WASHINGTON —
Göktaşları, evrenin oluşumuyla ilgili ipuçları sundukları gibi dünya için tehdit oluşturur ve bilim adamlarına yeni araştırma alanları sunarlar.
NASA Araştırma ve Operasyon Müdürü Bill Gerstenmaier, göktaşı projesinin uzay araştırmaları açısından ileri bir adım olduğunu söylüyor: “Aslında bu proje, diğer çalışmalarla birebir örtüşüyor. Proje, gözlemleme faaliyetlerinden, kapsül ve roket çalışmalarımızdan yararlanıyor.”
Gökbilimciler yeryüzüne yakın olan ve tehdit oluşturabilecek göktaşlarını zaten izlemeye almış durumdalar. Bu da NASA’nın hedef seçmesine yardımcı olacak.
NASA mühendisleri de güneş ışığı kullanan yeni bir motor teknolojisi üzerine çalışmaya devam ediyor.
Bill Gerstenmainer, “7 ila 10 metre çapında ve yaklaşık 500 ton ağırlığındaki bir göktaşını kontrol altına alıp ay merkezli sabit bir yörüngeye oturtmayı planlıyoruz. Bu da göktaşına 2021 yılı itibariyle astronot gönderme hedefimizi mümkün kılacak” diyor.
Eğer proje başarılı olursa, insanların, yeryüzü için tehlike teşkil eden göktaşlarının yönünü değiştirebileceği ispatlanmış olacak.
NASA proje yolunda gitmese de, deneme için seçilen göktaşı büyük olmayacağından dünya için bir tehdit oluşturmayacağını söylüyor.
Gerstenmaier ay merkezli yörüngenin bir göktaşını yüzyıl boyunca yerinde tutabilecek kadar sabit olduğunu belirtiyor: “Uzay gemisini ve göktaşını bu yörüngeye oturtursak, astronotlar gelecekte göktaşını birçok kez ziyaret edebilir.”
Göktaşı projesi için Orion uzay kapsülü kullanılacak. Astronotlar, göktaşının yakınında beş gün kadar geçirip, topladıkları örnekleri Orion kapsülüyle yeryüzüne gönderecekler.
Gerstenmaier proje ekibinin yeryüzünden ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan uzakta, uzayın derinliklerinde çalışma deneyimi kazanacağını düşünüyor: “Operasyonu, gerektiğinde durdurmak için, doğru senaryolara, göktaşı yakınında beş gün geçirecek yedek erzağa sahip olmamız gerek. Bu deneyim bizi daha büyük projelere bir adım daha yaklaştıracak.”
Gerstenmaier’ın bahsettiği büyük proje 2030’lu yıllarda Mars’a insan göndermek.
NASA Araştırma ve Operasyon Müdürü Bill Gerstenmaier, göktaşı projesinin uzay araştırmaları açısından ileri bir adım olduğunu söylüyor: “Aslında bu proje, diğer çalışmalarla birebir örtüşüyor. Proje, gözlemleme faaliyetlerinden, kapsül ve roket çalışmalarımızdan yararlanıyor.”
Gökbilimciler yeryüzüne yakın olan ve tehdit oluşturabilecek göktaşlarını zaten izlemeye almış durumdalar. Bu da NASA’nın hedef seçmesine yardımcı olacak.
NASA mühendisleri de güneş ışığı kullanan yeni bir motor teknolojisi üzerine çalışmaya devam ediyor.
Bill Gerstenmainer, “7 ila 10 metre çapında ve yaklaşık 500 ton ağırlığındaki bir göktaşını kontrol altına alıp ay merkezli sabit bir yörüngeye oturtmayı planlıyoruz. Bu da göktaşına 2021 yılı itibariyle astronot gönderme hedefimizi mümkün kılacak” diyor.
Eğer proje başarılı olursa, insanların, yeryüzü için tehlike teşkil eden göktaşlarının yönünü değiştirebileceği ispatlanmış olacak.
NASA proje yolunda gitmese de, deneme için seçilen göktaşı büyük olmayacağından dünya için bir tehdit oluşturmayacağını söylüyor.
Gerstenmaier ay merkezli yörüngenin bir göktaşını yüzyıl boyunca yerinde tutabilecek kadar sabit olduğunu belirtiyor: “Uzay gemisini ve göktaşını bu yörüngeye oturtursak, astronotlar gelecekte göktaşını birçok kez ziyaret edebilir.”
Göktaşı projesi için Orion uzay kapsülü kullanılacak. Astronotlar, göktaşının yakınında beş gün kadar geçirip, topladıkları örnekleri Orion kapsülüyle yeryüzüne gönderecekler.
Gerstenmaier proje ekibinin yeryüzünden ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan uzakta, uzayın derinliklerinde çalışma deneyimi kazanacağını düşünüyor: “Operasyonu, gerektiğinde durdurmak için, doğru senaryolara, göktaşı yakınında beş gün geçirecek yedek erzağa sahip olmamız gerek. Bu deneyim bizi daha büyük projelere bir adım daha yaklaştıracak.”
Gerstenmaier’ın bahsettiği büyük proje 2030’lu yıllarda Mars’a insan göndermek.
