Erişilebilirlik

Suriye Krizine Cumhurbaşkanı ve Başbakan Farklı mı Bakıyor?


Birleşmiş Milletler 68. Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seyahati öncesinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklama, Suriye krizine bakışta hükümetle arasındaki ton farkını net bir şekilde ortaya koydu. Hükümet çevreleri, Suriye’de yaşanan süreci, rejimin halka yönelik yaptığı katliamlar olarak görürken Cumhurbaşkanı Gül bir kez daha Suriye’de yaşananları “iç savaş” olarak tanımladı. Komşuda ülkede yaşanan katliamların kendisine büyük acı verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı, “İç savaşlar en acımasız savaşlardır” derken, taraflardan herhangi birini özel bir şekilde suçlamadı ve çözüm olarak diplomasiyi gösterdi.

Gül: ‘Türkiye’nin Suriye’de savaş arzusu yoktur’

“Bizim teröristimiz sizin teröristiniz” anlayışını yanlış ve tehlikeli bulan Abdullah Gül, uzunca bir süre öncesine kadar Suriye’ye yönelik uluslararası askeri müdahale talebini dile getiren hükümetin aksine, “Türkiye'nin herhangi bir savaş arzusu da yoktur. Bunun durdurulmasını istemekte. Uluslararası toplumun bu konuda kararlılık göstermesini istemektedir” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül’ün 24 Eylül tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapacağı konuşma merakla bekleniyor. Çünkü Gül’ün bölgesel ve ülkesel krizlerde diplomasiyi öne çıkaran tavrı, “eli kanlı liderlerle görüşmeyiz” diyen hükümet politikalarıyla ayrışıyor.

Kılıçdaroğlu: ‘Suriye’yi vurun demek ahlaki değil’

Bu arada yerel seçim havasına giren ana muhalefet de hükümete Suriye krizi üzerinden yükleniyor. Dün Adana’da ‘Savaşa Hayır’ mitingi düzenleyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti, “Suriye’de kargaşa çıkartmak ve insanı insana kırdırmak”la suçladı.

Masum insanların eline silah verilerek Müslüman coğrafyada kan akıtıldığını ve Türkiye’nin de bu süreçte sorumluluk taşıdığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hiç bir komutan, hiç bir lider, hiç bir din adamı 5 Eylül 2013’de Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı cümleyi kullanmadı. 'Her türlü koalisyon içinde yer alırız, yeter ki Suriye’yi vurun’ dedi. Bu tetikçilik demektir. Cumhuriyet tarihinde böyle bir sözü hiç bir lider kullanmamıştır. Ne ahlaki ne dini yanı vardır. Bu ilkesini satanlar, taşeronluğa soyunanların cümlesidir” dedi.

Suriye sınırının yolgeçen hanı olduğunu da savunan CHP lideri, başta Suriye olmak üzere Mısır de diğer bölgesel sorunlarda çözümün diplomasi ve halkların kaynaşmasından geçtiğini söyledi.

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu'na Sert Tepki

Kılıçdaroğlu’nun sert açıklamalarına Başbakan Recep Tayip Erdoğan da aynı sertlikte yanıt verdi. Malatya’da konuşan Türkiye Başbakanı, CHP Genel Başkanı’nı diktatörlerin sırtını sıvazlayıp barış havarisi rolü oynamakla suçladı. Erdoğan, “Kılıçdaroğlu, barışın ne olduğunu biliyorsa bunu gitsin yeni yol arkadaşı eli kanlı Esed'e (Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat) anlatsın. Bunu gitsin kaos çığırtkanlığı yapan, barikat kuran, taş atan kendi vekillerine anlatsın. Çok ilginç ki CHP Genel Başkanı birdenbire barış kelimesini hatırladı. Halbuki Suriye'de çocuklar katledilirken gidip kendi vekilleri o zalimle fotoğraf çekiniyordu” dedi.

Dün akşam saatlerinde polis evine atılan roketatar eylemini gerçekleştirdiği iddia edilen DHKP-C’yle CHP’nin el ele yürüdüğü imasında bulunan Erdoğan, “Taksim’de bu örgütle CHP kol kola eylem yaptı. Katil Esed'i korumak için barış kelimesi arkasına sığınmasını hiç kimse yutmaz Bizim Suriye halkıyla Mısır halkıyla bir sorunumuz yok. Mısır'da darbeciler ile Suriye'de de katil Esed rejimi ile sorunumuz var. Zulme rıza zulümdür. Biz zalimlerin yanında yer alamayız” diye konuştu.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG