Batı Şeria’da gazeteci kılığına giren bir saldırgan, bir İsrail askerini bıçakladıktan sonra vurularak öldürüldü. Bıçaklı saldırı Filistinli göstericiler İsrailli askerlere taş atarken gerçekleşti
Bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi İsrail’de tırmanan gerginliği görüşmek amacıyla acil toplantı düzenledi. Gelecek hafta Almanya’ya gidecek olan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşecek. Netanyahu çarşamba günü Almanya Başbakanı Angela Merkel’le de görüşecek.
Fosforlu yeleğinin üzerinde “Basın” yazan adamın askerlere yaklaşmasına izin verildi. Haberciler, saldırganın askere saldırmadan önce elinde bıçağı tuttuğu resimleri yayınladı.
Yabancı Basın Derneği’nin İsrail ofisi saldırıyı kınadı ve endişe verici bir gelişme olarak değerlendirdi. Dernek, saldırının basın ayrıcalığının suiistimali anlamına geldiğini belirtti. Yapılan açıklamada ayrıca tüm Filistin medya kuruluşlarına, muhabirlerinin basın kartlarının onaylamaları çağrısı yapıldı.
20 yaşındaki asker bıçak yaraları nedeniyle hastaneye kaldırıldı.
Filistinli göstericiler Batı Şeria’daki Yusuf Makamı’nı ateşe verdi. Gün boyunca gösterilerin artması bekleniyor.
Şiddet Artıyor
Olay son günlerde artan şiddetin son örneği. Yeni şiddet dalgasında 7 İsrailli ve son saldırganla beraber 32 Filistinli yaşamını yitirdi. Ölen 32 Filistinli’nin bir kısmı saldırılar sırasında, diğerleri ise gösteriler sırasında polis ya da askerler tarafından öldürüldü.
İsrailli yetkililer olayların artmasını bekliyor.
Ülkede istikrar sağlanması için yüzlerce asker ve binlerce polis sokaklarda görev yapıyor.
Nablus’ta toplanan 100 kadar Filistinli mülteci Yusuf Makamı olarak bilinen ve Yahudiler için kutsal olan mabedi molotof kokteyliyle ateşe verdi. Kalabalık Filistinli güvenlik güçleri tarafından dağıtıldı ve yangın söndürüldü.
Yahudiler, mabette Kutsal Kitap’ta adı geçen Hazreti Yusuf’un kemiklerinin olduğuna inanıyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Peter Lerner, saldırıyı gerçekleştirenlerin adalete teslim edileceğini ve mabette ibadet özgürlüğünün tekrar sağlanacağını belirtti.
Filistin lideri Mahmut Abbas saldırıyı “Sorumsuzluk” olarak nitelendirerek, kınadı.
İsrail’in Talepleri
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Mahmut Abbas’la görüşerek şiddete son vermek istediğini söylese de aynı zamanda Abbas’ın İsrail’le ilgili yalan söylemeyi bırakması gerektiğini belirtti.
Netanyahu, Filistinliler’in özellikle İsrail’in Doğu Kudüs’teki El Aksa’yı işgal edeceği geçireceği ile ilgili dedikoduları sonlandırmasını talep etti. Netanyahu ayrıca “Yeni bir büyük yalan” olarak nitelendirdiği, İsrail ordusunun terör şüphelilerini yargısız infaz ettiği söylentilerine değindi. Netanyahu, İsrail’in ellerinde bıçak, satır ve baltayla sokakta insanları öldürmeye çalışan kişilere karşı herhangi bir devletin davranacağı gibi davrandığını ifade etti.
Suçlamalar pazartesi günü iki İsrailli’yi bıçaklayan 13 yaşındaki Ahmet Mansara’nın televizyonlara yansıyan görüntülerinden kaynaklanmıştı.
Görüntülerde sokakta kafası kanayan korkmuş bir çocuğun kaçarken arabanın çarpması nedeniyle bacaklarının çarpık olduğu görülüyor. Görüntülerde aynı zamanda etraftaki kalabalığın polise, çocuğu vurması çağrısı yaptığı duyuluyor.
Abbas, olaydan sonra İsrail’i çocuğu idam etmekle suçladı. Ancak, İsrail Ahmet’in bir hastane yatağında, başı sarılı, Yahudi doktorlar tarafından tedavi edilişinin görüntülerini yayınladı.
Kerry Abbas’ı Uyardı
Bölgede sükunetin tekrar sağlanması ve barış görüşmelerin tekrar başlaması için bölgeye gitmesi beklenen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Abbas’ı uyararak, şiddetin hiçbir bahanesi olamayacağını belirtti.
Kerry, hayal kırıklıkları ne kadar yüksek olursa olsun Filistinliler’in şiddete başvurulamayacağını anlamaları gerektiğini ifade etti ve Abbas’ı olayları yüksek sesle, açık biçimde kınamaya çağırdı.
Filistinliler onlarca senedir topraklarının İsrail ordusu tarafından yönetilmesinden ve Batı Şeria’da genişleyen Yahudi yerleşimlerinden dolayı mutsuz.
Ancak halk Abbas’tan da memnun değil. Birçok Filistinli Abbas’ın zayıf olarak görüyor ve iki devletli çözümün gün geçtikçe olanaksız hale gelmesinde onunda sorumluluğu olduğunu düşünüyor.
