Erişilebilirlik

Fransa'da Müslümanlarla İlgili Şaşırtıcı Rapor


Fransa'nın önemli düşünce kuruluşlarından Institut Montaigne, "Fransız İslam’ı Mümkündür" başlıklı bir rapor hazırlayarak, ilk kez “Fransız İslamı”nın portresini çizdi.

Raporda Fransa'da, "laiklik" başta olmak üzere cumhuriyet değerlerini reddedenlerin ve şeriat kurallarının uygulanmasını isteyen radikal Müslümanlar’ın oranı yüzde 28 olarak tespit edildi. Bu oranın özellikle yoksul ve işsiz kesimler başta olmak üzere, gençler arasında yüzde 50'ye kadar ulaştığına dikkat çekildi. Müslümanları en çok bölen konu ise yine türban.

Fransız pazar gazetesi Journal du Dimanche'da yayınlanan rapor, cihatçı saldırıların ardından uzun süredir "İslam’ın yerini tartışan" Fransızlara, etnik kimliklere ait anket yapmanın yasak olduğu ülkede ilk kez şaşırtıcı sonuçlar sunan bir tablo ortaya koydu.

Somut anket ve verilere dayanan rapor, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken alevlenen "Fransa'da İslam’ın yeri" tartışmalarına ışık tutar nitelikte.

Eski Başbakanlık strateji danışmanlarından Hakim El Karoui tarafından kaleme alınan rapor, IFOP'un Fransa'daki Müslüman kesimle yaptığı ankete dayanıyor. Ankette, 1.029 Müslüman, ve anne ya da babası Müslüman olan kişiler dahil toplam 15.459 kişiye sorular yöneltiliyor. Ortaya çıkan sonuçlar Fransa'daki Müslüman nüfus hakkında önemli ipuçları veriyor.

Rapora göre, ülkenin ikinci büyük dini olan İslam, nüfusun yüzde 5,6'sını kapsıyor. Ancak genç nüfusun geneline vurulduğunda bu oran yüzde 10'a çıkıyor. Bu da gençler arasında Müslümanlar’ın sayısının giderek arttığını gösteriyor.

Sessiz çoğunluk ve 3 büyük kimlik grubu

Rapor Fransa’daki Müslümanlar’ın üç büyük kimlik grubuna ayrıştığını tespit ediyor. Buna göre, Müslümanlar’ın yüzde 46'sı tümüyle laik, cumhuriyet değerleriyle uyumlu. Bu grup ya hiç ya da çok az ibadet vazifelerini yerine getiriyor, inanmasa da kendisini Müslüman kültürüne ait hissediyor ve toplum yaşamında laik cumhuriyet yasalarını, dini kuralların önüne koyuyor. Raporda bu grup modern topluma entegre olabilen "sessiz çoğunluk" olarak tanımlanıyor.

İkinci grup ara grup olarak değerlendiriliyor ve yüzde 25 oranına ulaşıyor. Dini kuralları harfiyen uyguluyor, hatta iş yerinde de dinini ifade etmek istiyor fakat laikliğe de kendi dini özgürlüğünün garantisi olarak sahip çıkıyor.

Oranı yüzde 28'i bulan üçüncü bir grup ise tümüyle cumhuriyet değerlerine karşı, kendi dini değerlerini savunuyor ve toplumun bu değerlerle yönetilmesini istiyor. Bu oran yoksul banliyölerdeki gençler arasında yüzde 50'ye kadar yükseliyor. İnancın "özel alan" işi olduğu fikrine karşı çıkıyor. Laikliği benimsemiyor ve işyerinde de dini kuralların uygulanmasını istiyor. Institue Montaigne, raporda bu grubun değerlerini "tümüyle cumhuriyet değerlerine karşı, ayrılıkçı, İslam'ı topluma uygulamak isteyen" bir grup olarak tanımlıyor.

Analizde, Fransa'daki Müslüman toplumunun iki kutuba ayrıldığı gözleniyor. Bir tarafta cumhuriyet değerleriyle uzlaşan ve laiklik başta olmak üzere bu değerleri inancının garantisi olarak gören çoğunluk. Diğer tarafta ise, özellikle gençler arasında giderek daha da güçlenen, yasalarla çatışan, türban, poligami gibi yasalara karşı gelen pratikleri uygulayan ayrılıkçı grup var.

Raportör Hakim El Karoui, özellikle bu eğilime dikkat çekerek "fundamentalist" adını verdiği bu radikal gençlerin sayısının artmasına karşı "mücadeleye çağırıyor ve hem devletin hem de Müslüman toplumun çeşitli reformları gerçekleştirmesi gerektiğini" dile getiriyor.

Rapor, Arapça’nın camilerde değil okullarda öğretilmesini, Fransız cami ve derneklerine yabancı ülkelerden her türlü yardımın kesilmesini, din görevlilerinin Fransa'da yetişmesini, Alsace bölgesinde bir Teoloji Fakültesi açılmasını da öneriyor.

En çok türban konusu bölüyor

En çok türban konusu Müslümanlar’ı bölüyor. Katılanların yüzde 65'i türban takılmasını, yüzde 24'ü ise kara çarşafı destekliyor. Yüzde 37'si genç kızların ortaokul ve lisede türban takması gerektiğini söylüyor. Bu fikre yüzde 63'ü katılmıyor. Müslümanlar’ın yüzde 70'i ise her zaman helal gıda aldığını açıklıyor. Kadınlar, erkeklerden daha çok türban ve kara çarşaf giyilmesini savunsa da iş pratiğe gelince oranlar düşüyor. Kadınların 3'te 2'si türban takmadıklarını söylüyor, türban takan kadınların oranı yüzde 35, sürekli takan kadınların oranı yüzde 25. Yalnızca okul ya da iş yerinde takanların oranı yüzde 7, bazen takanların oranı ise yüzde 5 olarak belirleniyor.

Fransa'da bulunan 2.500 camiye gidenlerin sayısı ise oldukça düşük. Ankete katılan Müslümanlar’ın yüzde 30'u hiçbir zaman camiye gitmediğini, bir o kadarı da sadece Ramazan bayramı gibi büyük bayramlarda gittiğini söylüyor.

Müslüman toplumun büyük çoğunluğu karşı cinsten bir doktora muayene olmayı (yüzde 92) ya da el sıkmayı (yüzde 88) reddetmiyor.

"Yüzde 28 gerçeklerden kopuk bir rakam"

Ancak Fransa İslam Konseyi Başkanı Anouar Kbibech, "Radikal İslam’ı savunduğu iddia edilen yüzde 28'lik oran, gerçeklerden kopuk son derece abartılı bir rakam. Müslümanlar’ın tamamına yakını ülkelerine ve cumhuriyet değerlerine çok bağlılar. Bunu hergün her fırsatta dile getiriyorlar. Bazı gençler zaman zaman bazı tezleri ya da bazı yanlış yorumlarını savunabilir, ama bu yalnızca küçük bir azınlıktır. Gençlerimiz sorumlu, neredeyse tamamı bu radikallerle ilgili değil," diye eleştirdi.

Ankette Fransız devletince Müslüman toplumla diyalog amaçlı kurulan CFCM'i temsilci kabul edenlerin sayısı yalnızca yüzde 9'da kalıyor. Katılanların yüzde 37'si ise Müslüman Kardeşler'e yakın olarak bilinen İslam bilimci Tarık Ramadan'ı temsilci olarak gördüğünü dile getiriyor.

Fransa'daki Müslüman yurttaşların sayısı 3,7 milyon, bu genel nüfusun yüzde 5.6'sına tekabül ediyor. Genel nüfusun yüzde 1'i yani 660 bin kadarı, en az bir ebeveyni Müslüman olduğu halde kendisini Müslüman olarak tanımlamıyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG