2015 yılında, zulüm, baskı ve yoksulluktan kaçan bir milyon kişi Afrika ve Ortadoğu’yu terk ederek Avrupa’ya kaçtı. Yeni yılda da Avrupa’nın güneyindeki sınır girişlerinde durum aynı. AB, kıtaya göçmen akınını engellemek için yeni önlemleri gözden geçirirken, insanı yardım kuruluşları çoğunluğu kadın ve çocuk olan mültecilere yardım sağlamakta zorlanıyor.
Yunan adası Midilli’ye ulaşmak isteyen, aralarında çocukların da bulunduğu en az 36 mültecinin cesedi kısa süre önce Türk sahillerine vurdu. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü olan Brian Hansford, insaların çaresiz olduğunu ve ölümü göze aldıklarını söylüyor. Siyasi bir çözüme kavuşulmadan ölümlerin devamlı artacağını belirten yetkili, ölenlerin sayısının çok büyük olduğunu belirtiyor.
Avrupa ve Amerika’da göçmenlerin çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu yönünde bir izlenim var. Bu, kamuoyunun krizle ilgili endişelerini arttırıyor. UNICEF’ten Christopher Tidey ise göçmenlerin yüzde 52’sinin kadın ya da çocuklar olduğuna dikkati çekiyor ve bu insanların isteyerek bu yolu seçmediğini hatırlatıyor.
Tidey, Balkan ülkelerinin, çocuklara ve ailelerine yardım edebilmek için ellerinden geleni yaptığını belirtiyor ve sınırlarda ülkelerin çoğunun karşılama merkezleri oluşturduğunu da hatırlatıyor.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Göç İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Başkanı Dimitris Avramapoulos, Avrupa’nın kendi sınırları içinde serbest dolaşım ilkesinin korunmasının önemli olduğunu söylüyor.
Birçok kişi göç dalgasının büyüklüğünün, bu hakkı tehdit ettiği görüşünde.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği de mültecilerin güvenliğini sağlamak için daha fazla yerleşim ve insanı kabul programları oluşturulması ve daha esnek vize uygulamaları için çağrılarını sürdürüyor. Ancak kriz şimdilik çözüme ulaşacak gibi görünmüyor.
