Erişilebilirlik

Türk İç Politikası Kongre'nin Büyütecinde


Türk İç Politikası Kongre'nin Büyütecinde
Türk İç Politikası Kongre'nin Büyütecinde

Türkiye’nin yakın siyasi tarihi hakkında ayrıntılara yer verilen raporda Amerikan yönetiminin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) dış politikası nedeniyle ilişkileri gözden geçirdiğine dair işaretler bulunduğu yazıyor

Amerikan Kongresi'ne bağlı Araştırma Servisi (CRS) “Türkiye: Kimlik ve İktidar Siyaseti” başlıklı bir rapor hazırladı. Türkiye’nin yakın siyasi tarihi hakkında ayrıntılara yer verilen raporda Amerikan yönetiminin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) dış politikası nedeniyle ilişkileri gözden geçirdiğine dair işaretler bulunduğu belirtiliyor.

Raporda, “AKP’nin iddialı ve bağımsız dış politika tutumu Amerika’nın geleneksel beklentilerine ters düştüğü için Amerikan yönetimi bu ilişkiyi gözden geçirmektedir” deniyor. CRS, raporunda, buna örnek olarak hükümetin İsrail ve İran politikalarını gösteriyor.

Raporda şöyle deniyor: “İç politikada durumunu pekiştiren AKP’nin bazı Müslüman devletleri ve grupları destekleyerek daha iddialı ve bağımsız bir dış politika geliştirmesi Amerikan yetkililerine zorluk çıkarıyor ve bu konuda Washington’da artan bir kaygı var.”

Raporda iktidar partisinin bu politikaları geliştirebilmesinin kısmen iç kazanımlarına dayandığı değerlendirmesi yapılıyor.

Rapor Ağırlıklı Olarak İç Politika Üzerine

Kongre Araştırma Servisi, bu raporunda ağırlıklı olarak iç politika konuları üzerinde duruyor. Dış politika konusunda ayrıntılı başka bir rapor hazırlanacağı bildirilen raporda, Amerikan yönetiminin Türkiye’deki iç istikrara önem verdiği, çünkü Ankara’nın değerli bir stratejik ortak ve NATO müttefiki olduğu yazılı.

Kimlik Mücadelesi – İktidar Çekişmesi

Kongre Araştırma Servisi, Türkiye’de iç siyasette yaşanan çalkantının, iktidar mücadelesinin bir kimlik çekişmesi olarak değerlendirilmesinden kaynaklandığını yazdı. Raporda, laiklik yanlılarıyla dini kesimler arasındaki bölünmenin – “ulusal çatlağın” – gerçek olduğu vurgulanıyor.

Raporda, 28 Şubat süreci, AKP’nin iktidara gelmesi, kapatma davası, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesi, e-muhtıra, Ergenekon davası, Kürt meselesi vs. konularında ayrıntılı bilgi verilerek Türkiye’nin yakın siyasi tarihi ele alınıyor.

Ergenekon ve Diğer Girişimler

Kongre Araştırma Servisi raporunda Ergenekon davası ve diğer darbe girişimi iddiaları konusunda ayrıntılı bilgi veriliyor. “Delilleri dikkatlice inceleyen bazı gazetecilerin ve diğer uzmanların mahkemeye sunulan belgelerin birçoğunun sahte veya hatalı olduğunu savunduğu” belirtilen raporda, aynı zamanda, “ordunun müdahale ve vesayet geçmişinin, Ergenekon ve diğer müdahale girişimi suçlamalarını kısmen inandırıcı hale getirdiği” ifade ediliyor.

Raporda şöyle deniyor: “Ergenekon’u, AKP veya Gülen hareketinin intikam alma ve gözdağı verme amacıyla mı geliştirdiği bilinmiyor, ancak soruşturmanın yürütülmesinde önemli ölçüde haklı sayılabilecek eleştiriler var. Bunlar arasında hatalı arama emirleri, fazlasıyla telefonla gizli dinlemeye başvurulması, suçlama yapılmadan uzun süre gözaltında tutulması ve suçlananlara kötü muamele yeralıyor.”

Raporda, “Hiçbir AKP veya hükümet yetkilisinin soruşturmanın yapılış şeklini eleştiren bir açıklamada bulunduğu bilinmiyor” deniyor.

Anayasa Referandumu

Kongre Araştırma Servisinin raporu Pazar günü yapılan Anayasa referandumundan önce yazılmıştı. Raporda, referandumun etkileri de ele alınıyor. Raporun bu bölümünde AKP hükümetinin Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla (HSYK) Anayasa Mahkemesi üzerinde daha etkili olmayı hedeflediği yazılı.

Avrupa Birliği yetkililerinin söz konusu Anayasa değişikliği teklifini desteklediği belirtilen raporda, “referandumu kazanması durumunda AKP’nin, 2011 seçimlerine yaklaşırken hız kazanacağı” değerlendirmesi yapılıyor.

Sivil - Asker İlişkileri:

Raporda, AKP hükümetinin iktidara gelmesinden bu yana askerlerin siyasi etkisinin sınırlanmasında önemli adımlar attığı belirtilirken yakın dönemde sivil - asker ilişkilerinde yaşanan gelişmeler özetleniyor.

Raporda, “AKP’nin zamanla silahlı kuvvetlerin gücünü azalttığı,” belirtiliyor. CRS, bu konuda bazı örnekler veriyor: Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği’ne bir sivilin atanması; askerlerin adli [sivil] mahkemelerde yargılanması, Ergenekon soruşturması kapsamına muvazzaf askerlerin de alınması, son Yüksek Askeri Şura kararları…

Basın Özgürlüğü

Basın özgürlüğü ve internet yasağının ele alındığı bir bölüme yer verilen raporda ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2009 insan hakları raporuna atıfta bulunuluyor. Kongre Araştırma Servisi, şöyle yazıyor: “Hükümet yanlısı grupların daha önce bağımsız olan medya gruplarını satınalması ve basın özgürlüğüne sınırlamalar getirilmesi Başbakan Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin demokratik değerlere bağlılığı ve muhalif sesleri bastırmaya çalışıp çalışmadığı konusunda bazı soru işaretleri doğurdu.” Raporun bu bölümünde Doğan Grubu’na uygulanan vergi cezası ve Sabah gazetesinin satılması örnek gösteriliyor. Raporda hükümet yanlısı grupların basının yarısını kontrol ettiği, diğer yarının ise bağımsız veya muhalif olarak nitelenebileceği belirtiliyor. Raporda Türkiye’de 5000 internet sitesinin yasaklandığı da yazılı.

Gülen Hareketi

“Türkiye: Kimlik ve İktidar Siyaseti” başlıklı raporda Fethullah Gülen hareketi hakkında ayrıntılı bilgi veriliyor. Hareketin geçmişi, Fethullah Gülen’in Amerika’ya yerleşmesi ve siyasi ve ekonomik etkisinin ele alındığı raporun bu bölümünde, Amerika’da Gülen cemaatiyle bağlantıları olan kuruluşlardan da söz ediliyor.

Raporda, Gülen hareketi, “AKP’ye destek veren ve iç siyasette nispeten gizemli bir güç” olarak nitelendiriliyor. Gülen’in şeriatı desteklemediği belirtilirken, muhaliflerin, “saf batılıları” Gülen’e aldanmamaları konusunda uyardığı yazıyor.

Başkanlık Sistemi / Seçim

Raporun “İlerideki Siyasi Olasılıklar” başlıklı bölümünde Türkiye’deki başkanlık sistemi tartışmaları ele alınıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Nisan ayında başkanlık sistemini tercih ettiğini söylediği hatırlatılan raporda “Eğer AKP 2011 seçimlerini kazanırsa partinin siyasi sistemi başkanlık sistemine dönüştürmek için harekete geçebileceği ve Erdoğan’ın 2012 yılında seçime giderek bu makamı isteyeceği” tahminine yer veriliyor. Raporda bu senaryonun AKP’nin 2011 yılında yeniden tek parti olarak iktidara gelmesine bağlı olduğu vurgulanıyor.

Raporda Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde muhalefetin durumu da değerlendiriliyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) Deniz Baykal döneminin sona ermesi ve Genel Başkanlığa seçilen Kılıçdaroğlu’nun girişimleri özetleniyor. Kongre Araştırma Servisi, CHP’nin yeniden canlanması konusunda bir hükme varmak için henüz erken olduğunu, ancak bunun Baykal dönemine kıyasla daha muhtemel olduğunu yazdı.

Raporda ayrıca şöyle deniyor: “Kılıçdaroğlu, dış politika görüşlerini fazlasıyla dile getirmedi… Amerika’yla ilişkiler konusunda görüşlerini açıklamadı. O nedenle CHP’nin artık Amerikan aleyhtarı eğiliminden – yani Türkiye’yi etkileyen her kötü gelişmeden Amerika’yı sorumlu gösteren komplo teorilerinden - vazgeçip vazgeçmeyeceği bilinmiyor.”

Sonuç

Kongre Araştırma Servisi Türk iç politikası raporunda şu değerlendirmeye yer verildi: ‘AKP’nin kapatılması için yapılan girişim ve 2007 seçimleri partinin iktidarını pekiştirmiş; Cumhurbaşkanı Gül’ün icraatları partinin eğitim alanında etkinliğini arttırmış; Ergenekon ve diğer soruşturmalar da orduya ve basına saldırı için bir araç oluşturmuş ve bu yöntemler muhalefeti korkutmuş olabilir.’ Raporda devamla şöyle yazıyor: “uzmanlar partinin demokratik değerlere bağlılığını sorguluyor ve liderinin otoriter eğiliminin sürmesinden kaygı duyuyor.”

Ancak bunun yanında Kongre Araştırma Servisi 2009 yerel seçimlerinin daha yumuşatıcı bir etki gösterebileceğine, ana muhalefetin başında artık yeni bir isim olduğuna dikkati çekiyor. Raporda, ordunun etkisinin sınırlanmasının da “Türk demokrasisinin, sorunlu olsa da, olgunlaştığına” işaret ettiği yazıyor. Yani, rapora göre “durum, AKP’nin en sert muhaliflerinin ileri sürdüğü gibi bir kıyamet senaryosundan daha karmaşık olabilir.”

Rapor şöyle noktalanıyor: “Dış politikada yaşananlar, AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin temel kimliğini nasıl değiştireceği konusunda Obama Yönetimi’nin görüşlerini etkileyebilir. Ancak, Türkiye’nin batı istikametinde ilerlemesini köklü bir şekilde değiştirecekleri konusunda kararlı oldukları henüz kesin değil. Amerikan Kongresi bu durumu değerlendirmeye başladı ve bu olasılık karşısında kaygılarını dile getirdi. Bu değerlendirme devam edecektir. Ancak Türkiye yıllardır Amerikan dış yardımından fazlasıyla yararlanan bir ülke değil. Kongre üyeleri görüşlerini tasarılar veya diğer yasalarla dile getirebilirler. Devletin her iki kanadı da [yürütme ve yasama] Anayasa referandumu ve 2011 ulusal seçimlerinin sonuçlarını dikkatle inceleyecektir.”

13 Ağustos tarihinde hazırlanan rapor Ortadoğu uzmanı Carol Migdalovitz tarafından kaleme alındı. Kongre Araştırma Servisi (CRS) Amerikan Kongresi’ne yasama sürecinde uzman desteği vermekle yükümlü. Washington’da yaklaşık 700 çalışanı bulunan Kongre Araştırma Servisi, Kongre üyelerinden de gelen talep üzerine “etkin, gizli, tarafsız ve partiler üstü” siyasi değerlendirmeler yapıyor.

Raporun İngilizce tam metnine ulaşmak için tıklayın.

XS
SM
MD
LG