Erişilebilirlik

Trump’ın Dışişleri Bakanı Adayı Tillerson: ‘Erdoğan ile Yeniden Birlikte Çalışmalıyız'


Amerika’da yeni başkan seçilen Donald Trump’ın dışişleri bakanlığı koltuğuna aday gösterdiği Rex Tillerson, Türkiye'nin çok eski bir NATO müttefiki olduğunu, Suriye konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yeniden birlikte çalışmaları gerektiğini söyledi.

Tillerson, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde adaylığının onay süreci oturumuna katılarak senatörlerin sorularını yanıtladı. Suriye konusunda bir soru üzerine Tillerson, “Bence atmamız gereken ilk adım bölgedeki geleneksel müttefiklerimiz ve dostlarımızla yeniden birlikte çalışmak, liderliğimizle, Suriye’de olayların akışını etkilemeye dönük bir planla geri döndüğümüzü göstermek” diye konuştu.

“Amerika’nın dahiliyeti olmayınca, Rusya, Suriye, Türkiye ve İran bugün Suriye’de gelişmelerin nasıl bir seyir izleyeceğinin koşullarını dikte ediyor” diyen Tillerson, dolayısıyla Amerika’nın geleneksel müttefikleriyle yeniden birlikte çalışmasına, onlarla Suriye’de bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair düşüncelerini paylaşmasına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Tillerson, “(Türkiye) Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yeniden birlikte çalışmalıyız. Türkiye çok eski bir NATO müttefiki. Bizim liderliğimizin yokluğunda (Erdoğan) bu durumdan endişe etti ve yüzünü Rusya’ya çevirdi” diye konuştu. Tillerson, Rusya’nın kalıcı bir müttefik olmadığını, Türkiye’nin kalıcı müttefikinin Amerika olduğunu vurguladı.

Oturuma Rusya ile ilişkiler damga vurdu

Beklendiği üzere Rusya ile ilişkilerin damgasını vurduğu oturumda Tillerson, Rusya’yı Amerika için bir “tehlike” olarak niteledi ve bu ülkenin “son dönemdeki aktivitelerinin Amerika’nın çıkarlarını hiçe saydığını” söyledi.

Özellikle Demokratlar, bakanlığa aday gösterilmeden önce ExxonMobil petrol şirketinin CEO’su olan Tillerson’un bu görevi sırasında Rusya ile büyük çaplı petrol anlaşmalarına imza atması, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkilere sahip olması ve 2014’te Putin’den madalya alması gibi hususlara dikkati çekerek, atamaya yönelik ciddi çekinceler ortaya koydular.

Oturumda Rusya’ya nasıl baktığı konusunda sert üsluplu sorulara maruz kalan Tillerson’un, Trump’a kıyasla Rusya’ya karşı daha sert ama yine de ihtiyatlı bir ton sergilediği görüldü.

Tillerson, Rusya’nın Ukrayna’nın bazı topraklarını ihlakı gibi adımlarından dolayı “sorumlu tutulması” gerektiğini belirtti ve Kırım’ın ilhakından sonra Rusya’ya daha sert bir karşılığın verilmiş olması gerektiğini savundu.

“NATO müttefikleri yeniden yükselen bir Rusya’ya karşı alarma geçmede haklı” diyen Tillerson, Rusya’nın “herşeyden önce küresel dünya düzenindeki kendi rolünü yeniden tesis etmek istediğini” kaydetti.

‘Kırmızı çizgiler yeşile döndü’

‘Bugün Rusya tehlike oluşturuyor ama kendi çıkarları doğrultusunda attığı adımlar tahmin edilemez değil” diyen Tillerson, Rusya’nın güçlenmesinden ise Amerika’nın kararlı bir liderlik ortaya koyamamasını sorumlu tuttu. Tillerson, “Müttefiklerimize verdiğimiz taahhütlerden geri adım attık, zayıf ya da karmaşık sinyaller gönderdik, kırmızı çizgiler yeşil çizgilere döndü. Rusya’nın bizim gibi düşünmediğinin farkına varamadık” diye konuştu.

Amerika ve Rusya’nın “muhtemelen hiçbir zaman dost” olmayacağını ve iki ülkenin birbirinden çok farklı değerler taşıdığını ifade eden Tillerson, ancak yine de iki ülkeyi de karşılıklı ilgilendiren meselelerin “kontrol dışına çıkmaması” için diyaloğun kritik önem taşıdığı görüşünü dile getirdi.

Tillerson, “Amerika’nın kendi izleyeceği yolu planlaması açısından Rusya ile niyetleri hakkında açık ve samimi bir diyalog kurulması” gerektiğini belirtti.

Putin için ‘savaş suçlusu’ demedi

Bakanlık görevine aday gösterilmeden önce ExxonMobil petrol şirketinin CEO’su olan Tillerson’u belki de en çok “terleten” sorular, son başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin aday adayları arasında yer alan Senatör Marco Rubio’dan geldi.

Rubio’nun, Tillerson’a, Rusya’nın Suriye iç savaşındaki askeri adımları nedeniyle Putin’i ‘savaş suçlusu’ olarak tanımlama konusunda ısrarlı sorularına karşın Tillerson, bu eylemlerin “kabul edilemez” olduğunu söylese de “savaş suçlusu” terimini kullanmayı reddetti, ancak kanıt görürse böyle bir tanımlamada bulunmayı değerlendirebileceğini söyledi.

Tillerson, Rusya’nın Amerika’daki başkanlık seçimlerine siber müdahale ettiğine dair istihbarat raporlarını rahatsız edici olarak niteledi ve Putin’in Amerika’daki 2016 başkanlık seçimlerine Rusya’nın siber müdahalesinden haberinin olması ihtimali için “adil bir kanı” ifadesini kullandı.

Bir başka soru üzerine Tillerson, Trump yönetimi göreve başlayana kadar Rusya’ya yönelik mevcut yaptırımların muhafaza edilmesinden yana olduğunu kaydetti.

Tillerson, bununla birlikte, ekonomik yaptırımların güçlü bir caydırma aracı olsa da özenle hazırlanmadığı ve uluslararası bir temelde uygulanmadığı takdirde ‘zayıf’ bir mesaj da verebileceği uyarısında bulundu. Tillerson, yaptırımların Amerikan ekonomisini de olumsuz etkileyebileceğine dikkati çekti. Amerika’nın 2014 yılında Kırım’ın Moskova tarafından ilhakı üzerine Rusya’ya getirdiği yaptırımlar, Tillerson’ın CEO’su olduğu ExxonMobil’e yüz milyonlarca dolara mal olmuştu.

Tillerson oturumda genel anlamda Trump yönetiminin Rusya’ya karşı yumuşak olacağına dair endişeleri gidermeye çalışsa da Trump’la Rusya politikasına dair fikirleri hakkında henüz konuşmadığını belirtmesi de dikkat çekti.

‘IŞİD’i yenilgiye uğratmak Ortadoğu’daki ana önceliğimiz olmalı’

Tillerson, IŞİD’i yenilgiye uğratmanın Ortadoğu’daki en üst öncelikleri olması gerektiğini de vurguladı.

Çin’le ilişkilere dair bir soru üzerine de Tillerson, Çin’in Kuzey Kore’ye yönelik BM yaptırımlarını düzgün şekilde uygulamadığı takdirde Amerika olarak Pekin’i bunu yapmaya zorlayacak tedbirleri hayata geçirmeleri gerektiğini söyledi. Tillerson, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetlerini de, “tartışmaları bölgelerin uluslararası normları gözetmeksizin yasadışı biçimde alınması” olarak niteledi.

Trump’ın seçim kampanyasında varlığına dair şüpheler dile getirdiği iklim değişikliği konusu da oturumda gündeme geldi. Tillerson iklim değişikliğinin insanların yol açtığı bir sorun olduğunu ve yol açtığı riskin boyutunun adım atılmasını gerektirecek kadar ciddi düzeyde olduğunu belirtti.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG