“En İyi Kadın Oyuncu” dalında Oscar alabilmek için 5 aktris yarışıyor. Hepsi oynadıkları rollerde çok başarılı oyunlar sergilemiş durumda ama bazılarının diğerlerinin önüne geçtiği bir gerçek.
Genç oyuncu Michelle Williams My Week With Marilyn’de Marilyn Monroe rolünde izleyicileri büyüledi. Filmde yönetmen yardımcısı Colin Clark, Monroe’nun, İngiltere’de Laurence Olivier’le “The Prince and the Showgirl” adlı filmi çevirirken yaşadıklarını anlatıyor. Clark, karizmatik, ancak psikolojik sorunları olan Monroe’ya aşık oluyor.
Williams, Monroe’nun enerjisini ve seksapelini olduğu kadar, zayıflıklarını da başarıyla yansıtıyor, ama bu Oscar için yeterli olmayabilir.
The Girl with the Dragon Tattoo filminde Rooney Mara, Lisbeth Salander rolünde çok başarılı. Mara, İsveç’te 40 yıldır kayıp olan bir kadını arayan gazeteci Mikael Blomkvist’e yardım eden bilgisayar korsanı bir punk’ı oynuyor.
Erkeklerin tacizine uğramış bir karakteri canlandıran Mara, işini kusursuz yapan, öfkesinden güç alan bir dedektif rolünde öne çıkıyor.
Rooney Mara Oscar’a aday gösterildi ama karanlık bir karakter olan Lisbeth Salander rolü, ödül için dezavantaj olabilir.
Glenn Close, Albert Nobbs karakterinin garip ve zavallı olması yüzünden Oscar yarışında benzer bir talihsizlikle karşılaşabilir.
Glenn Close, İngiltere’de, erkek egemenliğindeki 19’uncu yüzyılda daha iyi bir yaşam için erkek kılığına giren bir kadını oynuyor.
Close, rolün bugüne kadarki en iyi performansı olduğunu söylüyor.
Ancak Close’un rakipleri çok güçlü.
Meryl Streep de İngiltere’nin yaşlanan kadın başbakanı Margaret Thatcher rolüyle hayatının performansını sergiliyor. Streep filmde bunamayla mücadele ederken onurunu korumaya çalışan ve bunu yaparken acımasız ve sert olan kadın yönetici rolünde çok başarılı.
Meryl Streep bu rol için Thatcher’ın tonlamalarını ve davranışlarını uzun süre çalışmış. Aradaki fiziki benzerlik de çok etkileyici.
Meryl Streep sonuncusu 30 yıl önce olmak üzere bugüne kadar iki Oscar aldı. Oyuncu 17 kez ödüle aday gösterildi. Birçok kişi sanatçının üçüncü Oscar’ını alma zamanı geldiğini düşünüyor.
Ancak The Iron Lady’de oynadığı sert karakter, antipatik bulunabilir.
Streep’in en güçlü rakibi, The Help filmindeki Aibileen Clark rolünü oynayan Viola Davis. 1960’larda Mississippi’de siyah hizmetçilerin hikayesini yayınlatmak için hayatını tehlikeye atan siyah Amerikalı hizmetkar rolünde Davis çok güzel bir oyun sergiliyor.
Davis kendi çocukları başıboş büyürken, beyaz ailelerin çocuklarını yetiştirmek için çalışan siyah kadınların dramına ışık tutuyor.
Eğer Davis Oscar alırsa, bu, o dönemde beyazlara hizmet eden bütün siyah kadınların tanınması anlamına gelecek.
Oscar ödüllerini dağıtan Sinema Sanatları Akademisi’nin bunu gözardı etmesi kolay olmayacak.