Daha iyi bir hayat peşinde koşan Afrikalı göçmenler, Avrupa Birliği ülkelerine gidebilmek için farklı yollar deniyor. Çoğu Akdeniz'de tehlikeli bir yolculuğa çıkan mülteciler için hayat gerçekten çok zor
40’dan fazla çocuk, kadın ve erkekten oluşan bu grup, uzun ve tehlikeli bir yolculuktan sonra önce Türkiye’ye, ardından da Yunanistan’a ulaşmayı başardı. Göçmenler Türkiye’de insan kaçakçılarına kişi başına 500 dolar ödedi. Fildişi Sahili vatandaşı olan liderleri, ücret ödememe karşılığında kalabalık tekneye kaptanlık yapmayı kabul etti. Grup şimdi de Makedonya’daki demiyolu hattını izleyerek ilerliyor. Amaç, Macaristan’a varmak ve buradan Almanya, Fransa ve diğer Batılı ülkelere vizesiz ve pasaportsuz giriş yapmak.
Jean Paul Apetey, “Önümüzde birçok engel var, çok cesur olmak zorundayız. Avrupa çok büyük, yolculuk çok uzun sürüyor. Örneğin Fransa’ya gitmek istiyorsunuz ancak bunun bir değil, binlerce yolu olduğunu görüyorsunuz.” şeklinde konuşuyor.
Bu grupta Fildişi Sahili, Mali, Kamerun ve Burkina Fasolular var. Bilinmezliğe uzanan yolculuk birçok engel ve tehlikeyle dolu olsa da yolun sonunda yeni bir hayat kurma umudu olduğu için herkes risk almaya hazır.
Fidel Castro, Afrika'nın ekonomik krizler, kötü politikalar, işsizlik gibi birçok sorunla boğuştuğunu ve diploma sahibi olunsa bile iş bulmanın zor olduğunu söylüyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin sınırlarını koruma altına alması amacıyla oluşturulan Frontex, 2014’te Balkanlar’ın batısındaki rotayı kullanarak Avrupa’ya girmeye çalışan kaçak sayısının 43 bin olduğunu bildiriyor. Bu sayı, bir önceki yılın iki katı.
Bu yılın ilk iki ayında Macaristan’a bu yoldan 22 bin kaçağın giriş yaptığı belirlenmiş.
Hilarion Charlemagne, sınırı kaçak geçmenin yasak olduğunu bildiklerini ve bu sebeple bir suçluluk duygusu içinde olduklarını söylüyor.
Gece yolculuğu da oldukça tehlikeli. Makedonya polisi, gece el fenerleriyle yaptığı arama operasyonunda gruptaki birçok kişiyi yakalayıp Yunanistan’a geri göndermiş.
Mirielle Djeukam, “Yolculuk çok zordu. Bu kadar zor olacağını bilsem baştan bu işe kalkışmazdım. Bu şekilde yürümem imkansız.” şeklinde konuşuyor.
Kamerunlu bu kadın en azından Yunanistan’da doğan bebeğinden ayrılmak zorunda kalmadığına şükrediyor. Ancak Türkiye’de doğum yapan Fildişi Sahili vatandaşı bir başka kadın, o kadar şanslı değil. Makedonya’daki polis baskını sırasında annesinden ayrılan bebek, Sırbistan’a giriş yapmayı başaran grubun yanında kalmış.
