Erişilebilirlik

Mısır'da Medya Savaşı


El-Ahram gazetesinin manşet haberini okuyan Mısırlılar
El-Ahram gazetesinin manşet haberini okuyan Mısırlılar
Mısır’daki siyasi kriz sırasında medya, devrik cumhurbaşkanı yanlısı gazete ve televizyon kanallarının kapatılması ve açık kalan yayın kuruluşlarının yeni hükümeti desteklemesiyle savaş alanına dönüştü.
Bu arada yabancı haber organları hükümetin sert eleştirilerine maruz kalırken bir çok gazeteci sokaklarda öfkeyle karşılandı, hatta saldırıya uğradı.

Son haftalardaki gösterilerde devrik cumhurbaşkanını destekleyen gruplar Mısır’da şeriat düzeni kurulması isteyen sloganlar attı. Şeriat, Müslüman Kardeşler’in ana hedefi olmakla birlikte devrik hükümetin resmi politikası değildi.

Yine de gösterilerde dile getirilen şeriat hedefi birçok Mısırlı için en büyük korku ve ordunun yönetime elkoymasını destekleme nedeniydi.

Birçok Mısırlı aynı korku nedeniyle Mursi yanlısı televizyon istasyonlarıyla gazetelerin kapatılmasını da destekledi. Ancak Mursi yanlısı bir gösterici Müslüman Kardeşler’in medya desteği olmasa da mücadeleyi kazanacağını söylüyor.

“Medyayı susturmak, haberleri saptırmak onlara bir yarar sağlamayacak. Biz cezalandırmayı asla kabul etmeyeceğiz. Bize ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar, ne kadar çok öldürürlerse öldürsünler sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız.”

Sosyal medya kapatılan gazete ve televizyon kanallarının görevini kısmen üstlenerek gösterilerin örgütlenmesine ve Müslüman Kardeşler’in görüşlerini yaymasına yardımcı oldu. Ama kitle iletişimi tümüyle ordu tarafından kurulan geçici hükümetin kontrolunda.

Hükümete ait uydu televizyon kanallarında sunucu her gün akşam haberlerini stüdyonun duvarındaki ”Mısır Terörle Savaşıyor” yazılı afişin altında okuyor.

Haberler tümüyle hükümet yanlısı ve halkın aşırı görüşlere duyduğu korkuyu işleyerek bütün göstericileri terörist olarak tanımlıyor, göstericilerle Sina’da 25 polisi öldüren islamcı militanlar arasında bağ kuruyor.

Bir kötüleme kampanyası yürütüldüğünün çok açık olduğunu söyleyen Abdullah Schleifer eski bir gazeteci. Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde gazetecilik dersleri veren Profesör Schleifer şöyle diyor.

“Mursi yanlıları kendi medyalarına sahip olduklarında çok katı ve sert dilliydiler. Cumhurbaşkanı iken Mursi’ye karşı çıkan herkesi hain ve kafir olarak tanımlıyorlardı. Dilleri gerçekten çok sertti.”

Schleifer, Mursi’nin Mısır toplumunda gerçekleştirmek istediği kurumsal değişikliklerin uzun vadede bugünkü geçici kısıtlamalardan çok daha zarar vereceği görüşünde.

Aynı üniversitede görev yapan siyasi sosyolog Profesör Sait Sadık Müslüman Kardeşler’in sadece medya tarafından kötü görülmediğini söylüyor.

“Halk birinci elden Müslümanlar Kardeşler’i tanıdı ve kendilerini tehlikede görmeye başladı. Müslüman Kardeşler’i bu konuda uzun zamandır uyarıyordum. Politikalarınızı izlemeye devam ederseniz sadece devlet değil, kurumlar değil halkı da karşınıza alırsınız diyordum.”

Bir yıllık İslamcı yönetim deneyimi ve ardından medyadan sürekli eleştiri bombardımanı son derece güçlü bir tepki oluşturdu.

Bu da genelde askeri darbelere ve getirdiği kampanyalara karşı çıkan yabancı muhabirlerin geçen haftaki kanlı sivil kayıplarından sonra göstericilere sempati duymasıyla batı basınında ters tepki yarattı.

Geçici hükümet batı medyasını gerçeklerden uzak, Müslüman Kardeşler yanlısı “çarpıtılmış bir Mısır görüntüsü” sunmakla suçluyor ve aşırı şiddeti görmezden geliyor. Yeni gelen yabancı gazetecilere çalışma izni güvenlik gerekçeleriyle erteleniyor.
Yıllardır Mısır’da yaşayan Amerikalı Profesör Schleifer, yabancı basının olaylara bakışının sığ ve saf olduğu görüşünde.

“Sığ ve saf olmasının nedeni bizim görüş açımız. Kim demokratik bir seçimle işbaşına gelirse otomatikman iyi politikacı oluyor. Kim seçilmiş bir başkana askeri darbe yaparsa kötü adam oluyor. Ama olaya daha yakın olanlar için bu o kadar basit değil. Kişiler hakkında bu kadar çabuk hüküm verilmiyor.”

Olayı en iyi içinde yaşayanlar mı değerlendirir yoksa uzaktan gelenler mi daha iyi bir bakış açısına sahiptir? Bu öteden beri süregelen bir tartışma.

Bu tartışma geçici hükümet yönetim, baskı ve medya politikalarında geri adım atmadıkça süreceğe benziyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG