Macroekonomic Danışmanlar adlı ekonomik araştırma şirketine göre vergiler, ticaret ve diğer konular hakkında seçim kampanyalarında verilen çelişkili sözler, ekonomiyi etkiliyor.
Başkan adaylarının anketlerdeki durumu değiştikçe borsa endeksi S&P 500 de değişiyor.
İktisatçı Joel Prakken, şu yorumu yapıyor: ”Clinton’ın seçimi kazanma olasılığı en azından kamuoyu yoklamalarına göre artınca borsanın yükseldiğini gördük. Clinton’ın şansının azalması ise borsanın gerilemesi anlamına geliyor.”
Iowa Üniversitesi’nden Maliye Profesörü Art Durney de, siyaset ve siyasi belirsizliğin ekonomiye etkilerinin 10, 20, 30 yıl öncesine göre çok daha fazla arttığını söylüyor.
Bunun nedeni, vergiler ve bazı kurallarla ilgili belirsizliğin imalat sektörüne olumsuz yansımaları.
Araştırmalara göre kaygılı yöneticiler, elemanlarına hisse senedi opsiyonu sunma gibi önemli kararları erteliyor.
İktisatçı Joel Prakken’e göre belirsizlik, ekonomik faaliyetlerin lokomotifi sayılan tüketicileri de etkiliyor. Tüketiciler, otomobil ya da ev almak, iş kurmak, iş yönetmek, yatırım kararları almak, siyasi belirsizliğin hakim olduğu ortamda erteliyor.
Brookings Enstitüsü’nden Bill Galston’a göre uzmanlar, siyasi belirsizliğin, enerji maliyetleri, faiz oranları ya da şirketlerin gelecekte talep görecek ürünlerle ilgili tahminlerinden daha büyük bir etkisi olup olmadığını merak ediyor.
Siyasi belirsizlik, seçimlerden sonra da sürecek. Seçimi Demokrat aday Clinton’ın kazanması durumunda ekonomi programını Kongre’den geçirmesi, Kongre’nin en az bir ya da her iki kanadının birden Cumhuriyetçiler’in elinde olması halinde zor görünüyor.
