Sigara içmenin zararları biliniyor. Ayrıca bugüne kadar sigaraya çok erken yaşta başlamanın da insan ömrünü kısalttığını gösteren çeşitli araştırmalar yapıldı. Ancak yeni bir araştırmaya göre, eğer 40 yaşına kadar sigara tiryakiliğinden vazgeçerseniz, hiç sigara içmeyenler kadar uzun yaşamanız mümkün olur.
Kanada’nın Toronto Üniversitesi Profesörü ve St. Michaels Hastanesi Küresel Sağlık Araştırmaları Merkezi Başkanı Prabhat Jha, sigaranın vücutta yolaçtığı hasarı gidermenin mümkün olmadığına dikkati çekiyor ancak sigara yüzünden ölüm riskinin düşebileceğini kaydediyor.
Araştırmalar 40 yaşına kadar sigara içenlerin ömrünün hiç içmeyenlere göre 10 yıl kısaldığını gösteriyor. Ancak yeni araştırma, 40 yaşından sonra sigara bırakılırsa, ömrün uzayacağı sonucuna varıyor.
Profesör Prabhat Jha’nın önemli bir uyarısı var: “Bu, 40 yaşına kadar istediğiniz kadar sigara içebileceğiniz anlamına gelmiyor. Sigara tiryakilerinin hayatında hiç sigara içmemiş kişilere oranla ölüm riski daha yüksek. Araştırma sonuçları bu gerçeği değiştirmiyor. Sigara tiryakilerinin ölüm riski, sigara içmeyenlerden %20 daha yüksek. 40 yaşına kadar içip bırakanlar için bu riskin azaldığı doğru. Ancak diyelim ki sigaradan 30 yaşında vazgeçtiniz, o zaman hiç sigara içmeyenlere yakın oranda uzun yaşaya şansınız var. Burada önemli olan mesaj şu: 40 yaşına kadar sigara içmek zararsız değil. Sigarayı hiç içmeyin ya da en kısa zamanda 30’lu yaşlarda kesinlikle bırakın.”
Toronto Üniversitesi araştırmacıları, sonuçları 1980’lerdeki verilerle karşılaştırdıktan sonra kadınlarla ilgili bir uyarıda bulundu. Kadınların sigarayla ilgili hastalıklar yüzünden ölme riski 1980’lere göre % 50 artmış görünüyor. Rakamlar sadece Amerika değil, bütün dünya için geçerli.
Profesör Jha’ya göre, dünyadaki 1 milyar 300 milyon sigara tiryakisinin yarısı beş ülkede, Brezilya, Çin, Rusya, Endonezya ve Hindistan’da yaşıyor. Mevcut eğilimler devam ederse, sigaranın yolaçtığı hastalıklar yüzünden dünyada toplam 1 milyar kişi hayatını kaybedecek. Bu, 20’nci yüzyıla göre, 21’nci yüzyılda 100 milyondan fazla kişinin daha öleceği anlamına geliyor.
Toronto Üniversitesi’nin yaptığı araştırmanın ayrıntıları 23 Ocak tarihli New England Journal of Medicine adlı tıp dergisinde yayınlandı.
Kanada’nın Toronto Üniversitesi Profesörü ve St. Michaels Hastanesi Küresel Sağlık Araştırmaları Merkezi Başkanı Prabhat Jha, sigaranın vücutta yolaçtığı hasarı gidermenin mümkün olmadığına dikkati çekiyor ancak sigara yüzünden ölüm riskinin düşebileceğini kaydediyor.
Araştırmalar 40 yaşına kadar sigara içenlerin ömrünün hiç içmeyenlere göre 10 yıl kısaldığını gösteriyor. Ancak yeni araştırma, 40 yaşından sonra sigara bırakılırsa, ömrün uzayacağı sonucuna varıyor.
Profesör Prabhat Jha’nın önemli bir uyarısı var: “Bu, 40 yaşına kadar istediğiniz kadar sigara içebileceğiniz anlamına gelmiyor. Sigara tiryakilerinin hayatında hiç sigara içmemiş kişilere oranla ölüm riski daha yüksek. Araştırma sonuçları bu gerçeği değiştirmiyor. Sigara tiryakilerinin ölüm riski, sigara içmeyenlerden %20 daha yüksek. 40 yaşına kadar içip bırakanlar için bu riskin azaldığı doğru. Ancak diyelim ki sigaradan 30 yaşında vazgeçtiniz, o zaman hiç sigara içmeyenlere yakın oranda uzun yaşaya şansınız var. Burada önemli olan mesaj şu: 40 yaşına kadar sigara içmek zararsız değil. Sigarayı hiç içmeyin ya da en kısa zamanda 30’lu yaşlarda kesinlikle bırakın.”
Toronto Üniversitesi araştırmacıları, sonuçları 1980’lerdeki verilerle karşılaştırdıktan sonra kadınlarla ilgili bir uyarıda bulundu. Kadınların sigarayla ilgili hastalıklar yüzünden ölme riski 1980’lere göre % 50 artmış görünüyor. Rakamlar sadece Amerika değil, bütün dünya için geçerli.
Profesör Jha’ya göre, dünyadaki 1 milyar 300 milyon sigara tiryakisinin yarısı beş ülkede, Brezilya, Çin, Rusya, Endonezya ve Hindistan’da yaşıyor. Mevcut eğilimler devam ederse, sigaranın yolaçtığı hastalıklar yüzünden dünyada toplam 1 milyar kişi hayatını kaybedecek. Bu, 20’nci yüzyıla göre, 21’nci yüzyılda 100 milyondan fazla kişinin daha öleceği anlamına geliyor.
Toronto Üniversitesi’nin yaptığı araştırmanın ayrıntıları 23 Ocak tarihli New England Journal of Medicine adlı tıp dergisinde yayınlandı.
