Daralan pazarlarını arttırmak isteyen Türk iş adamlarının gözü Amerika’nın başkenti Washington’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da. İki ülke arasında ticaretin geliştirilmesi ve yeni pazar arayışında olan Türk işadamları Erdoğan’ın ziyaretin Türkiye ile Amerika arasında ticareti arttıracağı görüşünde.
MÜSİAD Amerika Başkanı Mustafa Tuncer, Erdoğan’ın ziyaretini, iş dünyasının beklentilerini ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
‘Siyaset iyileşirse ticaret de iyileşiyor’
Tuncer, ticari ilişkilerin hiç bir zaman ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerden bağımsız olmadığını vurgulayarak, "İkili ilişkilerin ve siyasetin ülkeler arasında iyileştiği zamanda ticari ilişkiler de iyileşiyor,” diyor.
Tuncer, “Türkiye ile Amerika arasında siyasi ilişkiler çok uzun yıllardır güçlü. Türkiye’nin bir NATO ülkesi olması hem de NATO’nun çıkarlarını bölgede savunan güçlü bir müttefik olmasından dolayı Amerika ile iyi ilişkileri var. Ama ticari anlamda aynı ilişkileri geliştirebildiğimizi söylemek açıkçası zor. Türkiye ile Amerika arasında ithalat ve ihracat verilerine baktığımız zaman 19 milyar dolarlar seviyesinde. Bunun 13 -14 milyar doları Amerika’dan Türkiye’ye ihracat 4 ya da 5 milyar doları da Türkiye’den Amerika’ya ihracat şeklinde. Bunların toplamı Amerika’nın dış ticaret hacminde yüzde birleri bulmuyor. Ancak ABD ile Türkiye arasındaki siyasi gelişmelere baktığınızda ve bunu ticari ilişkiler ile kıyasladığınızda farklar var,” dedi.
‘ABD ile ticari ilişkiler siyasi ilişkiler kadar güçlü değil’
İki ülke arasında siyasi ilişkilerin çok güçlü ve eskiye dayandığını belirten Tuncer, ABD ile Türkiye arasındaki ticaretin siyasi ilişkiler kadar güçlü olmadığı görüşünde. Tuncer sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, Türk iş dünyasının coğrafi olarak Amerika’ya uzak kalmasının ve Türkiye’nin önceliğini Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ülkelerine vermiş olmasının etkisi var. Türkiye yeni pazarlar geliştirmek zorunda ve yeni pazarlarla ticaretini arttırmak durumunda. Bu açıdan Rusya ile yaşanan tecrübe bunu bir kez daha gözler önüne koymuş oldu. Bu açıdan bakınca geçtiğimiz hafta yapılan ‘Dünya Girişimciler Kurultayı’nda işadamları açısından baktığınızda Türkiye yeni pazarları arttırmak için adımlar atıyor. MÜSİAD Amerika üç yıl önce kuruldu ve ikinci şubesini de açtı. Bizim üyelerimizin profillerine baktığınızda küçük ve orta boy işletmelerden oluştuğunu görürsünüz. KOBİ’ler bütün dünya ülkelerinin ticaret hacimlerinin yüzde 80’ini oluşturur. Bu açıdan baktığınızda MÜSİAD önemli bir iş gerçekleştiriyor. MÜSİAD Amerika olarak Türkiye ve Amerika arasındaki ticari ilişkileri arttırmak bizim önceliklerimiz arasında. Türkiye serbest ticaret anlaşmaları içerisinde yer almıyor. Bunun içerisine girebilmesi için Türkiye bu konuda devlet olarak bir takım siyasi çalışmalar yapıyor. Bizde STK’lar olarak bu anlamda Amerika’daki muhataplarımızla görüştüğümüz zaman, ister siyasi ister ticari bunu mümkün olduğu kadar gündeme getirmeye çalışıyoruz. En azından Türkiye ile Amerika arasında bir serbest ticaret anlaşması nasıl olur noktasında bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. MÜSİAD Amerika Türkiye’nin ticari menfaatleri ve Türkiye ile Amerika arasında ticareti arttırmak için her türlü çaba içerisinde.”
‘Türkiye’de gerçekleşen atılımları yeterince anlatamadık’
Tuncer, Türkiye’nin son 15 yıla yakın bir süredir ciddi atılımlar gerçekleştirdiğini, inşaat, sanayi, tekstil, makina alanında ciddi atılımlar attığını belirttti. Tuncer, “Bu atılımların muhataplarımıza yansıtılması noktasında Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşlarının yeterli olmadığını düşünüyorum. Yaşadığımız yüzyıl bir yönüyle bir imaj yüzyılı, siz bulunduğunuz konumu hak ettiği gibi izah edemezseniz, bu anlamdaki imajınızı doğru yansıtamaz iseniz, kendi imajını daha doğru yansıtan kurum ve ülkeler sizin önünüze geçecektir,” dedi.
‘İş dünyasının Türkiye ile ilgili soruları var’
Amerika’daki muhataplarınla karşılaştıkları zaman, Türkiye’de yaşanan iç ve dış ilişkilerle ilgili sorularla muhatap olduklarını belirten Tuncer, ”Burada kendimizi anlatabilmenin altını kalın bir şekilde çizmek istiyorum. Türkiye’de terör olayları yaşanıyor. Ankara’da saldırılar oldu. İstanbul’da saldırılar oldu. Bunların Amerika kamuoyuna yansıması üzücüdür. Belçika’da ve Fransa’da olanların yansımasıyla aynı şekilde olmadı. Bizde Amerika’daki medya organlarının Türkiye’de yaşananları yansıtma biçimine göre çeşitli sorularla karşılaşabiliyoruz. Türkiye bir huzur adasıyken iken bazı yayınlar sonucunda yapılacak yatırımların riskli olabileceğinin öngörüldüğü bazı raporlar yayınlandı. Dolayısıyla ticaret yapacak insanları da etkiledi. Ticaret ve para her zaman huzurlu ortam ister. Kendini güvende hissetmek ister. Biz memleketimizin, Türkiye’ mizin bu anlamda da huzurlu olduğunu daha yoğun bir şekilde anlatabilmemiz gerekiyor. Açıkçası buna benzer sorularla karşılaşıyormuyuz? Evet karşılaşıyorum. Bu noktada da hiç bir kurum ayırt etmeksizin ülkemizin hem ticari hem siyasi hem de sosyolojik vakalarını buradaki muhataplarımıza anlatmak bizim görevimiz. Bizde elimizden geldiğince anlatmaya çalışıyoruz,” dedi.
‘Erdoğan’ın gezisi siyaset ve savunma işbirliğinden ibaret değil’
Dünyadaki bütün önemli ülkelerin liderlerinin birbirleri arasında yapmış oldukları görüşmelerde siyasi konulardan hemen sonra ticari ve ekonomik konuları gündemlerine aldıklarını ve bu konularda karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını düşündüğünü belirten Tuncer, “Cumhurbaşkanımızın yapacağı bu ziyaretin de sadece siyasi konulardan ibaret olmayacağını düşünüyorum. Bu anlamda Türk iş dünyasını, Amerika ile Türk iş dünyası arasındaki ticari ilişkileri arttırmaya dönük, çabaları, paylaşımları ve görüşmeleri de barındıracağını inanıyorum. Bu çerçevede DEİK’in düzenlediği iş dünyasına yönelik bir gala olacak. Bu yemekte Cumhurbaşkanımız da bulunacak. Ayrıca, Cumhurbaşkanımızla birlikte buraya çok sayıda önemli işadamı geldi. Türkiye’de Özal ile başlayan bir süreç bu. Siyaset dünyasının bir anlamda Türkiye’nin gönüllü elçileri olan iş dünyasını da beraberinde gezilere götürmesi, Özal’ın başlattığı bu geleneğin Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından da yoğun bir şekilde uygulandığını görüyoruz. Bu çerçevede ben inanıyorum ki, özellikle daralan pazarlarımızın Amerika özelinde genişletilmesi noktasında Cumhurbaşkanımız, devletimizin başı olarak bu konuda da görüşmelerde bulunacak, adımlar atacaktır. Türk Amerikan ilişkilerinde siyasi ilişkiler iyi oldukça ticari ilişkilerde iyi olur. Amerika’nın da Türkiye gibi bölgesinde güçlü, Türkiye’nin de çıkarları noktasında Amerika ile her zaman iyi çalışmalara imza atmış bir ülkenin ticari ilişkilerini de göz ardı edeceğini düşünmüyorum,” dedi.
