BERLİN —
Almanya’da 2000 ile 2007 yılları arasında 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 kadın polis toplam 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı terör örgütü NSU'nun işlediği ırkçı cinayetleri soruşturma sürecinde skandal üzerine skandal yaşanıyor.
17 Nisan'da başlayacak davayı izlemesi için akredite edilerek yer garantisi verilen 50 basın mensubu arasına Türk basınının temsilcileri alınmadı. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi toplam 123 medya kurumunun davayı izlemek için başvuru yaptığını, 50 kurum ve gazetecinin ilk listede yer aldığını ve bunlara mahkeme salonunda basın bölümünde yer ayrılacağını, söz konusu listedekilerin birinin veya birkaçının duruşmaya gelmemesi durumunda ikinci listedekilerin sıraya göre içeri alınacağını duyurdu.
Mahkemenin akredite listesine göre ikinci listede toplam 10 Türk medya kurumu ve gazeteci bulunuyor, en üst sıradaki Türk medya kurumu 68’inci sırada yer alıyor. Mahkeme sıralamayı başvuruların giriş tarihine göre oluşturduklarını ileri sürerken, Türk medya temsilcileri ise zamanında başvuru yaptıklarını açıkladılar.
Alman medyasında çıkan bazı yorumlarda mahkemenin tutumunun Alman adaletine olan güveni sarsacağına dikkat çekildi. Mahkeme sözcüsü duruşma salonundan dışarıya gazetecilere yönelik görüntülü bağlantı yapılmayacağını da duyurdu.
Bavyera Adalet Bakanlığı ve Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi bundan kısa bir süre önce de göçmen kökenli esnaflara yönelik cinayetler işleyen NSU’nun duruşmalarını izlemek isteyen Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’e mahkeme salonunda sabit yer vermeyi reddetmişti.
Alman medyasında son on yılın en büyük davası olarak tanımlanan NSU davasında örgütün liderlerinden Beate Zschaepe ile NSU’ya yardım ve yataklık yaptığı öne sürülen Ralf Wohlleben yargılanacak. Bu ikiliyle birlikte üç NSU sempatizanı da tutuksuz olarak yargılanacak.
Öte yandan NSU ile bağlantılı yeni bilgilere göre, ırkçı örgüte destek sağlayanların sayısının şimdiye kadar bilinenden çok daha fazla olduğu ve en az 129 kişinin yardım ve destek verdiği ortaya çıktı.
Federal Meclis’in NSU Araştırma Komisyonu’nun oluşturduğu listeye göre, doğrudan yada dolaylı olarak ırkçı teröristlere yardım eden 129 kişi tespit edildi. Bunlar arasında devlet adına muhbir olarak çalışanların da olup olmadığı merak ediliyor.
Uzmanlar istihbarat birimlerine çalışan muhbirlerin ortaya çıkması durumda bunun olayın skandal boyutunu daha da genişleteceğini savunuyor. Yetkililer cinayetlerin Kasım 2011′de ortaya çıkmasından sonra uzun bir süre NSU örgütünün ölü olarak ele geçen iki erkek ve yakalanan Beate Zschaepe adlı kadın üyeden oluştuğunu öne sürmüştü.
17 Nisan'da başlayacak davayı izlemesi için akredite edilerek yer garantisi verilen 50 basın mensubu arasına Türk basınının temsilcileri alınmadı. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi toplam 123 medya kurumunun davayı izlemek için başvuru yaptığını, 50 kurum ve gazetecinin ilk listede yer aldığını ve bunlara mahkeme salonunda basın bölümünde yer ayrılacağını, söz konusu listedekilerin birinin veya birkaçının duruşmaya gelmemesi durumunda ikinci listedekilerin sıraya göre içeri alınacağını duyurdu.
Mahkemenin akredite listesine göre ikinci listede toplam 10 Türk medya kurumu ve gazeteci bulunuyor, en üst sıradaki Türk medya kurumu 68’inci sırada yer alıyor. Mahkeme sıralamayı başvuruların giriş tarihine göre oluşturduklarını ileri sürerken, Türk medya temsilcileri ise zamanında başvuru yaptıklarını açıkladılar.
Alman medyasında çıkan bazı yorumlarda mahkemenin tutumunun Alman adaletine olan güveni sarsacağına dikkat çekildi. Mahkeme sözcüsü duruşma salonundan dışarıya gazetecilere yönelik görüntülü bağlantı yapılmayacağını da duyurdu.
Bavyera Adalet Bakanlığı ve Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi bundan kısa bir süre önce de göçmen kökenli esnaflara yönelik cinayetler işleyen NSU’nun duruşmalarını izlemek isteyen Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’e mahkeme salonunda sabit yer vermeyi reddetmişti.
Alman medyasında son on yılın en büyük davası olarak tanımlanan NSU davasında örgütün liderlerinden Beate Zschaepe ile NSU’ya yardım ve yataklık yaptığı öne sürülen Ralf Wohlleben yargılanacak. Bu ikiliyle birlikte üç NSU sempatizanı da tutuksuz olarak yargılanacak.
Öte yandan NSU ile bağlantılı yeni bilgilere göre, ırkçı örgüte destek sağlayanların sayısının şimdiye kadar bilinenden çok daha fazla olduğu ve en az 129 kişinin yardım ve destek verdiği ortaya çıktı.
Federal Meclis’in NSU Araştırma Komisyonu’nun oluşturduğu listeye göre, doğrudan yada dolaylı olarak ırkçı teröristlere yardım eden 129 kişi tespit edildi. Bunlar arasında devlet adına muhbir olarak çalışanların da olup olmadığı merak ediliyor.
Uzmanlar istihbarat birimlerine çalışan muhbirlerin ortaya çıkması durumda bunun olayın skandal boyutunu daha da genişleteceğini savunuyor. Yetkililer cinayetlerin Kasım 2011′de ortaya çıkmasından sonra uzun bir süre NSU örgütünün ölü olarak ele geçen iki erkek ve yakalanan Beate Zschaepe adlı kadın üyeden oluştuğunu öne sürmüştü.
