IŞİD bu hafta birkaç büyük kente düzenlediği saldırılarla gündemin üst sırasındaydı. Dünyanın dört bir yanından liderler teröristlerle mücadele edeceklerini bir kez daha yineledi.
Saldırıların hedefi Cakarta’da bir Starbucks’ta kahve molası verenler, Bağdat’da bir alışveriş merkezinde alışveriş yapanlar gibi gündelik yaşamlarını sürdüren sıradan insanlardı.
Sultanahmet Meydanı’ndaysa hedef yabancı turistlerdi.
Afganistan’ın Celalabad kentindeki Pakistan Konsolosluğu çalışanları için artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Çok sayıda kişinin öldüğü saldırıların sorumluluğunu IŞİD üstlendi.
Liderler bir yandan teröristlerin durdurulması gerektiğini söylerken diğer yandan halka ‘günlük hayata devam edin’ mesajı veriyor.
Başkan Obama son Birliğin Durumu konuşmasında Amerikan kamuoyunu sakinleştirmeye çalıştı: ”Üçüncü Dünya Savaşı’nın yaşandığı gibi abartılı benzetmeler teröristlerin elini güçlendirir. Kamyonların tepesinde gezen eli silahlı savaşçılar, apartman daireleri ya da garajlarda saldırı planı yapan ruh hastaları, siviller için büyük tehlike. Ancak ulusal varlığımızı tehdit etmiyorlar.”
Ancak kimi güvenlik uzmanlarına göre gerçek bir tehdit var.
Michael J. Morell, ”CIA’de geçirdiğim 33 yılda öğrendiklerimden biri, düşmanlarınızın size söylediklerini iyi dinlemekti. Bazen size tam olarak ne yapacaklarını açıkça anlatırlar. IŞİD de bize burada saldırı düzenleyeceğini söyledi” şeklinde konuşuyor.
Liderler IŞİD’in yabancı ülkelerde saldırı düzenleme olasılığını tartışadursun, örgütün kontrolu altında tuttuğu topraklarda yaşayanların hayatını cehenneme çevirdiğine şüphe yok.
Irak polisi tek bir bölgeden sadece 2 bin ailenin kaçtığını bildiriyor. Ancak kaçanların çoğu güvenliğe kavuşamadan dağlık bölgedeki zorlu seyahatte hayatını kaybediyor.
