonucu harekete geçti” yanıtını verdi.

'Türkiye için en büyük tehdit PKK'

PKK’nın Fransız medyasında, “IŞİD’e karşı savaşan ve Batı değerlerini savunan bir örgüt” gibi bir imajla verildiğini dile getiren Hakkı Akil, "PKK ancak IŞİD kendisine saldırdıktan sonra harekete geçti. O zamana kadar sesini çıkarmadı" diye konuştu. Gazetecilerin Türkiye’nin IŞİD’i en azından başlarda desteklediğine dair bir algı oluştuğu sorusuna ise, “Türkiye hem IŞİD’i hem de PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor ve her ikisine karşı mücadele veriyor. Ancak Türkiye için bölgede en büyük terör tehdidi PKK’dır. PKK’nın Türk askerlerine ve sivil halka yönelik saldırılarının cevapsız kalması beklenemez. Ama IŞİD ile de mücadele edilmeyeceği anlamına gelmiyor" dedi.

'Biz Avrupa’dan aynı desteği görmedik'

Batılı gençlerin Türkiye üzerinden geçerek cihatçıların saflarına katılması eleştirilerine de Büyükelçi Akil, “Türkiye bu konuda Avrupa ülkeleri ile işbirliği içinde hareket ederek bugüne kadar 16 bin kişi hakkında ülkeye giriş yasağı koymuştur. Yakalanan gençler ise ülkelerine iade edilmiştir. Ama biz Avrupa’dan aynı desteği görmedik. Örneğin Fransa’dan bugüne kadar terör faaliyetine karışmış, adam öldürmüş, hakkında mahkeme kararı bile olan 30’a yakın kişi hakkında iade talebinde bulunmuş. Ancak Fransa bunlardan birini bile iade etmemiştir” dedi.

Akil, Türkiye'nin aynı desteği Avrupa'dan görmediğini ifade ederek, "Türkiye, Fransa'dan 30'a yakın terör faaliyetlerine adı karışmış kişinin iadesi talebinde bulunmasına karşın şimdiye kadar hiçbir yanıt alamadı" dedi.

'Esat gitmeli'

Büyükelçi Akil, Batı’nın IŞİD’e karşı Esat rejimiyle diyaloğa geçtiği ve Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını artırmasının ardından Türkiye’nin de Suriye politikasında değişiklik yapıp yapmayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Biz Esat’ın gitmesi gerektiği konusundaki kararlı tutumumuzu hala sürdürüyoruz. Bu kadar insanın ölümüne sebep olan birisiyle nasıl politik çözüme geçilecek ki. Suriyelileri bir araya getiremezsiniz. Esat gitmeden bu iş olmaz. IŞİD’e karşı Esat olmadan mücadele edilemeyeceği, Rusya’nın batıya yutturduğu bir ilaçtır. Zaten şu anda da Suriye’de askeri varlıklarını artırıyorlar. Ve açıkça, ‘biz Esat’ı savunmak için buradayız’ diyorlar. Halbuki IŞİD, Esat’ın kendini meşru göstermek için büyüttüğü bir örgüttür.”

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG