Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’nce yapılan yazılı uyarıyı ve Türkiye’nin sınır güvenliğindeki son tabloyu ise, TEPAV uzmanı ve TOBB Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Nihat Ali Özcan, Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Nihat Ali Özcan, Amerikan vatandaşlarına yönelik uyarı için “ABD’nin kendi vatandaşları konusunda hassas olması anlaşılabilir. Öbür taraftan böyle bir karar almasına ilişkin bölgedeki güvenlik durumuyla ilgili yorumun tutarlı bir tarafı var. Yasadışı yollarla Türkiye gidip gelenler hareketliliği var. Türkiye’de 1,5 milyon mülteci var ve Suriye’de farklı grupları destekliyorlar. Bugünlerde rehine alma işlerinin çok da popüler olması Amerikan Büyükelçiliği’ni kaygılandırmış görünüyor” dedi.
“Sınır güvenliği politik ve askeri iş”
Özcan, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlayamadığı yolundaki eleştirileri ise şöyle yorumladı: “Dünyanın hiçbir yerinde yüzde yüz güvenli sınır yoktur. ABD de Meksika sınırında benzer sorunlar yaşıyor. Ama burada terörizm ile ilgili boyutu daha görünür olduğu için sınır güvenliği ön plana çıkıyor. Türkiye son 1 yıldır sınır güvenliğinin korunması konusunda geçmişten daha hassas ve daha fazla dikkat gösteriyor. Ama yapması gereken daha fazla iş var. Öncelikle bunun polisiye bir iş olmadığı ve mevcut politik, yasal uygulamalarla korunmasının mümkün olmadığı görülmeli. Bunun politik ve askeri bir iş olduğu görülmeli. Sınır ötesindeki gelişmeler bakımından alanda mutlaka uygulamalar gerekiyor. Türkiye’nin sadece sınır geçişini koruması değil, uluslararası işbirliği de ve terör amaçlı gelenler kaynak ülkeden gelişinden itibaren izlenmesi gerekiyor. Bunun için de istihbarat paylaşımı gerekiyor.”
‘Sınır geçişi internette izlenebilir’
Türkiye’den IŞİD’e katılımları da değerlendiren Özcan, farklı ideolojilere sempati duyan vatandaşları olan bir ülkede bunu doğal görmek gerektiğini vurguladı. Bunu sosyal medya paylaşımları üzerinden takip etmenin mümkün olduğunu da anımsatan Özcan, şöyle konuştu: “Belli bir coğrafyada yaşıyorsunuz, o bölgede olup biten çatışmanın dışında kalmanız pek mümkün değil. Üstelik ortada birden fazla ideoloji varsa. Suriye’ye sadece IŞİD’e katılanlar yok. PKK’ya, PYD’ye katılanlar var. Bölgede Esad’a destek verenler var. Mesela geçmişte ABD Elçiliği’ne yapılan bombalı saldırıdaki temel ideolojik perspektif var. Dolayısıyla Türkiye’de farklı gruplara giden farklı ideoloji ve mezhepsel kökende insan var. Bunu önlemek için öncelikle siyasi bir bakış ve bu siyasi bakış ile bir politik hedefe ihtiyacı var. Bu hedefi realize edecek farklı enstrümanlara ihtiyaç var. Sadece internette detaylı bir araştırmayla farklı gruplara katılan Türk vatandaşları olduğunu görmek mümkün.”
