Plastik torba, dünyanın her yerinde kullanılıyor. Ancak bu, aynı zamanda büyük bir kirlilik kaynağı. Plastik torbaların yok olması onlarca hatta yüzlerce sene alıyor. Yok olurken de toprağa, göllere ve okyanuslara ufak zehirli parçacıklar bırakıyorlar. Bu nedenle insanlar plastik torbaları yeniden dönüştürmeye yönlendiriliyor. Allita Irby ise bu torbaları farklı bir şekilde yeniden kullanıma sokuyor. Irby plastik torbalardan sanat eserleri yapıyor.
Allita Irby güne gazete okuyarak başlıyor.
Ancak bugün gazete okumayı sonraya bırakıyor. Daha önemli olan ise gazetenin içinde geldiği plastik torba.
Farklı malzemeler kullanan sanatçı plastiğin potansiyelini 3 sene önce fark etmiş: “Gazeteyi paketten çıkarırken torbanın dokusunu hissettim. Yumuşaktı. Düşündüm ve 3 tanesiyle örgü yapabilirim dedim.”
O günden bu yana Irby plastik torbaları sanatında soyut çizgiler için kullanıyor.
Plastik torbaları eserlerine katmadan önce Irby kuştüyü, deri ve kurutulmuş bitkiler kullanmış.
Tüm bu nesneler sanatçının Amerikan yerlisi kimliğini ön plana çıkarıyor. “Navajo Desteleri” bunlardan biri.
Allita Irby, “Bir Navajo saç stilini yansıtıyordum. Saçı alarak arkaya yatırdım ve bir bağla tutturdum,” diyor.
Siyah Amerikalılar Müzesi ve Kültür Merkezi, “Örgüler ve Atkuyrukları” koleksiyonunda Irby’nin eserlerini sergiliyor.
Müzeden Jon West-Bay, “Uzaktan insanlar farklı bir şey sanıyor. Yaklaştıklarında plastik torbaları görüyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Çöpten hazine yaratmasına hayran kalan bazı komşuları Irby’den plastik torbayla sanat eserleri yapmayı öğrenmek istemiş.
Charlotte Hogan, “Bu inanılmaz. Harika. Kilisemdeki yaşlılarla bunu paylaşmayı düşünüyorum,” diyor.
Aleta Meyer, “Plastik torbayla bir şey yapmak hiç aklıma gelmemişti. Bu gerçekten farklı bir şey,” şeklinde konuşuyor.
Shirley Watts, “Harika bir eser yaratıp çerçeveletip duvarıma asmak ve bunu ben yaptım demek istiyorum,” diyor.
Allita Irby, “Bence hepimiz sanatçıyız. Etrafımızda her yerde güzellik var,” diyor.
Irby tek yapmamız gerekenin gözlerimizi açıp güzelliği görmek olduğunu söylüyor.
