Erişilebilirlik

'Kırgızistan'daki Çatışmalarda Halk Maşa Olarak Kullanıldı'


Kırgızistan’ın güneyindeki Oş ve Celalabad kentleri, Haziran ayı başında şiddetli çatışmalara sahne oldu. Kırgızlar ile Özbekler arasında patlak veren çatışmalar, bazı kaynaklara göre yaklaşık 2 bin kişinin ölümüne yol açtı.

Çatışmalar yüzünden Özbekistan’a sığınan Özbekler’in büyük bölümü, bir ay içinde, evlerine geri döndü. Olaylar sırasında basına da yasak getirildiğinden bölgeden gelen bilgilerde zaman zaman çelişkiler olabiliyor.

Nisan ayında Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev’in devrilmesinden bu yana, Kırgızistan’daki geçici hükümet düzeni sağlamaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde geçici hükümetin başkanlığını yapan Roza Otunbayeva Cumhurbaşkanı olarak yemin ederek göreve başladı. Böylece siyasi arenada aylardır süren sıkınıtıların giderilmesi için de bir adım atılmış oldu.

Ancak çatışmalar dursa da bölgeden gelen haberler gerilimin sürdüğü yönündeydi. Nitekim Otunbayeva, Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev’le son görüşmesinde bu kaygıyı dile getirdi. Otunbayeva’nın “Şu anda göreceli bir sakinlik var. Ancak, Kırgızistan'da yeniden kan dökülebilir'' uyarıları bölgenin yeni çatışmalara gebe olabileceği kaygılarını da bir kez daha gündeme taşıdı.

Otunbayeva’nın açıklamalarındaki bir başka çarpıcı nokta ise Oş ve Celalabad’daki Kırgız ve Özbek nüfusun kışkırtıldığı yönündeki sözleriydi. Bu iki kentte toplumlar arasına kan girdiğini söyleyen Otunbayeva, ''Bu insanlar yeniden kışkırtılabilir” diyerek bölge ülkelerinden destek beklediğini vurguladı.

Bölgedeki şiddet ortamı uluslararası insan hakları kuruluşlarının da gündeminden düşmüyor. 14 Temmuz’da bir açıklama yapan İnsan Hakları Gözlem Örgütü, Kırgız yetkilileri, ülkedeki Özbekler’e yönelik geniş çaplı işkence ve keyfi tutuklama uygulamalarına son vermeye çağırdı.

Örgüt, geçen ay Kırgızistan’ın güneyinde yaşanan olayların soruşturulması kapsamında hükümetin, Özbekler’e karşı keyfi bir tutuklama kampanyası yürüttüğünü ve sorumluları cezalandırma çabasında orantısız uygulalara başvurduğunu belirtiyor.

Örgüt adına Kırgızistan’da çalışan bir araştırmacı olan Anna Neistat, Özbekler’in işkence yoluyla itirafa zorlandığını söylüyor.

Örgüte göre gözaltındakilere üzerlerinde sigara yakılarak ya da nefessiz bırakılarak işkence yapıldığına dair çok sayıda belge bulunuyor.

Bölgedeki olayların altında gerçekten etnik bir çatışmanın mı yattığı yoksa dış tahriklerin de etkili mi olduğu sorusuysa hala net olarak yanıtlanabilmiş değil.

Haziran’da yayınlanan Türkiye Kırgızları ve Özbekleri ortak bildirisinde altı çizilen noktalardan biri, “Özbek ve Kırgız halklarının, Kırgızistan’daki mevcut iktidar-muhalefet çekişmesi ortasında kalarak karşı karşıya getirilmeye çalışıldığı” idi. Bildiride, “Dış güçlerin; akılcı yönetim ve kararlı çözüm politikalarıyla rahatlıkla ortadan kaldırılabilecek sorunların gölgesindeki istikrarsız ortamı ve son dönemde artış gösteren Kırgız milliyetçiliğini provokatif amaçlı kullandığı” görüşüne de yer veriliyordu.

Bildiride imzası olan isimlerden biri de İstanbul’daki Türkistanlılar Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Ekber Yassa. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Yassa, ortadaki adli vakaların ve şiddetin inkar edilemeyeceğini ancak bu durumu körükleyen asıl nedenin etnik anlaşmazlıklar olduğuna inanmadıklarını söyledi:

“Gerginlik ve daha da önemlisi tedirginlik had safhada. Bu tedirginlik tabii ki devam ediyor. Özbek , Kırgız hatta Ahıska Türkleri’nin büyük mal kaybı var. Halk tabii ki perişan durumda. Büyük bir üzüntü içinde olmalarına rağmen bu olayların bir Özbek-Kırgız etnik çatışması olmadığını söylüyorlar. Biz görüştüğümüz kişilerden bu bilgileri alıyoruz.”

Yassa, sosyo-ekonomik durumu kötü olan toplum kesimlerinin kışkırtıldığı düşüncesini destekleyenlerden:

“Şu an, olayların tam nedenini söylemek için biraz erken ancak orada tabii ki bir takım problemler var ve sosyo-ekonomik düzeyi düşük bir takım kimselerin dolduruşa getirildiği ve bu kaos ortamını oluşturmak için maşa olarak kullanıldığı haberlerini de alıyoruz”

Ekber Yassa, bölgedeki gerginliğin azaltılması kapsamında Ankara’nın aktif siyaset izlemesini arzuladıklarının da altını çiziyor. Yassa’ya göre Türkiye istikrar ve barış ortamı sağlanması için tarafların masaya oturmasında da rol oynayabilir. Hatta bu Türkiye için bir fırsat da olabilir:

“Bu kaos durumu ilişkileri düzeltmek için bir fırsat kabul edilip, şu andaki bulunduğu durumdan daha aktif bir rol oynamasını bekliyoruz.”

Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Kırgızistan yönetiminin Başbakan Birinci Yardımcısı Almazbek Atambayev tarafından imzalanan anlaşmayla Türkiye, Kırgızistan'a 21 milyon dolar hibe etti.

XS
SM
MD
LG