Erişilebilirlik

‘400 Suriyeli’ye Eğitim Desteği Verdik’


‘400 Suriyeli’ye Eğitim Desteği Verdik’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:08:00 0:00

Suriye’de 6 buçuk milyona yakın okul çağında çocuk var. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF’e göre, savaş yüzünden iki milyon çocuk okula gidemiyor. Bu toplam öğrenci nüfusunun yüçte biri anlamına geliyor. Savaş öncesi Suriye’de sağlam bir eğitim sistemi vardı ve okur yazarlık oranı yüzde 90’a yakındı. Çatışmalar yüzünden bazı çocuklar hayatlarında hiç okul yüzü görmedi. Ülkedeki 5 bin okul, yıkılmış durumda. Ayakta kalan okullar da ya evlerinden olan Suriyeliler ya da askerler tarafından kullanılıyor. Bir sorun da öğretmen sıkıntısı. Öğretmenlerin dörtte biri olan 52 bini işlerini ve evlerini terketmek zorunda kaldı. UNICEF başlattığı yeni programla üç milyon Suriyeli çocuğu eğitmeyi planlıyor. Peki, üniversite öğrencileri ve öğretim üyelerine yardım ediliyor mu? Bu soruyu merkezi New York’taki Uluslararası Eğitim Enstitüsü Araştırma ve İletişim Birimi Yöneticisi James King’e yönelttik. King’le Hülya Polat konuştu.

Hülya Polat - Sayın James King, Uluslararası Eğitim Enstitüsü, Suriyeli öğrenci ve akademisyenlere nasıl yardım ediyor? Suriye’de uzun bir süredir devam eden savaştan etkilenen kaç öğrenci veya öğretim görevlisine yardım edebildiniz bugüne kadar?

James King - Suriye’deki savaş nedeniyle bir neslin yaşadığı eğitim sorunlarına aktif olarak çare bulmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar 400 Suriyeli öğrenci ve akademisyene acil destek ve eğitim fırsatı sağladık. Bu yardımlarımızı ‘akademisyen yardım fon’u gibi değişik programlar aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Bu fon sayesinde 80’den fazla Suriyeli öğretim görevlisinin, Türkiye de dahil olmak üzere, birçok ülkede çalışmalarına devam etmelerini sağladık. Türkiye’deki birçok üniversiteyle işbirliği yapıyoruz. Türk üniversiteleri, bizim yardımlarımızla Suriyeli eğitmenlere geçici eğitim imkanı sunuyor. Öğrencilere baktığımızda da, Amerika’daki üniversitelerde okuyan ancak Suriye’deki çatışmalardan maddi olarak etkilenen Suriyeli öğrencilere, okullarına devam edebilmeleri için, az miktarda da olsa, bir düzineden fazla fon oluşturduk.

Amerika’da, Türkiye’den de KOÇ üniversitesi gibi üniversitelerin katıldığı bir birlik/konsorsiyum oluşturduk. Bu üniversiteler, Suriyeli öğrencilere öğrenimlerine devam edebilmeleri için burs olanağı sağlıyor. Son olarak ‘kamplardan kampüse’ adı altında başlattığımız bir girişimle Ürdün’de bulunan Suriyeli üniversite öğrencilerine eğitim yardımı vermeyi amaçlıyoruz. Bu program, eğitimlerini büyük bir olasılıkla bitirecek öğrencilerin belirlenmesi ve desteklenmesini sağlıyor. Aslında biz, Suriye’de üniversite eğitiminin en az iki yılını tamamlamış ve Ürdün’de bir üniversiteye kayıt yaptırmış öğrencilerin masraflarını karşılıyoruz. Bunlar çoğunlukla maddi sorunlar yüzünden eğitimlerine ara vermis ya da bırakmak üzere olan öğrenciler. Bizim bu öğrencilere odaklanmamızın nedeni, bu öğrencilerin zaten Ürdün’de bir üniversiteye kayıt yaptırmış olmaları. Burada öğrencilerin çoğu, kimlik veya akademik belgelerinin eksikliğinden eğitimlerine devam edemiyor. Kimlik ve belge eksikliği buradaki öğrencilere büyük bir engel oluşturuyor. Bizim odaklandığımız öğrenciler de bu zorlukların üzerinden zaten gelmiş oluyor. Biz de, bu öğrencilere, eğitimlerine devam etmeleri için yardımcı oluyoruz. Bu programın bir parçası olarak, mezun olduktan sonra özellikle mültecilere yararlı olabilecek alanlarda okuyan öğrencilere öncelik veriyoruz. Bu modeli Türkiye’nin de dahil olduğu birçok ülkede uygulayabileceğimize inanıyorum.

Hülya Polat - Ensitütünüz son birkaç yıl içinde Suriyeli öğretim üyeleriyle öğrencileri Amerika’ya getirebildi mi?

James King - Evet. Yaklaşık 30 Suriyeli akademisyenin, Amerika’da çeşitli üniversitelerde konuk araştırmacı olarak gelmesini sağladık. Suriye konsorsiyumu aracılığıyla da birçok Amerikan üniversitesinin Suriyeli öğrencilere burs vermesine yardım ettik.

Hülya Polat - Türkiye 1 Kasım’da yeniden seçime gidiyor. 7 Haziran’da yapılan seçimler sonrasında yayınladığınız bir raporda, Türkiye’deki siyasi durumun iki milyona yakın Suriyeli göçmeni etkileyeceğini belirtmiştiniz. Bu konuda beklentileriniz ne?

James King - Seçimlerden sonra Türkiye’de kurulacak bir hükümet hakkında şimdiden konuşmak çok doğru olmaz. Ancak, yeni kurulacak hükümet, şu an izlenen mülteci politikasının değiştirilmesi için baskı altında kalabilir. Mevcut hükümet, bence insani ve sorumluluk alan bir mülteci politikası izliyor. Mükemmel bir politika olmasa da Türk hükümeti, Suriyeli mültecilere özellikle eğitim konusunda destek oluyor. Bu nedenle yeni kurulacak bir hükümetin bu politikadan baskılar nedeniyle vazgeçmesinden kaygı duyuyoruz. Kamu harcamalarında mülteciler için verilen hizmetlerin, örneğin burs sayısının azaltılması, Suriyeli akademisyenlerin üniversitelerde çalışabilmeleri için verilen çalışma izninin kaldırılmasına son verilmesinden endişe ediyoruz. Suriye’deki vahşetten kaçan Suriyeli akademisyen ve öğrencilerin bu durumda, güvenli bir liman olarak gördükleri Türkiye’de kalabilme şansları azalır. Böyle birşey olmasını istemiyoruz.

Hülya Polat - Suriye krizi başladığında, kimse çatışmaların beş yıl süreceğini tahmin etmiyordu. Türkiye, bu iç savaşın daha devam edeceğini ve Suriyeli mültecilerin de Türkiye’de kalıcı olduklarını görüyor. Bazı mülteciler Avrupa’ya, bazıları da Amerika’ya gitmeye çalışıyor. Ancak birçoğu Türkiye’de kalacak. Türkiye’nin özellikle Suriyeli gençler için atmasını beklediğiniz adımlar var mı? Meslek eğitimi veya başka programlar işe yarar mı?

James King - Suriyeli mültecilerin çoğunun büyük bir ihtimalle Türkiye’de kalacağını görüyoruz. Bu nedenle Türk hükümetinin uygulaması gereken en önemli politikanın, özellikle Suriyeli gençlere eğitim olanağı sağlaması olduğunu düşünüyorum. Aslında bunun küresel bir sorumluluk olduğunu ve sadece Türkiye’ninüzerine yıkılmaması gerektiğini söylemem gerekir. 2014 raporumuzda, 2013 eğitim yılında Turkiye’de yaşayan Suriyeli göçmenlerin yüzde ikisinden azının eğitim aldığını tahmin ettiğimizi söylemiştik. Savaş öncesindeyse, gençlerin yüzde 26’sı üniversite veya dengi okullara gidiyordu. Bu nedenle yüzde iki aslında olması gerekenden çok daha az. Türk üniversitelerine kayıt yaptıran Suriyeli gençlerin sayısının son zamanlarda arttığını görüyoruz. Bu artışın hükümetin izlediği politika veya gençlerin Türk eğitim sistemini çözmesi gibi birkaç faktörden kaynaklandığını düşünüyorum. Birkaç istatistik vermek gerekirse, 2012-13 eğitim yılında Türk üniversitelerine kayıt yaptıran Suriyeli genç sayısı 500’ken, bu rakamın bir sonraki eğitim yılında bin 800’e çıktığını görüyoruz. Bu sayı bu eğitim yılı içinde 5 bin 500’e ulaşmış durumda. Bu gerçekten önemli ve ümit verici bir artış. Ancak, ülkdeki Suriyeli üniversite öğrencisinin oranı halen ortalama yüzde 3. Bu yeterli bir sayı değil. Daha fazla öğrencinin kayıt yaptırması, mesleki eğitim ve diğer programlara başlaması için yaratıcı yollar bulmak şart. Türk hükümetiyle kurumlarının maddi olarak desteklenmesi aslında uluslararası toplumun bir görevi. Bir başka deyişle, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı baskı ve zorluğu hafifletmek küresel bir sorumluluk.

Hülya Polat - Ben de şimdi bu soruyu soracaktım. Türkiye’ye yardım açısından uluslararası topluma düşen görev ne sizce?

James King - Türkiye’nin eğitim ve diğer alanlarda yardıma ihtiyacı var. Ancak yüksek tahsil desteği için uygulanacak birkaç yol bulunuyor. Bunlar aslında burs için kaynak sayısını arttırmak önemli bir yol. Türkiye’de birçok özel üniversite var. Bu üniversitelerin çoğu Suriyeli gençleri kabul etmek istiyor ve bu kapasiteye de sahip. Bunun yanında daha fazla öğrencinin kayıt yaptırma şansını artırmak için başka seçenekler de mevcut. Örneğin, Türkiye dışındaki üniversitelerle işbirliğine gidilip, daha fazla Suriyeli gencin yüksek öğrenim görmesi sağlanabilir. Uluslararası kuruluşlar ve hükümetler mültecilere ev sahipliği yapan ülkeleri ve orada okuyan Suriyeli gençleri nasıl destekleyebilir konulu konferansa katılmak üzere önümüzdeki ay İstanbul’a gideceğim. Bugün uygulanan birçok program, Suriyeli gençleri, Almanya veya Amerika gibi ülkelere getirmeye odaklı. Bu çok önemli, ancak Suriye nüfusuna ev sahipliği yapan Türkiye ve Ürdün’ün büyük bir desteğe ihtiyacı var. Bununla aslında bu tür programların, yerel halk arasında bulunan yoksul gençlere de destek verecek şekilde tasarlanması gerekiyor. Biz, “kamplardan kampüse” modelimizin bir parçası olarak aynı zamanda, Ürdünlü yoksul gençlere de destek olmaya çalışıyoruz. Sadece Suriyeliler’e odaklanılması doğru değil. Yardımların toplumu kapsayıcı olması gerekiyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG