Erişilebilirlik

İngiltere'ye Yeni Bir Margaret Thatcher mı Geliyor?


Theresa May (solda) ve Andrea Leadsom
Theresa May (solda) ve Andrea Leadsom

İngiltere 26 yıl sonra bir kadın başbakana sahip olabilir. Ülkenin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher, yine Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili bir anlaşmazlık sonucu, parti darbesiyle görevden uzaklaştırılmıştı.

Muhafazakar Parti içinden yarışan adaylar, mevcut başbakan David Cameron’un yerini almayı hedefliyor. Önde gelen adaylarsa kadın. Biri İçişleri Bakanı Theresa May, diğeri de siyaseten daha az tecrübeli olsa da, Enerji Bakanı Andrea Leadsom.

Yarışın erkek adayları nispeten iki kadın adayın gerisinde kalmış durumda. Muhafazakar Parti içindeki seçimler, salı gününden itibaren bir dizi gizli oylamayla yapılacak ve aday sayısı ikiye indirilecek. Partinin 150 bin kişilik üyesiyse son kararını postayla gönderecek ve hem genel başkan, hem de başbakan 2 Eylül’de belirlenecek.

Kendisi de geçen hafta yapılan referandumda İngiltere’nin AB’den ayrılmasına destek veren Leadsom’a oy verecek Muhafazakar milletvekilleri aslında Londra eski Belediye Başkanı Boris Johnson’ın başbakan olmasını umut ediyordu. Ancak Johnson’un en yakın müttefiklerinden Michael Gove’ın kendisine desteği çekmesi yüzünden eski Belediye Başkanı’nın başbakanlık hayalleri suya düştü.

Rastlantı mıdır bilinmez, ama halen bir liderlik krizi yaşayan muhalefetteki İşçi Partisi’ne de kadın bir başkan gelebilir. Angela Eagle, solcu genel başkan Jeremy Corbyn’e karşı liderlik mücadelesine katılacağını açıklayacak.

Ada’da kadın lider sayısı azımsanacak gibi değil. Kuzeyde İskoçya’nın başbakanlığını Nicola Sturgeon yürütürken, yine İskoçya’nın Muhafazakar Parti liderliğini de bir kadın yürütüyor.

Muhafazakarlar arasında dağılan partiyi bir kadın liderin derleyip toplayabileceğini düşünenlerin sayısı az sayılmaz. Ülke Brexit referandumunun ardından neredeyse tepetaklak olmuş durumda. Doğal olarak, çok sayıda kişinin aklına eski günlerin “Demir Leydi”si Margaret Thatcher’ın gelmesi kaçınılmaz.

Aslında Thatcher feminist değildi ve feminizme ayıracak zamanı olmadı. Bir seferinde “Kadınların özgürlük hareketine hiçbir borcum yok” diye konuşan Thatcher, bununla birlikte kadınların erkeklerden daha pratik olduğuna inanıyordu.

Ayrıca Thatcher’ın biyografisini hazırlayan Charles Moore da, ‘Demir Leydi’nin erkekleri hor gördüğünü, tembel ve kibirli bulduğunu söylüyor. Moore’a göre Thatcher, kadınların toplumsal gerçekleri “resmi söylemlere bağlı tanımlamalardan” daha iyi algıladığını düşünüyordu.

Yorumcular 59 yaşındaki Theresa May’i Thatcher’a daha yakın görüyor; “itici ve soğuk.”

May de bunu yalanlayan birine benzemiyor. Muhafazakar Parti liderliğine aday olduğun açıkladığı zaman, “Öğlen yemeklerinde kimsenin dedikodusunu yapmam. Gidip Parlamento’nun barında içmem. Duygularımı gizlerim, önümdeki işe bakarım” diye konuştu. Theresa May aynı zamanda parlamento üyelerinin yaptığı gibi iç politika muhabirleriyle de sıkı fıkı olmadı.

Kendisini Margaret Thatcher gibi “Buzdan Kraliçe” diye tanımlayanlar olsa da yakın meslektaşları Theresa May’in özel yaşamında sıcakkanlı ve cömert bir yapıya sahip olduğunu söylüyor. Ayrıca Thatcher gibi iş konusunda son derece titiz ve detaycı. İşini bitirmek için geceleri 2’lere, 3’lere kadar çalışabiliyor. Bundan dolayı İngiltere’nin ayrılması yönünde Avrupa Birliği’yle yürütülecek görüşmelere son derece uygun bir lider olduğunu düşünenler de var.

Theresa May, yalnızca Muhafazakar Parti seçmenleri değil, AB’den ayrılma oyu veren seçmenler açısından da birleştirici bir güç, AB’yle ayrılma görüşmelerini yürütmeye donanımlı siyasetçi olarak görülüyor.

Parti içindeki çekişmeyi uzatmamak için bazı kıdemli Muhafazakar politikacılar, diğer adayları çekilmeye ikna etmeye başlamış durumda. Ayrıca rekabetin uzaması ve seçimlerin beklenmesi durumunda parti içinde çirkin bir kutuplaşma yaşanmasından korkuluyor.

Yine de tüm ayrılma yanlıları, May’in AB’den tamamen ayrılma yönünde görüşmeleri yürütebileceğinden emin değil. Theresa May, daha önce savunduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden imzasını çekme yönündeki tutumundan vazgeçti, İngiltere’de yeterli siyasi destek olmadığını savundu.

Ayrıca May’in başbakan olarak AB’yle ayrıcalıklı ticari anlaşma karşılığında “modifiye edilmiş” dolaşım serbestisine razı olabileceği yönünde işaretler var. AB’nin diğer 27 üyesi, İngiltere’yle ticari anlaşma imzalanması durumunda, kendi vatandaşlarının bu ülkedeki yaşama ve çalışma haklarına dokunulmasını istemiyor.

İngiltere’nin AB’den ayrılmasını savunanlar milletvekilleri, göçmen sayısını azaltabilmek için seyahat özgürlüğüne karşı çıkıyor.

Öte yandan 30 bin AB’de kalma yanlısı, Londra’nın merkezinde gösteri düzenledi. Gösteriye rock yıldızı Bob Geldof, eski Avrupa Parlamentosu üyesi ve eski dizi oyuncusu Michael Cashman da konuşmacı olarak katıldı.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG