Erişilebilirlik

Fransız Basını: ‘AKP Kazandı Ama’


Türkiye seçimlerini yerel muhabirleriyle yakından ve yerinden izleyen Fransız medyası, seçimlerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin zaferle çıktığını duyurdu. Ancak gazeteler, AKP’nin iki seçim arasında kaos ve korku yaratarak seçimleri kazandığına vurgu yaparak, “Kısa vadede zafer kazanmak için yaratılan korku ve bölünme ortamı, uzun vadede Türkiye’ye çok daha pahalıya mal olabilir” dedi.

Le Figaro: “Korku stratejisiyle seçimler kazanılmış olsa da...”

Merkez sağ Le Figaro gazetesi seçim sonuçlarını, “Erdoğan’ın neredeyse tam zaferi” başlığıyla, “İslamo-muhafazakar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP, Pazar günü yapılan seçimlerde, Haziran’da kaybettiği çoğunluğu yeniden kazandı. Bu kısa vadede zafer gibi görünebilir ama yaratılan korku ortamı uzun vadede Türkiye’ye çok daha pahalıya mal olma riskini taşıyor” diye duyurdu.

Parti sözcülerinden Harun Armağan’ın “Şimdi başkanlık sistemi projemizi getirebiliriz. Çünkü bize göre bu iyi bir proje” sözlerini de aktaran Le figaro, AKP’nin başkanlık sisteminden vazgeçmediğinin de altını çizdi. Gazete, 7 Haziran’dan bu yana yaşanan kanlı olayları da hatırlatarak, iki seçim arasında atmosferin ağırlaştığını ve toplumun gerildiğini belirterek, “Ama korku stratejisiyle seçimler kazanılmış olsa da, uzmanlar bu söylemin daha sonra ülkeyi daha sert bir bölünmeye taşıyacağından korkuyor. Araştırmacı Ranj Alaaldin, ‘AKP, korku ve belirsizlik ortamı yaratarak seçmenleri kendisine oy vermeye itti. Ancak bu kısa vadeli bir zafer. Uzun vadede bu Türkiye’ye çok pahalıya mal olacak. Erdoğan’ın oyunu, PKK ve Kürt halkıyla yürütülen barış sürecini ortadan kaldırdı. Bu gerillayı ve silahlı mücadele isteyen radikal kanadını güçlendirme riskini taşıyor’ dedi. Dün gece, Diyarbakır’da sonuçlar açıklanınca gençler ve polis arasında yer yer çatışmalar oldu. İstanbul’da da benzer çatışmalar yaşandı” ifadelerine yer verdi.

Le Monde : “Türkiye Erdoğan’ın Ellerinde”

Fransız Le Monde gazetesi de Türkiye’deki seçimleri “Türkiye Erdoğan’ın ellerinde” manşetiyle duyurdu. Gazete, “Zafer ama ne yapmak için?” başlığıyla da bir başyazı yayınladı. Gazete, Türkiye’deki seçimleri yorumladığı yazısında şu görüşlere yer verdi: “Erdoğan, Haziran’daki seçim sonuçlarından memnun değildi. 2002’den bu yana ilk kez AKP salt çoğunluğu kaybetmişti. Partiler koalisyon kurmaya mahkum oldu. Ama Cumhurbaşkanı bunu reddetti. Anayasaya da karşı gelerek yeniden seçime gitti ve şahsen ‘tansiyon stratejisi’ uyguladığı bir seçim kampanyası yürüttü."

PKK ile çatışmaya girerek aşırı milliyetçi seçmeni tavladı. AKP militanları, Haziran seçimlerinde büyük bir çıkış yapan ılımlı Kürt partisi HDP’nin pek çok binasını kundakladı. Daha da kötüsü HDP mitinglerine saldırıldı ve yüzlerce insan öldü.

Cumhurbaşkanı rakiplerini “terörist ya da hain” olarak tanımlayarak ayar verdi. Ve stratejisi sonuç verdi. Korku ikliminde, Türk seçmen, Kürtler dahil, istikrar için oy kullandı. AKP %49’dan biraz fazla bir oyla salt çoğunluğu elde etti. Anayasayı değiştirsin ya da değiştirmesin, başkanlık sistemine gitsin ya da gitmesin, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 ya da 4 yıldır daha kişisel bir iktidar uygulaması yürütüyor. O’nun için demokrasi seçimlerden ibaret: Seçilmişler, yargı ya da basın, kim olursa olsun, iktidara karşı herkesi yıldırma, gözdağı hatta şiddet uygulamaktan çekinmedi.

AKP’nin patronu, hergün kutuplaşmasına daha da hizmet ettiği ve yarısının kendisine karşı olduğu 75 milyonluk bir ülkenin başına geçiyor. Laikleri dincilere, Türkler’i Kürtlere, Sünnileri Alevilere, elitleri Anadolu köylülerine karşı kutuplaştırıyor.

AKP’nin ilk iki döneminde olduğu gibi istikrar kutbu olmanın çok uzağında, Erdoğan’ın Türkiye’si, Cumhurbaşkanı’nın, Ortadoğu’daki kaos ortamında yaptığı politik seçimleri nedeniyle, her geçen gün daha istikrarsız hale geldi.

Kürt sorunu saplantısıyla, Türkiye, IŞİD’e karşı mücadelede gerçek bir partner olabilir mi? Erdoğan gönüllü ya da öngörülmeyen bir biçimde, Suriye'de siyasi çözüm arayışına katkıda bulunabilir mi? Hiçbir şey kesin değil.

AB bütün bunlardan ilk etkilenecek olan taraf. Sığınmacı akınını frenlemek, hatta geri göndermek için Türkiye’ye ihtiyacı var. 2 milyondan fazla sığınmacı Türkler tarafından cömertçe ağırlandı. Avrupalılar, bu akışın kendi ülkelerine yönelmesini engellemek için Ankara’ya her türlü tavizi vermeye hazır. Bay Erdoğan güçlü bir konumda. Ama, hala Türkiye’yi hem içerde, hem de dışarda bu kadar agresif bir otokrasi ile yöneten Erdoğan’a nereye kadar izin vermeli?

Liberation, “Zaferden sonra, basına baskı artabilir”

Sol eğilimli Liberation gazetesi ise “Türkiye: Erdoğan hedefinde basın var” başlığıyla verdiği haberde muhalif medyanın, sandıktan tek başına iktidarla çıkan AKP’nin “dine hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret ya da ihanet’ gibi iddialarla suçladığı medyaya yönelik baskılarını artıracağını yazdı. Can Dündar şahsında Cumhuriyet, Hürriyet, Zaman ve Nokta Dergisi’ne yapılan baskılara yer vererek, seçimlerden sonra bu baskıların artabileceğine dikkat çekti.

L’Express Dergisi: “Erdoğan ‘süper-başkan’ rüyası görüyor”

Seçim sonuçlarını “Erdoğan, seçimleri kazandı, şimdi ‘süper-cumhurbaşkanı’ rüyası görüyor” başlığıyla veren Express dergisi de, Erdoğan’ın 7 Haziran’dan sonra girdiği iddiayı kazandığını, seçimlerin büyük kaybedeninin Kürt partisi HDP olduğunu, ancak AKP’nin ülkeyi derinden bölme riskine rağmen, “istikrarsızlık” korkusuyla seçimleri kazandığını yazdı. Seçim sonuçlarının İstanbul Borsası’nda olumlu etki yarattığını belirten Express, Türk lirasının da değer kazandığını belirtti.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG