Erişilebilirlik

Sanat Müzeleri Teknolojiyi Nasıl Kullanıyor?


Sanat Müzeleri Teknolojiyi Nasıl Kullanıyor?
Sanat Müzeleri Teknolojiyi Nasıl Kullanıyor?

Sanat müzeleri genelde gençlerin ilgisini çekmeyen yerlerdir. Ancak şimdi birçok müze yönetimi, yeni teknolojileri kullanarak gençlerin de güzel sanatlara ve müzelere olan ilgisini arttırmaya çalışıyor.

Washington’daki Smithsonian Amerikan Sanatları Müzesi’ne bağlı olan Luce Sanat Vakfı sıradan bir müze değil. İçinde tam 3 bin 300 sanat eseriyle ilgili bilgi barındırıyor. Müze yetkilisi Georgina Goodlander anlatıyor: "Sanat eserlerine ait bütün bilgiler dijital. Böylece küçük bir alanda birçok sanat eseri bulabiliyorsunuz."

Ziyaretçiler, müzenin bilgisayar sistemine girip, eserler ve onları yapan yaklaşık bin 200 sanatçı hakkında bilgiye erişebiliyor.

Goodland, "Yüzlerce video kaydı, ses klipleri, ayrıntılı fotoğraflar ve gençlerin hoşlanacağı her türlü teknolojik donanımımız var. Yalnızca, gerçek bir sanat eserine bakmak yerine bir makinenin karşısına geçip ondan bilgi alıyorsunuz" ;eklinde konuşuyor.

200 sanat eseri hakkında bilgi içeren ses kaydı ise, müzede verilen mp3 çalarlar ya da özel cep telefonlarıyla dinlenebiliyor.

Goodland, "Ziyaretçiler bu aletle ses kaydını dinleyerek bir kaç saatliğine müzeyi gezebiliyorlar. İsteyenler kendi telefonlarını da kullanabiliyor" diyor.

Örneğin Ulusal Sanat Galerisi’nde ziyaretçiler, Leonardo da Vinci’nin ünlü tablosu Ginevra de’Benci hakkında sesli bilgi edinebiliyor: "Daha önceki kadın portreleri profilden yapılırdı. Ancak Leonardo, Ginevra’yı yüzünün 4’te üçlük bölümünü gösterecek şekilde resmetti."

Ses kayıtlarıyla ziyaretçilere bilgi vermek Ulusal Galeri’de 1960’lardan beri yapılagelen bir uygulama. Ancak yeni dijital aletler ziyaretçilere daha fazla özgürlük tanıyor. Ücretsiz verilen mp3 çalarda, istedikleri eser hakkında bilgi almak için o eserin kodunu girmeleri yeterli. Galerinin eğitim müdürü Lynn Russel anlatıyor: "Bu turlar İngilizce ve 5 yabancı dilde veriliyor. Yeni başlattığımız bu uygulama gerçekten çok ilgi gördü."

Çocuklar için dizayn edilen sesli turlarda, 50 farklı eser hakkında bilgi veriliyor. Bunlardan biri 19’uncu yüzyılda yaşamış ünlü Amerikalı ressam Augustus Saint-Gaudens’a ait.

Bu tablo, 1863’te Amerikan iç savaşı sırasında Albay Shaw ve birliğinin ilerleyişini gösteriyor.

John Gordy 11 yaşındaki oğlu Max’ı buraya getirmiş: "Birçok yeni bilgi edindim. Böylece daha çok düşünme fırsatım oluyor. Çocuk ve gençler için bu hizmetler çok güzel. Sonuçta, onların dikkatlerini bir noktaya toplamaları zor ve hemen ilgileri çabuk dağılıyor."

Sesli turlar çok revaçta. Ancak bunun için en iyi yol, yine müzenin verdiği mp3 çalarlardan almak.

Russell, "Bina içinde cep telefonları çok iyi çekmiyor. O nedenle cep telefonları için sesli tur hizmetimiz olsa da zaman zaman kopukluklar yaşanabiliyor. Sonuçta en iyi çözüm ücretsiz olarak verilen bu mp3 çalarlardan birini kullanmak" diyor.

Amerikalı Kızılderililer’i tanıtan müzede cep telefonları daha iyi çalışıyor. Bunun için, bazı yerlerde cep telefonu işaretlerini görmek mümkün. Ziyaretçiler bu işareti gördükleri yerde, telefonlarıyla bağlanabiliyor.

Bu işaret akıllı etiket adını taşıyor. Yani üzerinde kamerası olan ve özel yazılımlara sahip akıllı telefonlar bu etiketi tarayarak müzenin web sitesindeki bilgilere erişebiliyor.

Müzenin internet sorumlusu Jason Wigfield, akıllı etiketlerle web sitesine gelenlerden önemli bilgiler sağladığını söylüyor: "Bu sayede hangi objenin daha fazla tarandığını, yani bilgi almak amacıyla siteye girildiğini tespit etmek mümkün. Bu bize ziyaretçilerin nelere daha fazla ilgi gösterdiği konusunda bilgi veriyor."

Tabii, hala bir müzeye gittiğinde sadece duvardaki sanat eserlerini izlemek isteyenler olabilir. Ancak bu, müzelerin ziyaretçilere yeni teknolojiler sunmasını engellemiyor.


XS
SM
MD
LG