Amerikan basını bugün de başkanlık seçimlerinin yankılarına yer vermeye devam ediyor. Gazetelerin ana sayfaları, yeni seçilen başkan Donald Trump’ın dün Başkan Obama’yla Beyaz Saray’da yaptığı ilk görüşmenin ayrıntılarını ve çeşitli yorumları aktarıyor.
Washington Post’un haberine göre gerek Trump, gerekse Başkan Obama, 20 Ocak 2017’deki yemin törenine kadar sürecek olan geçiş döneminde işbirliği içinde olacaklarını ve bu dönemin pürüzsüz bir biçimde yürümesi için çaba sarf edeceklerini bildirdi. Obama, Trump’a hitaben, “Başarılı olmanız için elimizden geleni yapacağız” dedi.
Washington Post ayrıca yeni başkan Trump’ın yönetim tarzına ilişkin de bir değerlendirmeye yer vermiş. Değerlendirmeye göre çok az okuyan, insanlarla ilişkilerini edindiği ilk intibalara göre yönlendiren ve sabırsız bir mizaca sahip olan Donald Trump’ın bu gibi özelliklerini değiştirmesi gerekecek. 320 milyonluk Amerika’yı yönetmek için “Trump Dünyası”nın dışına çıkması gerektiğini belirten değerlendirmede ayrıca Trump’ın çok kısa bir süre içinde iç ve dış siyasette birçok konuda yoğun bilgi edinmesi gerektiği yazılı.
Washington Post bugün ayrıca Amerika Adalet Bakanlığı’nın Trump Yönetimi altında büyük bir değişimden geçeceğine dair bir habere yer ayırmış. Habere göre Adalet Bakanlığı, Başkan Obama döneminde medeni hak ve özgürlükleri en büyük önceliklerinden biri haline getirmişti. Ancak Trump döneminde bu durum değişebilir. Örneğin polisin aşırı şiddete başvurması gibi bazı sorunlar, gündemin arka sıralarına itilebilir ve Müslüman toplumlar, daha sıkı gözetim altına alınabilir.
Ana sayfasına, “Trump ve Obama Buzları Eritmek İçin Görüştü” başlığını atan New York Times, Trump’ın dış siyasette nasıl bir yol izleyeceğine ilişkin bir değerlendirme yayınlamış. Buna göre bir zamanlar “Trump’la Asla” sloganları atan, çoğu George W Bush döneminde önemli mevkilerde görev almış Cumhuriyetçi Parti’nin deneyimli kadroları, şimdi tavır değiştirmeye başladı. Bunun nedenlerinden biri, bu deneyimli Cumhuriyetçi partililerin yeni ve deneyimsiz başkana yardım etmeyi yurtseverlik görevi olarak kabul ederek harekete geçmeleri. Bir başka neden ise bu Cumhuriyetçiler’in sekiz yıllık Obama döneminden sonra siyasete atılmak için yeniden fırsat kollamaları.
New York Times bugün ayrıca Trump’ın iklim değişikliğine ilişkin yaklaşımını da mercek altına almış. Gazeteye göre iklim değişikliğini “aldatmaca” olarak nitelendiren, geçen yıl imzalanan Paris Anlaşması’nı iptal etme sözü veren Trump’ın, Washington’da ne gibi değişiklikler yapacağını anlamak için küresel ısınma konusundaki görüşlerine bakmak yeterli. Başkan Obama’nın “en gurur duyduğum siyasi mirasım” olarak tanımladığı, Amerika’yı iklim değişikliğini dizginlemede dünya lideri konumuna getirme çabaları, Trump döneminde tersine çevrilebilir.
Ana sayfasına Trump ve Obama’nın Beyaz Saray’daki görüşmesinden bir fotoğraf aktaran Boston Globe'un bugün yer verdiği haberlerden biri, Demokrat Parti’nin ilerici sol kanadının en önemli isimlerinden Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren’ın, Trump Yönetimi’ne yönelik yaklaşımıyla ilgili. Habere göre kendini Hillary Clinton’ın başkan olmasına hazırlayan Senatör Warren, birçok kez “bağnaz” olarak tanımladığı Trump’la Amerika’nın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların üstesinden gelmede işbirliği yapabileceğini dile getirdi. Kimi çevreler, Warren’ın bu tavrını, Clinton’ın saf dışı bırakılmasından sonra iş çevrelerine boyun eğmek zorunda kalmayacak olan Demokrat Parti’yi yeniden şekillendirme girişimi olarak algılıyor.