OHAL yasakları nedeniyle açık havada kampanya yapamayan Halkların Demokrasi Partisi, düğün salonunda seçmenleriyle bir araya geldi. Salonun kapısına referandum sürecinde kullanacakları ‘Tenê NA be’ (Yalnız olmaz) sloganı yazıldı. Kampanyanın başlangıç toplantısına katılanlar ellerinde Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Arapça, Ermenice ‘Hayır’ yazılı dövizler taşıdı. Etkinlik, kampanyada kullanılacak şarkılarla başladı. İzmir ve İstanbul’la eş zamanlı başlayan etkinlikte, önce cezaevindeki Eş Genel Başkanlar Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın eski konuşmalarından hazırlanmış sinevizyonlar gösterildi.
Ardından ilk sözü alan Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanı Leyla Güven, AK Parti’ye mecbur olmadıklarını söyledi. Güven, “AKP’ye ve onun tekçi, milliyetçi ve cinsiyetçi politikalarına mecbur değiliz. 15 yıldır halkların başına bela olan AKP’yi bundan sonra gönderebilmek mümkündür. Bunu niye söylüyoruz, denenmiş bir tecrübemiz var; 7 Haziran… Bizim barajın altında kalıp kalmayacağı tartışmaları vardı. Sizler barajı onların başına yıktınız. Bunu hep beraber yaptık ve başardık, dolayısıyla bizim bu referandumdan çok güçlü bir hayır çıkarmamız mümkündür. Bunun koşulları vardır mevcuttur. 16 Nisan çok önemli bir gündür çünkü onlar burada kadim olduklarını, gitmeyeceklerini, kalmak için yeterince yandaş topladıklarını sanıyordu” dedi.
Kürtlerin referandumu boykot edecekleri iddialarını yalanlayan Güven, “Kürdistan’da bilinçli olarak yapılan bir tartışma var; boykot ya da sandığa gitmeme deniyor, bunlara itibar edilmemeli. Esasta Kürdistan ‘hayır’ diyecek. Kimse manipüle etmesin. Kürtler iradelerini açığa vurdular. Kürdistan’da boykot yok, boykot demenin evet demek olduğunu çok iyi bilir halkımız. Kürtler ‘hayır’ diyor” diye konuştu.
HDP’de Genel Başkansız ‘Hayır’ Kampanyası
Güven’den sonra söz alan HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş anayasanın istedikleri gibi olmadığını söyledi. Erdoğmuş, “Bizim anayasa anlayışımız şudur; Anayasa metnini başına şu yazılmazsa bizim yolumuz başlangıçtan itibaren ayrılır. O söz şudur: ‘özgürlüğün dokunulmazlığı’. Bir anayasanın başında, bizim iddia ettiğimiz anayasanın başında özgürlüğün dokunulmazlığı maddesi olmazsa olmazdır” şeklinde konuştu.
