Erişilebilirlik

2010 Ortadoğu Barışı Açısından Kötü Bir Yıl Oldu


2010 Ortadoğu Barışı Açısından Kötü Bir Yıl Oldu
2010 Ortadoğu Barışı Açısından Kötü Bir Yıl Oldu

2010 yılında İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümü yolunda önemli sayılabilecek ilerlemeler kaydedilmesine rağmen yılsonuna büyük hayal kırıklıklarıyla gelindi. Taraflar Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşimleri ve Kudüs’ün statüsü gibi kilit konularda anlaşmaya varamadı.

Yılın sonuna yaklaştığımız bu günlerde Nablus yakınlarında Filistinli çiftçi İmran Ekrem’in normalde zeytin hasadını toplaması gerekiyordu. Ama bu yıl hasat olmadı. Ekrem’in zeytin bahçesi yakındaki Yahudi yerleşimcilerin saldırısına uğradı. Saldırganlar topraklarını terke zorlamak için Ekrem’in ağaçlarını kesti.

2010 yılı Ekrem için umutla başlamış. Barış görüşmelerinin İsrail işgalini sona erdireceğini düşünürken umutları suya düşmüş.Ekrem şöyle konuşuyor: "Görüşmelerin yüzde 50 başarıya ulaşacağını, barış sağlanacağını düşünmüştüm. Görüşmelerin tamamen başarısız kaldığını görmek üzücü oldu.”

Amerika’nın İsrail ve Filistinliler’i doğrudan görüşmelere ikna etme çabaları yıl başlarında yoğunluk kazandı, özel temsilci George Mitchell defalarca bölgede temaslar yaptı.

Mayıs ayında Arap Birliği dolaylı görüşmelere destek verdi. Filistinli başgörüşmeci Saib Erekat o zaman şunları söylemişti: "Amerika taleplerimizi karşılama sözü verdi. Umarız bunlar sözde kalmaz, gerçeğe dönüşür.”

Filistinliler İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşim inşaatlarını durdurması karşılığında doğrudan görüşmelere razı. Ancak Amerika’nın baskısı yalnızca on ay İsrail’in inşaatları durdurabildi.

Doğrudan görüşmeler ancak Eylül ayında başlayabildi. Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton şunları söyledi: "Burada bulunan sizler, halkınızı, değiştiremeyeceğimiz bir tarihin zincirlerinden kurtarma ve yalnızca sizin inşa edebileceğiniz barışçı ve onurlu bir geleceğe taşıma yönünde önemli adım attınız.”

Ama barış umutları kısa sürdü. Birkaç hafta içinde İsrail inşaatlara uyguladığı geçici yasağı kaldırdı. İnşaatlar yeniden başlaması üzerine Filistinliler görüşmelerden çekildi.

Amerika Özel Temsilcisi George Mitchell da yeniden Ortadoğu’ya gitti. Mitchell Amerika'nın bu konuda çalışmaya kararlı olduğunu tekrarladı: "Taraflar arasında ortak bir zemin bulma ve doğrudan görüşmeleri devam ettirme konusunda kararlıyız ve çabalarımızı sürdüreceğiz.”

Amerika inşaatları yeniden durdurmasını sağlamak için İsrail’e diplomatik güvencenin yanısıra, radarlara yakalanmayan yeni F-35 savaş uçakları önerdi. İsrail Aralık başında isteksiz davranınca, Amerika öneriyi geri çekti.

İsrailliler’in çoğu, hükümetlerinin Filistinlilerle görüşmeleri sürdürmesini istemiyor. Bir İsrailli şunları söylüyor: "Daha başından büyük umutlarım yoktu. Şimdi de yok, çünkü Filistinliler karar verme cesaretine sahip değiller. Bizler çok zor kararlar verdik. Sina’dan çekildik, Gazze’den çekildik ve sonunda birşey elde edemedik.”

İsrailliler, Gazze’den çekilmelerinin bedelini, bu bölgeden gelen roket saldırılarıyla ödediklerine inanıyor. İsrail’in çekilmesinden kısa bir süre sonra Gazze, militan Hamas örgütünün eline geçti.

Çok sayıda İsrailli, Araplar’a ait diğer topraklardan çekilmelerinin kendilerine dost ve güvenlik sağlamadığına inanıyor.

İmran Ekrem gibi Filistinliler içinse İsrail işgalinin sona ermesi ve bağımsız devlet kurma hayalleri artık çok uzak görünüyor. Ekrem, yine de tarafların bir an önce çözüm bulması gerektiğini söylüyor. Ekrem şöyle konuşuyor: "Bütün devletlerden bizi ve kendilerini barış içinde yaşatmalarını istiyorum. Yahudi yerleşimciler gelip ağaçlarımı kesmeye başladığında ben sadece bahçemde çalışıyordum. Benim bütün hayatım bu ağaçlar. Ağaçlarımı keserseniz bana ne kalacak?”

2010’un sonuna yaklaştığımız bu günlerde barış süreci yine askıda, 2011’den beklentilerse yok denecek kadar az görünüyor.

XS
SM
MD
LG