Türk Silahlı Kuvvetleri ve PKK’lılar arasında çatışmalar devam ediyor. Tunceli’de bir binbaşı öldürülürken Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde iki asker ve dört sivil öldü. Valilik, sivillerin PKK’lılarca öldürüldüğünü söylerken HDP’liler güvenlik güçlerini suçluyor. KCK’lı Murat Karayılan ise devam eden sürecin ‘Özgür Kürdistan’ süreci olduğunu iddia etti.
1 Kasım seçimlerine 40 günden az süre kalmasına rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK arasındaki çatışmalar aralıksız sürüyor. Çatışmalar özellikle Şırnak, Hakkari, Bingöl, Ağrı, Tunceli’de yoğunlaşıyor.
Şırnak Valiliği, Beytüşşebap ilçesinde PKK'lıların kaymakamlık, jandarma taburu, emniyet müdürlüğü binası ve jandarma taburuna saldırılar düzenlediğini açıkladı. Valilik, bu saldırılarda iki askerin öldüğünü, biri ambulans şoförü dört sivilin yaşamını yitirdiğini; sekiz asker ile 11 polis memuru ve bir korucunun yaralandığını belirtti.
HDP’li Sarıyıldız: ‘Siviller güvenlik güçleri tarafından öldürüldü’
Halkların Demokrasi Partisi’nden aralarında milletvekillerinin de bulunduğu bir grup Beytüşşebap’a giderken HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, İçişleri Bakanı Selami Altınok tarafından yanıtlanması istediği soru önergesinde asker, polis ve özel harekat timlerinin havan topu ve ağır silahlarla saldırdığını öne sürdü. Sarıyıldız soru önergesinde, üç sivilin bu saldırılarda hayatını kaybettiğini, ambulans şoförünün ambulansın polis tarafından taranması sonucu öldüğünü iddia etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Tunceli'nin kırsal kesiminde PKK’ya karşı yürüttüğü operasyonda çıkan çatışmada yaralanan bir binbaşı ise Elazığ Fırat Üniversitesi hastanesinde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Yalçın Akdoğan: ‘Kandilcikler tamamen temizlenecek, bu kanlı eylemlerin hesabı sorulacak’
Haberin kamuoyuna açıklanmasının ardından Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Twitter hesabından sert bir açıklama yaptı. Başbakan Yardımcısı, ‘‘Tunceli'de şehit düşen binbaşımıza Yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Mübarek günde gerçekleşen bu hain saldırılar karşılıksız kalmayacak. Nasıl Kandil bombardımanlarla örgütün başına yıkılıyorsa içerideki Kandilcikler de tamamen temizlenecek, bu kanlı eylemlerin hesabı sorulacak’’ dedi.
Hakkari ve Ağrı valilikleri ise kentlerde sürdürülen operasyonlarda toplam 10 PKK’lının öldürüldüğünü açıklarken Türk Silahlı Kuvvetleri kendi internet sitesinden yaptığı duyuruda Kuzey Irak’taki Gara bölgesinde PKK’ya ait 13 sığınak ve barınağın imha dildiği, Bingöl’de ise iki sığınak çok sayıda mühimmatın tahrip edildiğini belirtti.
Karayılan: ‘Bu süreç Özgür Kürdistan’ı kurma sürecidir’
Türk güvenlik güçleriyle PKK arasında çatışmalar devam ederken karşılıklı olarak yapılan açıklamalar çözüm/barış sürecinin seçim sonrasında da zor günler geçirebileceğine gösteriyor. Kürdistan Ulusal Kongresi KNK’nin Brüksel’deki genel kuruluna kutlama mesajı gönderen PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın sözleri bu konuda güçlü bir işaret veriyor.
Kısa mesajında Kürt siyasi hareketinin yeni bir aşama içerisinde olduğunu vurgulayan KCK Yürütme Kurulu üyesi, “Rojava devriminin başarısı ve Kuzey Kürdistan’da 7 Haziran seçim zaferi, düşmanlarımızı çıldırttı. Onun için halkımıza ve mücadelemize karşı genel saldırı ve savaş başlattılar. Halkımız Kuzey Kürdistan’da, Türk devleti ve AKP hükümetinin işgal politikalarına karşı, yeni bir süreç başlattı. Özellikle Kuzey Kürdistan’daki demokratik özerklik ilanı, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi içinde yeni bir aşamanın da başlangıcı oldu. Bu süreç büyük başarıların süreci, özgür Kürdistanı kurma sürecidir” diyor.
Cemil Bayık: ‘Ortadoğu’daki Kürtler ulusal birlik içine hareket etmeli’
Aynı toplantıya bir başka mesaj gönderen bir başkan isim KCK Eş Başkanı Cemil Bayık oldu. Ortadoğu’da yürütülmekte olan savaşta hiçbir kazancın şimdilik kalıcı olmadığını vurgulayan KCK lideri, bölge ülkelerindeki tüm Kürtlerin ulusal birlik içinde hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Bayık, “Birlikte hareket etmek Kürt birliği için önemlidir. Bundan dolayı tarihsel bir sorumluluk bütün Kürdistani güçlerin omuzlarındadır. Sadece partilerin ve bir parçanın çıkarları için hareket etmek büyük bir yanılgı anlamına geliyor. Bütün Kürdistan’ı güç ve dinamikler bir araya gelmeden, Ortadoğu’daki siyasi ortamda insan, ‘ben güçlüyüm’ diyemez. Bu süreçte insan hem kazanç ve başarı hem de tehlikelerle karşı karşıya geliyor. Böyle olanaklar ancak 50 ya da 100 yılda ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra bu olanaklar iyi değerlendirilmezse; 50 yıl sonra halkın gücü ve bir Kürdistan gerçekliği ortada kalmaz. Bundan dolayı bu süreçte Kürtler için en büyük güç ve sinerji ulusal birlik ile hareket etmektir” dedi.
Öcalan ‘ortak geleceğimizi birlikte kurmalıyız’ demişti
PKK’nın lider kadrosuna mensup isimlerin yaptığı son açıklamalar Abdullah Öcalan’ın çözüm/barış süreci için büyük bir adım olarak görülen 2013 Nevruz konuşmasındaki ifadelerinden hayli uzak. Öcalan iki buçuk yıl önce Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan tarafından Diyarbakır’da toplanan yüz binlerce kişiye okunan mesajında, Türk ve Kürt halklarının helalleşmesi gerektiği silah değil siyasetin önüne çıktığı yeni bir dönemin başladığını söylemişti.
Öcalan, “Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakmak değil daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Çanakkale’de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, 1920 Meclis’ini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin ortaya koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir” demişti.
Ancak Öcalan, Nisan ayından beri ne ailesi ve avukatlarıyla ne de HDP İmralı heyetiyle görüştürülüyor. Üstelik çatışmasızlığın bitmesi ve her gün gelen ölüm haberleri, 1 Kasım seçimleri sonrası da sürecin toparlanmasının zor olacağına işaret ediyor.
