BERLİN —
Amerikan istihbarat örgütü Ulusal Güvenlik Dairesi’nin ‘Prism’ programıyla başka ülkelerin bilgisayar ağlarına sızdığı ve Almanya'da her ay 500 milyon telefon görüşmesi, e-posta ve SMS mesajları izlediğinin ortaya çıkmasından sonra başlayan tartışmalar Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yıllık basın toplantısına da damgasını vurdu. Geleneksel olarak yaz tatiline çıkmadan önce başkent Berlin’deki Alman ve uluslararası gazetecilerle bir araya gelen Merkel, başbakan olarak başlıca görevinin Alman halkını korumak olduğunu ve Amerikan istihbaratının Almanya’yı özel programlarla dinlemesi konusunu bu bakış açısıyla değerlendirerek, olayın tüm boyutları ile ortaya çıkarılması için geniş kapsamlı bir araştırma yapıldığını söyledi. “Araştırmaların sonunda hükümet olarak ne yapacağımıza karar vereceğiz,” diyen Merkel, Prism skandalının Amerika ile imzalanması planlanan serbest ticaret anlaşmasına etkisi olmayacağını da açıkladı. Amerikan yönetiminden ve Başkan Barack Obama’dan geleceğe yönelik Almanya sınırlarında Alman yasalarına uygun hareket edileceği yönünde bir beklentisi olduğunu söyleyen Merkel, “Almanya mutlak kontrol devleti değildir, burada güçlü olanın değil, kanunların dediği olur” şeklinde görüş belirtti. Merkel, Alman ve Amerikan yetkililerin olayın ayrıntılarının ortaya çıkarılması için ortak çalıştıklarını, ancak daha fazla zamana ihtiyaçları olduğunu da söyledi.
Merkel’den Gezi yorumu
Merkel 300’e yakın basın mensubunun izlediği ve iki saate yakın süren basın toplantısında, Türkiye ve Mısır’daki son gelişmelerle ilgili soruları da yanıtladı. Gezi Parkı protestolarında göstericilere karşı şiddet kullanılmasının kendisini şoke ettiğini tekrarlayan Almanya Başbakanı, insanların Türkiye’de de özgür gösteri hakları olmasını umut ettiğini söyledi. Son iki ayda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la telefonda görüşmediğini aktaran Merkel, Eylül ayında yapılacak seçimlerin ardından tekrar iktidara gelmesi halinde ise Türkiye ile ilgili politikasının değişmeyeceğini de söyledi.
“Üyelik görüşmelerini engellemeyeceğim”
Merkel, Hristiyan Demokrat CDU’nun genel başkanı sıfatıyla Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde tam üye olarak yeri olmadığını söylüyor. Ancak başbakan sıfatıyla ahde vefa ilkesine bağlı kalacağını ve üyelik müzakerelerini bloke etmeyeceğini sıklıkla açıkladı. Merkel basın toplantısında Mısır konusunda ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Batı, Mısır’daki darbeye tepkisiz kaldı’ şeklindeki eleştirilerinin doğru olmadığını, AB’nin konuyla ilgili ortak tavır koyduğunu söyledi. Arap Baharı’ olarak tanımlanan sürecin daha sona ermediğini ve yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin serbest bırakılması talebini yineledi ve bundan sonraki sürece Mısır’daki tüm siyasi kesimlerin katılmasını istedi.
Almanya’dan Türkiye’ye biber gazı satışı
Öte yandan Sol Parti'nin bir soru önergesini yanıtlayan federal hükümet, Almanya’nın Türkiye’ye son dört yılda, her yıl ortalama 140 bin Euro değerinde biber gazı ile gaz bombaları atan silah sattığını açıkladı. Hükümet adına yapılan açıklamada, istihbarat örgütü Federal Kriminal Dairesi’nin Türkiye’deki istihbarat kurumlarına 300 bin Euro değerinde bilgisayar tekniği, polis köpeği ve yelek hediye ettiğini, ayrıca AB projeleri kapsamında 2003 yılından bu yana Alman ve Türk polisinin ortak eğitim aldıklarını da doğruladı.
Gezi Parkı protestolarında yaşanan polis şiddeti uluslararası tepkilere neden olmuş, bu süreçte Türkiye’yi ve polisin sert önlemlerini en fazla eleştiren ülkelerin başında Almanya yer almıştı.
Merkel’den Gezi yorumu
Merkel 300’e yakın basın mensubunun izlediği ve iki saate yakın süren basın toplantısında, Türkiye ve Mısır’daki son gelişmelerle ilgili soruları da yanıtladı. Gezi Parkı protestolarında göstericilere karşı şiddet kullanılmasının kendisini şoke ettiğini tekrarlayan Almanya Başbakanı, insanların Türkiye’de de özgür gösteri hakları olmasını umut ettiğini söyledi. Son iki ayda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la telefonda görüşmediğini aktaran Merkel, Eylül ayında yapılacak seçimlerin ardından tekrar iktidara gelmesi halinde ise Türkiye ile ilgili politikasının değişmeyeceğini de söyledi.
“Üyelik görüşmelerini engellemeyeceğim”
Merkel, Hristiyan Demokrat CDU’nun genel başkanı sıfatıyla Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde tam üye olarak yeri olmadığını söylüyor. Ancak başbakan sıfatıyla ahde vefa ilkesine bağlı kalacağını ve üyelik müzakerelerini bloke etmeyeceğini sıklıkla açıkladı. Merkel basın toplantısında Mısır konusunda ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Batı, Mısır’daki darbeye tepkisiz kaldı’ şeklindeki eleştirilerinin doğru olmadığını, AB’nin konuyla ilgili ortak tavır koyduğunu söyledi. Arap Baharı’ olarak tanımlanan sürecin daha sona ermediğini ve yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin serbest bırakılması talebini yineledi ve bundan sonraki sürece Mısır’daki tüm siyasi kesimlerin katılmasını istedi.
Almanya’dan Türkiye’ye biber gazı satışı
Öte yandan Sol Parti'nin bir soru önergesini yanıtlayan federal hükümet, Almanya’nın Türkiye’ye son dört yılda, her yıl ortalama 140 bin Euro değerinde biber gazı ile gaz bombaları atan silah sattığını açıkladı. Hükümet adına yapılan açıklamada, istihbarat örgütü Federal Kriminal Dairesi’nin Türkiye’deki istihbarat kurumlarına 300 bin Euro değerinde bilgisayar tekniği, polis köpeği ve yelek hediye ettiğini, ayrıca AB projeleri kapsamında 2003 yılından bu yana Alman ve Türk polisinin ortak eğitim aldıklarını da doğruladı.
Gezi Parkı protestolarında yaşanan polis şiddeti uluslararası tepkilere neden olmuş, bu süreçte Türkiye’yi ve polisin sert önlemlerini en fazla eleştiren ülkelerin başında Almanya yer almıştı.
