Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan IŞİD, El Kaide, Boko Haram ve Eş-Şebab gibi örgütlerin İslam’a zarar verdiğini belirtti. Erdoğan, ‘Suriye'de DAEŞ ve PYD’yi besleyip büyüten Esat rejimidir’ derken Başbakan Davutoğlu da Esad rejiminin Suriye’de barış ve istikrarı sağlamasının mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye, Selefi örgütlerle arasındaki mesafeyi her geçen gün açıyor. Bugün Birlik Vakfı’nın İstanbul’da düzenlediği 30. Yıl Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı, başta IŞİD olmak üzere Selefi-cihatçı örgütlerin İslam’a zarar verdiğini söyledi.
Türkiye’nin 2 milyon 200 bin Suriyeli ve 300 bin Iraklı’yı misafir ettiğini söyleyen Erdoğan, IŞİD’in İslam adı altında faaliyet gösteren bir terör örgütü olduğunun altını çizdi.
Erdoğan: Selefi örgütler Müslümanlar için hiçbir kazanım sağlamadı
Müslümanlar'ın ‘DAEŞ gibi El-Kaide gibi Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslami kavramları istismar ederek en büyük zararı Müslümanlar'a veren örgütlerin zemin bulduğu iklimi ortadan kaldırmak’ gibi bir sorumluluğu olduğunu belirten Erdoğan, ‘‘bu örgütler, faaliyet gösterdikleri yerlere başka güçlerin müdahalesine imkan vermenin dışında İslam adına, Müslümanlar adına en küçük bir kazanım ortaya koymuş değillerdir. Bu malum projenin önüne biz geçmezsek, coğrafyamıza yönelik bu hoyrat müdahaleler gözümüzün önünde devam edip gidecektir. Müslümanlar bu zilleti daha fazla taşıyamaz, taşımamalıdır. Hep birlikte İslam coğrafyasında bu bilincin uyanması ve güçlenmesi için de çalışmalı, gayret göstermeliyiz’’ dedi.
Erdoğan’ın eleştirileri IŞİD ve benzeri Selefi örgütlerle sınırlı değildi. IŞİD gibi PKK, PYD, YPG gibi örgütleri de küresel güç mücadelesinin aracı olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı, Suriye’nin içine düştüğü kaostan Esat rejimi kadar İran ve Rusya’nın da sorumluğunu olduğunu savundu.
Erdoğan: DAEŞ, PYD ve YPG’yi besleyip büyüten Esed rejimidir
‘‘Bir yandan Rusya ve Esed rejimi, diğer yandan PKK, PYD ve DAEŞ terör unsurları mazlum insanları öldürüyor tarihi mekanlara saldırıyor. Karanlık yapılar bölgedeki gizli hesapların birer truva atına dönüştü. DAEŞ'i, PKK'yı, YPG'yi ortaya çıkaran da besleyip büyüten de rejimin ta kendisidir. İran mezhepçilik gayesiyle Esed'in arkasında durmasaydı belki bugün Suriye diye bir meseleyi konuşuyor olmayacaktık.’’
Rusya’nın Doğu Akdeniz'de tutunmak adına Suriye'yi bir basamak olarak gördüğü için Esat yönetimine destek verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejim muhaliflerine destek verme cesareti göstermedikleri gerekçesiyle Batılı ülkeleri de eleştirdi.
Davutoğlu: Rusya’nın saldırılarında 150’si çocuk 600 sivil öldü
Rus uçağının düşürülmesinin ardından Rusya ile Türkiye arasındaki diplomatik gerilim sürüyor. Hükümetin icraatlarının kamuoyuna duyurulduğu ‘Yeni Türkiye Yolunda’ isimli programda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın iddialarının aksine IŞİD’le marjinal düzeyde mücadele ettiğini ve son dönemde sivillere yönelik Rus saldırılarında yaklaşık 150 çocuğunun söyledi.
‘‘Suriye'deki bütün tarafların orada bulunmak için ileri sürdükleri gerekçe DEAŞ'tır. Ancak görüyoruz ki yaşananlar DEAŞ'la mücadeleyi aşan müdahalelerdir. Rusya'nın son zamanlarda yaptığı 4198 uçaktan sortiden sadece 191'i DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılar olmuştur. Diğer bombalamalar birçoğu Türkiye'ye yakın bölgelerde bulunmak üzere ılımlı muhaliflerin mevzilerine ve hatta sivil insanlara yönelik olmuştur. Son saldırılar ise özellikle Bayırbucak Türkmenlerini hedef almıştır. Rusya'nın alana girmesiyle sivil ölümlerde de kayda değer artış yaşandı. Bu sayı son haftalarda 600'ün üzerine ulaştı ve daha da yüksek rakamlara doğru her gün artıyor. Bunu sadece biz söylemiyoruz, bunu uluslararası insan hakları kuruluşları söylüyor. Bu bilançodan 150'den fazlasının çocuk olduğunu tüm dünyanın bilmesini istiyoruz.’’
Rusya'dan sivilleri bombalamaktan ve ılımlı muhalifleri hedef almaktan bir an önce vazgeçmesini isteyen Başbakan, uluslararası topluma bu konuda harekete geçme çağrısında bulundu. Davutoğlu’na göre, ‘aksi takdirde Suriye ihtilafı daha yıllarca sürecek, terör de maalesef bitmeyecek’.
Davutoğlu: Esad rejimi Suriye’ye barış ve istikrar getiremez
Türkiye’nin komşusu Suriye'nin demokratik bir düzene kavuşması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini bir kez daha vurgulayan Başbakan Davutoğlu, Suriye'deki krizin çözümünün ancak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat'ın yerini meşru bir hükümete bırakmasıyla mümkün olacağını yineledi.
"Meşruiyetini tümüyle kaybetmiş bir yönetimin varlığını sürdürmesini öngören bir girişimin Suriye'ye barış ve istikrar getirmesi de mümkün değildir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı, sorunun diplomatik çözümü açısından olumlu bir adımdır, bunun için destek de beyan ettik. Ancak bu kararın Suriye halkını Esed'in zulmünden koruyacak gerçekçi bir perspektife kavuşması gerekiyor.’’
Davutoğlu: Terör tehdidi olduğu sürece Musul’da olacağız
Türkiye’nin Irak’taki varlığına da değinen Başbakan Davutoğlu, Irak Merkezi Hükümeti ve Silahlı Kuvvetleri’nin IŞİD saldırıları karşısında etkin tedbirler alamaması üzerinde Iraklı makamların talepleri doğrultusunda Türkiye’nin Musullu yerel gönüllülere eğitim desteği sağladığını söyledi.
‘‘Bu desteğimiz, Musul kurtarılıncaya kadar devam edecektir. Bu amaçla gönderdiğimiz eğitim birliğinin güvenliği için asker mühimmatta yeniden tanzim de dahil olmak üzere her türlü tedbiri almak durumundayız. Nitekim DEAŞ'in Başika'daki eğitim kampımızın olduğu bölgeye gerçekleştirdiği saldırılar, bu konudaki haklılığımızı bütün dünyaya göstermiştir. Bizim bölgeye ilave olarak gönderdiğimiz askerimizin temel amacı, DEAŞ'a karşı orada görev yapan eğiticilerimizi ve eğitilen Musulluları daha iyi koruyabilmektir. Terör tehdidi olduğu sürece oradaki varlığımızı hiçbir şekilde tehlikeye atmayacak tarzda teyakkuz halinde olmaya devam edeceğiz."
