El-Kaide'nin Avrupa'yı Hedef Alan Tehditleri Kaygı Uyandırdı

El Kaide’nin Avrupa’ya yönelik son tehditleri, 2008 yılında Leşker-i-Taibe örgütünün Mumbai’de giriştiği saldırılar gibi, terörü kent merkezlerine taşıma planlarını yeniden gündeme getirdi. El Kaide’nin son tehditlerinin örgütün esnekliğini gösterdiğini söyleyen uzmanlara göre, gelecekteki saldırıları önlemek, Batı’nın aynı düzeyde esneklik gösterme ve şartlara uyum sağlayabilme becerisine bağlı olacak.

Amerika'nın Sesi'nin uzmanlardan aldığı bilgiye göre, Avrupa’daki bomba ihbarları ve terör saldırısı planları 5 yıl önce Londra’da girişilen saldırıları akla getiriyor. Suudi Arabistan istihbarat raporları, El Kaide’nin kent merkezlerinde saldırı düzenleme planları yaptığını bildiriyor.

İngiltere, Fransa ve Almanya tehditlerden sonra güvenlik önlemlerini arttırdı.

Pakistan’ın aşiret bölgesinde Amerika’nın insansız uçaklarla yaptığı söylenen saldırılarda Avrupa’daki saldırı girişimlerini planladıkları sanılan Alman kökenli militanlar öldürüldü.

Uzmanlar El Kaide’nin Pakistan’daki sığınaklarına yapılan hava saldırılarının, Avrupa ve Amerika’ya karşı terör saldırılarını önlemede son derece etkili olduğu görüşünde. Uzmanlar ayrıca El Kaide’nin yeni koşullara uyum sağlamak için stratejisini sürekli değiştirdiğini söylüyor.

Demokrasiyi Savunma Vakfı uzmanı Daveed Gartenstein-Ross, El Kaide’nin Batı’dan yeni lider ve militanlar aldığını, bu kişilerin Avrupa’ya seyahat için vizeye ihtiyacı olmadığını söylüyor:

"İlyas Kaşmiri ve Yunus El-Moretani bazı İngiliz, Fransız ve Alman vatandaşlarını Mumbai tarzı saldırılar düzenlemeleri için örgüte aldı. Türk Hava Kuvvetleri’nden eski bir pilotun da bu kişiler arasında olabileceği sanılıyor.”

Bush Yönetimi zamanında Ulusal istihbarat Konseyi’nde ülkelerarası terör tehditleri konusunda çalışan Glenn Carle, istihbarat çevrelerinde El Kaide’nin böyle bir evrim geçireceği yolundaki kaygıların uzun süredir var olduğunu söylüyor:

"Biz El Kaide’yi küçük gördükçe beceri ve etkileri daha da azaldı. Ancak şartlara uyum sağlama konusunda çok akıllılar. Gerekirse örgüt yapısını değiştirmekten çekineceklerini sanmıyorum.”

Uzmanlar El Kaide’deki değişimin uzun vadeli etkilerini kaygı verici buluyor. El Kaide liderleri eski usülleri kullanarak Batılı toplumlarda panik yaratıp hayatı aksatabileceklerinin farkında. Gartenstein-Ross şöyle konuşuyor:

"Avrupa’da eşzamanlı olarak Mumbai’de girişilen saldırıların benzerlerinin düzenlenmesi çok etkili olur. El Kaide, Mumbai’de, bu tür saldırılar düzenlemenin zor olmadığını, karşısındakileri savunmasız ve hazırlıksız yakalayabileceğini gördü.”

Afgan asıllı bir Alman vatandaşının El Kaide’nin Avrupa’yı hedef alan terör planlarını açıklamasından sonra insansız uçakların Pakistan’ın aşiret bölgesine düzenlediği hava saldırıları arttı. Gartenstein-Ross şunları söylüyor:

"El Kaide’nin Avrupa’daki saldırılarını birkaç ekibin düzenlemesi planlanıyordu. Hava saldırıları da bu nedenle arttırıldı. Bazı ekipler henüz işe başlamamıştı. Hava saldırılarında terör planlarının lideri olan Abdül Cabbar adlı kişi dahil 8 Alman vatandaşının öldürüldüğü bildiriliyor.”

Uzmanlara göre istihbarat raporları, Avrupa’yı hedef alan terör planlarını birkaç cihatçı örgütün hazırladığını, El Kaide’nin terör tehditlerinden yalnızca biri olduğunu gösteriyor.

Demokrasiyi Savunma Vakfı’ndan Thomas Joscelyn, El Kaide’nin cihat çağrısına farklı örgütlerin yanıt vermesinin tesadüf olmadığı görüşünde. Uzman, El Kaide’nin bu durumun hazırlıklarını çok önceden yaptığını söylüyor:

"Bin Ladin, yerel cihatçı terör örgütlerinde bulunan potansiyeli çok önceden fark etti. Zamanla bu örgütleri kendi bünyesine katma planları yaptı.”

Uzmanlara göre, El Kaide, hızlı bir şekilde strateji değiştirerek terörü kentlere taşıma planına farklı cihatçı örgütleri de dahil etti. Önemli olan, Batı’nın terörü bertaraf etmek için aynı hızda hazırlık yapıp yapamayacağı.