BRÜKSEL —
Ukrayna’nın, 28-29 Kasım’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen Doğu Ortaklığı Zirvesi’nde Rusya’nın etkisiyle Avrupa Birliği’yle Ortaklık Anlaşması ile Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması imzalamamaktan vazgeçmesi, Brüksel ile Moskova arasındaki ilişkilerde ciddi sıkıntı yarattı.
Avrupa Birliği’yle Rusya arasındaki ilişkilere üst düzey gerginlik olarak yansıyan bu sıkıntı hala giderilememiş gibi gözüküyor.
Brüksel’de 32. kez düzenlenen Avrupa Birliği – Rusya Zirvesi sonrasında yapılan açıklamalar bu durumu net şekilde teyit etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrupa Birliği’nin, Ukrayna konusunda izlediği politikadan rahatsız olduğunu net şekilde hissettirdi.
Ukrayna’nın arabuluculara ihtiyacı olmadığını düşündüğünü söyleyen Putin, “Ne kadar çok arabulucu olursa o kadar çok sorun olur” dedi. Bu ifadelerin açık hedefi son günlerde Ukrayna’daki durumun daha da kötüleşmesini engellemek amacıyla diplomatik atak başlatan Avrupa Birliği’nden başkası değildi.
Rusya’nın Ukrayna’daki gelişmelere karışmayacağını çünkü çıkış yolunu bulacak olanın Ukrayna halkı olduğunu ifade eden Putin, Avrupa Birliği Komisyonu’nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın Ukrayna’ya gönderilmesini de “Yunanistan’da yapılan Avrupa Birliği karşıtı bir gösteriye bizim dışişleri bakanımızın katıldığında Avrupa Birliği’nin vereceği tepkiyi hayal edin” diyerek eleştirdi.
Putin’le Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun da katıldığı ortak basın toplantısı düzenleyen Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ise gerek Füle’nin gerekse Ashton’ın ziyaretlerinin şiddetin tırmanmasını önleme ve mümkün olan en kısa zamanda siyasi istikrar sağlanmasına katkıda bulma amaçlı olduğunu söyledi.
Ukrayna’daki son gelişmeler sonrasında Rusya’nın bu ülkeyle yaptığı anlaşmaların geleceği de merak edilen konular arasında yer alıyordu.
Rusya’nın ulusların egemenliğine her zaman saygı duyduğunu belirten Putin, Ukrayna ile yapılan mali yardım anlaşmasının ve gaz fiyatlarında indirime gidilmesinin herhangi bir hükümeti desteklemek için değil Ukrayna halkının yararı için yapıldığını belirtti. Putin, Ukrayna’daki yeni hükümetin muhalefet ağırlıklı olması halinde bile anlaşmaları gözden geçirme niyetinde olmadıklarının altını net şekilde çizdi.
Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki en kısa zirve olarak kayıtlara geçen toplantıda farklı format ve gündem nedeniyle geleneksel olarak ele alınan çok sayıda konuya detaylı değinilemedi.
Tarafların haziranda Soçi’de düzenlenecek 33. Avrupa Birliği – Rusya Zirvesi’nde bu konuları ele almaları o zamana kadar da mevcut gerginlikleri aşma yolunda çaba harcamaları bekleniyor.
Avrupa Birliği’yle Rusya arasındaki ilişkilere üst düzey gerginlik olarak yansıyan bu sıkıntı hala giderilememiş gibi gözüküyor.
Brüksel’de 32. kez düzenlenen Avrupa Birliği – Rusya Zirvesi sonrasında yapılan açıklamalar bu durumu net şekilde teyit etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrupa Birliği’nin, Ukrayna konusunda izlediği politikadan rahatsız olduğunu net şekilde hissettirdi.
Ukrayna’nın arabuluculara ihtiyacı olmadığını düşündüğünü söyleyen Putin, “Ne kadar çok arabulucu olursa o kadar çok sorun olur” dedi. Bu ifadelerin açık hedefi son günlerde Ukrayna’daki durumun daha da kötüleşmesini engellemek amacıyla diplomatik atak başlatan Avrupa Birliği’nden başkası değildi.
Rusya’nın Ukrayna’daki gelişmelere karışmayacağını çünkü çıkış yolunu bulacak olanın Ukrayna halkı olduğunu ifade eden Putin, Avrupa Birliği Komisyonu’nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın Ukrayna’ya gönderilmesini de “Yunanistan’da yapılan Avrupa Birliği karşıtı bir gösteriye bizim dışişleri bakanımızın katıldığında Avrupa Birliği’nin vereceği tepkiyi hayal edin” diyerek eleştirdi.
Putin’le Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun da katıldığı ortak basın toplantısı düzenleyen Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ise gerek Füle’nin gerekse Ashton’ın ziyaretlerinin şiddetin tırmanmasını önleme ve mümkün olan en kısa zamanda siyasi istikrar sağlanmasına katkıda bulma amaçlı olduğunu söyledi.
Ukrayna’daki son gelişmeler sonrasında Rusya’nın bu ülkeyle yaptığı anlaşmaların geleceği de merak edilen konular arasında yer alıyordu.
Rusya’nın ulusların egemenliğine her zaman saygı duyduğunu belirten Putin, Ukrayna ile yapılan mali yardım anlaşmasının ve gaz fiyatlarında indirime gidilmesinin herhangi bir hükümeti desteklemek için değil Ukrayna halkının yararı için yapıldığını belirtti. Putin, Ukrayna’daki yeni hükümetin muhalefet ağırlıklı olması halinde bile anlaşmaları gözden geçirme niyetinde olmadıklarının altını net şekilde çizdi.
Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki en kısa zirve olarak kayıtlara geçen toplantıda farklı format ve gündem nedeniyle geleneksel olarak ele alınan çok sayıda konuya detaylı değinilemedi.
Tarafların haziranda Soçi’de düzenlenecek 33. Avrupa Birliği – Rusya Zirvesi’nde bu konuları ele almaları o zamana kadar da mevcut gerginlikleri aşma yolunda çaba harcamaları bekleniyor.
