Erişilebilirlik

Petrol Fiyatları Bölgede Dengeleri Değiştiriyor


Düşen petrol fiyatları yalnızca küresel piyasalarda dalgalanma yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda petrol üreticisi ülkeleri de etkiliyor. Düşen fiyatlar, hali hazırda savaş ve karmaşayla boğuşan Ortadoğu’nun, tekrar şekillenmesine yol açabilir.

Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü Başkan Yardımcısı Paul Salem, düşen petrol fiyatlarının Suudi Arabistan, İran ve Cezayir üzerinde büyük etkisinin olduğunu söyledi. Bu ülkelerin nüfuslarının giderek artıyor ve artan nüfusun getirdiği talepleri karşılamakta zorlanan bu ülkeler, kamu bütçelerini dengelemekte güçlük çekiyor.

Salem bu nedenle petrol fiyatlarının bölgeyi tekrar şekillendirebileceğini düşünüyor.

Hızla düşen petrol fiyatlarının önemli siyasi sonuçlar doğuracağını belirten uzman, İran’da reformcu siyasi kanadın, yaptırımların sona ermesiyle beraber ekonomiyi iyileştirme çabasında olacağını hatırlatıyor. Ancak, İran’da yaşanabilecek ekonomik sorunlar, gelecek ay yapılacak parlamento seçimleri öncesinde, reform yanlıları ile muhafazakarlar arasındaki dengeleri değiştirebilir.

Salem, “Düşük petrol fiyatları, reform yanlıları için, halka ekonomideki gelişmeleri yansıtma gereğini bir an önce yapma baskısı oluşturuyor” diye konuştu.

Petrolün varil fiyatı 30 doların altına düşmeden önce de Suudi prensler, Suudi Arabistan’ın geniş petrol kaynaklarına bağımlılığını azaltabilecek ama büyük risk olasılıkları taşıyan bazı ekonomik reformları yürürlüğe sokmaya başlamıştı.

Suudi Arabistan'da Kral Salman’ın oğlu Muhammed bin Salman, geçen hafta ‘The Economist’ dergisiyle yaptığı görüşmede, iddialı bir mali konsolidasyon ve özelleştirme programını kamuoyuna duyurdu. Amaç, geçen sene yüzde 15’e yükselen bütçe açığını kapatmak ve devlet yapısını modernleştirmek.

Suudi Arabistan gelecek 5 sene içinde bütçe açığını kapatmayı amaçlıyor. Bu yolda alınacak önlemlerden biri de devlete bağlı petrol şirketi Aramco’dan hisse satmak olabilir.

Plan ayrıca ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetlerini de sonlandırmayı içeriyor. Ayrıca, ülkenin son derece cömert elektrik, su ve konut yardımları da sona erecek. Ülke, reform sürecinde yabancı yatırım çekmeyi de umuyor.

2015’in son çeyreğinde devlet harcamalarında gerçekleştirilen kesintiler bütçe açığının yüzde 20’ye tırmanmasını engelledi. Bu, ülkede 2007’den bu yana yaşanan ilk kesintiydi. Ancak uzman Salem, bu girişimlerin riskli olduğunu söylüyor.

Suud ailesi, ülkenin kontrolünü baskıcı emniyet teşkilatları ile elinde tutuyor ve cömert sosyal yardımlarla halkın desteğini kazanıyor.

Yönetimin, kemer sıkma politikası ilan ettiğini belirten uzman Paul Salem, son dönemde rejim muhalifi Sünni ve Şiiler’in öldürülmesini de bu kemer sıkma politikalarına bağlıyor. Salem, hükümetin, muhaliflere ve rejime direnç gösterenlere son derece sert davranılacağı mesajını verdiğini belirtiyor.

Petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş Suudi prenslerinin işini kolaylaştırmıyor. Rejimin 650 milyar dolarlık döviz rezervi bulunsa da, ülke geçen sene rezervlerden 100 milyar dolar harcama yaptı.

Aynı zamanda, askeri ve güvenlik harcamaları da son derece hızlı bir biçimde artıyor. Bu harcamalar bütçenin 4’te 1’ini oluşturuyor. Suudi Arabistan’ın, Yemen ve Suriye’de ağırlığını arttıran İran’a karşı koymaya ve ülke içindeki cihatçı Sünniler ve Şii muhaliflerle de mücadele etmeye devam ettiği sürece, bu harcamaların ülke bütçesini zora sokağı öngörülüyor.

Demokrasileri Koruma Vakfı’ndan David Weinberg, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin düşen petrol gelirlerine karşı gerekli önlemleri alabileceğini düşünüyor.

Uzman, bu ülkelerin zor dönemden geçtiğini ancak milyarlarca dolar rezervlere ve piyasaların güvenine sahip olduklarını hatırlatıyor.

Ekonomik durum nedeniyle Körfez ülkelerinin, Suriyeli muhaliflere olan desteğinin de azalabileceği söylentiler arasında.

Katar merkezli Al Jazeera televizyonu geçen hafta Amerika ofisini kapatacağını açıkladı. Kanalın Amerika ofisi, yalnızca 2 yıl önce kurulmuştu. Şirket sözcüsü kararın düşen petrol fiyatlarıyla ilgili olmadığını açıklasa da, Katarlı yetkililer Amerika’nın Sesi’ne yaptıkları açıklamada, düşen petrol ve LPG fiyatlarının bazı zor kararları alma gerekliliğini getirdiğini belirtti.

Ancak Weinberg, Körfez ülkelerinin Suriyeli muhaliflere olan desteğinin azalmayacağını düşünüyor. Henüz böyle bir eğilimin gözlemlenmediğini söyleyen uzman, aksine düşen petrol fiyatlarının, Rusya ve İran’ı zor durumda bırakarak, muhaliflerin elini güçlendirebileceğine dikkati çekiyor. Weinberg, böyle bir durumda Esad’ın şimdiye kadar vermeye hazır olmadığı ödünleri verebileceğini belirtiyor.

Petrol fiyatlarının, IŞİD’e de zarar vermesi bekleniyor. Örgütün gelirlerinin önemli bir kısmı, Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği petrol kuyularından geliyor.

Ancak IŞİD’in düşmanı olan Iraklı Kürtler ve Bağdat hükümeti de düşen fiyatlardan etkileniyor.

Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin maliye bakanı Masrur Barzani, ekonomik baskıların, yönetimin memurlarına ve Peşmerge’ye maaş vermesini zorlaştırdığını açıkladı.

Barzani, Batı’nın, IŞİD’le mücadelenin, kendilerine getirdiği yük için daha fazla destek sağlaması gerektiğini söyledi. Gelirinin neredeyse tamamının petrol gelirlerine dayandığı Bağdat hükümeti de benzer açıklamalarda bulunmuştu.

STÜDYO VOA

ABD üniversitelerinde Gazze protestoları yayılıyor - 24 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:22 0:00
XS
SM
MD
LG