Bağımsızlık referandumu için sandık başına giden İskoç seçmenler, İskoçya’nın Birleşik Krallık ile olan 307 yıllık birlikteliğinin korunması yönünde oy kullandı ve bağımsızlığa ‘hayır’ dedi.
Seçmenlerin yüzde 55’i, İskoçya’nın Birleşik Krallık’ın bir parçası olarak kalmasını isterken yüzde 45’lik kesim, bağımsızlık lehine oy kullandı.
İskoçya’nın en büyük kenti olan Glasgow’da seçmenlerin yüzde 61’i bağımsızlığa ‘evet’ derken yüzde 39, bağımsızlığa karşı çıktı.
Ancak İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da ve üçüncü büyük kent olan Aberdeen’de seçmenler büyük çoğunlukla bağımsızlığı reddetti.
Birleşik Krallık’a bağlı kalma kampanyasının lideri Alistair Darling, referandum sonuçlarının hem İskoçya hem de Birleşik Krallık için tarihi olduğunu belirtti. İskoçya halkının birliktelikten yana oy kullandığını söyleyen Darling, seçmenlerin gereksiz ayrılık yerine olumlu değişimi tercih ettiğini belirtti.
Ayrılıkçı lider Alex Salmond ise yaptığı mağlubiyet konuşmasında referandumu demokrasi süresinin zaferi olarak niteledi ve ayrılık yanlılarını, referandum sonuçlarını bir an önce kabul etmeye çağırdı.
Alex Salmond ayrıca parlamentoya, İskoç siyasetçilere daha çok güç ve yetki vermesi çağrısında bulundu.
İngiltere Başbakanı David Cameron ise İskoçya’nın bağımsızlığı tartışmalarının rafa kalktığını, Birleşik Krallık’ın İskoçya’ya vergiler, harcamalar ve sosyal yardım programları konusunda daha fazla yetki verme taahhüdüne bağlı kalacağını belirtti. Cameron, bu hakların İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’ya da verileceğini sözlerine ekledi.
İskoçya’da oy verme hakkı olan neredeyse 4 milyon kişinin yüzde 97’si, referandumda oy kullanmak üzere seçmen kaydı yaptırdı. Referanduma katılım yüzde 86 civarındaydı.
