Fırat Kalkanı operasyonunun tamamlanması sonrasında TSK’dan açıklama geldi. Açıklamada, istenmeyen her türlü oluşumun engellenmesi, yerinden edilmiş Suriyeliler’in ülkelerine dönüşlerine imkan verilmesi ve bölgede güvenlikle istikrarın sağlanması maksadıyla faaliyetlerin süreceği belirtildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin açıklamasında, “BM Sözleşmesinin 51. Maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız kapsamında, ülkemizin ve halkımızın güvenliğini tehdit eden DEAŞ terör örgütü mensupları başta olmak üzere, bölgede mevcut teröristleri etkisiz hale getirmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla, 24 Ağustos 2016 tarihinde Koalisyon Güçleri ile koordineli olarak başlatılan Fırat Kalkanı Harekatının bu safhası başarıyla tamamlanmıştır. Yapılan planlamaya uygun olarak ulusal güvenliğimizin korunması kapsamında; istenmeyen her türlü oluşumun engellenmesi, yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönüşlerine imkan verilmesi ve bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması maksadıyla faaliyetlerimiz sürdürülmektedir,” denildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Fırat Kalkanı harekatının başarıya ulaştığını belirterek, "2 bin 100 kilometrekarelik alan temizlenmiş oldu. Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından güvenlik risklerine Türkiye ilgisiz kalacak gibi bir mana çıkarılmamalı,” dedi.
Kalın, operasyonun başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğü içinde terör sorununu çözmek amacı olduğunu da söyledi ve “Bundan sonra alınacak tedbirler ve benzeri adım tabii planlanır. Bununla ilgili açıklamayı TSK yapar. Zaten mücadele sahada devam ediyor. Burada bizim nihai hedefimiz bu terör belasından hem bizim sınır bölgelerimizde yaşayanların hem Suriyeliler’in kurtarılmasıdır” diye konuştu.
Barzani'ye Türkiye'den yanıt
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin bağımsızlık referandumu çıkışı ile ilgili de, “Biz bunun yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz. Hele ki, Irak'ın içinden geçtiği şu kırılgan süreçte, hem DEAŞ ile mücadele hem bizim PKK ile yürüttüğümüz mücadele bağlamında, bu kadar güvenlik risklerinin had safhada olduğu bir dönemde böyle bir konunun gündeme getirilmesini biz doğru bulmuyoruz,” ifadelerini kullandı.
