Erişilebilirlik

'Kalp Yetmezliği Olanların Alışkanlıklarını Değiştirmesi Gerekiyor'


'Kalp Yetmezliği Olanların Alışkanlıklarını Değiştirmesi Gerekiyor'
'Kalp Yetmezliği Olanların Alışkanlıklarını Değiştirmesi Gerekiyor'

Kalp yetmezliği olan kişilerin kilosuna dikkat etmesi ve düzenli egzersiz yapması tavsiye ediliyor. Ancak bu tavsiyelere uyan kalp yetmezliği hastalarının sayısının oldukça az olması nedeniyle birçoğu sık sık hastaneye kaldırılıyor ve hastalık, erken ölümle sonuçlanıyor. Chicago’daki araştırmacılar hastaları bu konuda bilinçlendirmenin daha sağlıklı yaşam sürmelerini sağlayacağını düşünse de ortaya bu varsayımın yanlış olduğu sonucu çıktı.

Kalp yetmezliği, Amerika’da en önde gelen hastaneye yatma nedeni. Bu hastalık diğer ülkelerde de çok sayıda kişiyi etkiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada en az 17 milyon kişi her yıl kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Buna kalp yetmezliği hastaları da dahil.

Kalp yetmezliği, kalbin insan bedeninin ihtiyacı ölçüsünde kan pompalayamamasıyla ortaya çıkıyor. Zaman içinde kalp iyice zayıflayarak işlemez hale geliyor.

Doktorlar, kalp yetmezliği olan hastalara kendilerine iyi bakmayı öğretmenin tedavinin başarısında büyük rol oynadığını söylüyor.

Hastaların ilaçlarını zamanında alması, tuz tüketimini kontrol altında tutması, alkollü içeceklerden uzak durması, düzenli egzersiz yapması, sigarayı bırakması ve kilo almaması çok önemli.

Ancak araştırmalara göre kalp yetmezliği hastalarının yüzde 50 ila 80‘i yaşam tarzlarını değiştirmiyor. Yüzde 30 ila 60‘lık bir kesimse ilaçlarını düzenli almıyor. Uzmanlar hastaların kendilerine dikkat et-memesinin nedenini, kendilerinden beklenen değişikliklerin çok fazla olduğunu düşünmelerine bağlıyor.

Bazı kalp yetmezliği hastalarına Amerikan Kalp Derneği’nin hazırladığı yayınlar verilirken diğerlerine psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunulmuş:

Doktor James Calvin, “Araştırmaya katılan hastaların yüzde 47’si kadın, yüzde 40‘ıysa azınlık gruplardandı. Bu grubun Amerika’daki kalp yetmezliği hastalarını temsil eder nitelikte olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Araştırma süresince doktorlar iki grup arasında çok fazla farklılık olmadığını gözlemledi. İki grupta da hastaların yüzde 40’ı ya hasta-neye kaldırıldı, ya da yaşamını yitirdi. Sonuçlar hayal kırıklığı yaratsa da araştırmacılar bazı hastaların fayda gördüğünü söylüyor.

Araştırmacılardan Lynda Powell, Rysh Üniversitesi Tıp Merkezi Önleyici Tıp Bölümü Başkanı:

“Danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin düşük gelirli hastalara, bi-linçlendirme çalışmalarınınsa yüksek gelir grubundaki hastalara yardımcı olduğunu gördük.”

Profesör Powell farklı hastalarla özel ihtiyaçlarına uygun şekilde ilgi-lenmenin büyük etkisi olduğunu söylüyor. Uzmanlar şimdi de hastaların gelir düzeyine göre tedavi uygulamanın etkilerini araştıracak.

XS
SM
MD
LG