İsrail devlet denetçisi, Netanyahu hükümetini 2010 yılındaki Mavi Marmara baskınına götüren kararları sert bir dille eleştirdi.
Devlet Denetçisi Micha Lindenstrauss, 158 sayfalık raporunda baskın sırasında Başbakan Benyamin Netanyahu’nun karar alma sürecinin “düzenden, koordinasyondan, yetki ve belgeden yoksun olduğunu” bildirdi. Rapor, Netanyahu’nun baskın kararı alırken aralarında genelkurmay başkanının da olduğu çok sayıda kişiden yapılan uyarıyı dikkate almadığını, kararların eşgüdüm içinde alınmadığını belirtiyor.
İki yıl önce İsrail komandolarının Gazze’ye yardım götüren filodaki Mavi Marmara gemisine düzenlediği baskında dokuz Türk hayatını kaybetmişti. Baskın zaten gergin olan Türkiye-İsrail ilişkilerini neredeyse kopma aşamasına getirdi.
Lindenstrauss, Başbakan Netanyahu’nun o sırada yaklaşmakta olan Mavi Marmara’yı nasıl önleyeceklerini yalnızca Savunma Bakanı Ehud Barak ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’la görüştüğüne dikkati çekiyor. Ancak İsrail başbakanının bu tarz askeri operasyonları tüm güvenlik kabinesiyle görüşmesi gerekiyor.
Lindenstrauss’un bulgularının İsrail tarihinin en büyük koalisyonlarından biri olan mevcut hükümeti etkilemesi beklenmese de, rapora destek veren muhalefet, aynı düzensizliğin İsrail’i gelecekte İran’a karşı hesapsız saldırı düzenlemeye itebileceğine dikkati çekiyor.
İsrail Başbakanı’nın sözcüsü, Mark Regev denetçinin raporunu, “demokratik sürecin araçlarından biri olan kurumsal, bağımsız denetleme mekanizması” olarak yorumladı ve raporu hazırladığı için Lindenstrauss’a teşekkür etti.
Birleşmiş Milletler’in Mavi Marmara baskınını inceleyen komisyonu, kendi yürüttüğü soruşturmanın ardından geçen yıl yayınladığı raporda İsrail’in Gazze politikasını ve baskını eleştirmemiş, yalnızca İsrail’in aşırı güç kullandığını yazmıştı. İsrail hükümeti de kendi yaptırdığı incelemelerde operasyonda yalnızca taktik ve planlama hataları olduğunu bildirmişti.
Devlet Denetçisi Micha Lindenstrauss, 158 sayfalık raporunda baskın sırasında Başbakan Benyamin Netanyahu’nun karar alma sürecinin “düzenden, koordinasyondan, yetki ve belgeden yoksun olduğunu” bildirdi. Rapor, Netanyahu’nun baskın kararı alırken aralarında genelkurmay başkanının da olduğu çok sayıda kişiden yapılan uyarıyı dikkate almadığını, kararların eşgüdüm içinde alınmadığını belirtiyor.
İki yıl önce İsrail komandolarının Gazze’ye yardım götüren filodaki Mavi Marmara gemisine düzenlediği baskında dokuz Türk hayatını kaybetmişti. Baskın zaten gergin olan Türkiye-İsrail ilişkilerini neredeyse kopma aşamasına getirdi.
Lindenstrauss, Başbakan Netanyahu’nun o sırada yaklaşmakta olan Mavi Marmara’yı nasıl önleyeceklerini yalnızca Savunma Bakanı Ehud Barak ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’la görüştüğüne dikkati çekiyor. Ancak İsrail başbakanının bu tarz askeri operasyonları tüm güvenlik kabinesiyle görüşmesi gerekiyor.
Lindenstrauss’un bulgularının İsrail tarihinin en büyük koalisyonlarından biri olan mevcut hükümeti etkilemesi beklenmese de, rapora destek veren muhalefet, aynı düzensizliğin İsrail’i gelecekte İran’a karşı hesapsız saldırı düzenlemeye itebileceğine dikkati çekiyor.
İsrail Başbakanı’nın sözcüsü, Mark Regev denetçinin raporunu, “demokratik sürecin araçlarından biri olan kurumsal, bağımsız denetleme mekanizması” olarak yorumladı ve raporu hazırladığı için Lindenstrauss’a teşekkür etti.
Birleşmiş Milletler’in Mavi Marmara baskınını inceleyen komisyonu, kendi yürüttüğü soruşturmanın ardından geçen yıl yayınladığı raporda İsrail’in Gazze politikasını ve baskını eleştirmemiş, yalnızca İsrail’in aşırı güç kullandığını yazmıştı. İsrail hükümeti de kendi yaptırdığı incelemelerde operasyonda yalnızca taktik ve planlama hataları olduğunu bildirmişti.
