Erişilebilirlik

Doğa Müzeleri Evrim Geçiriyor


Doğa Müzeleri Evrim Geçiriyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:02 0:00
Birçok kentte dinozor fosillerini görme yeri bir doğa müzesidir. Ancak bu tip müzeler evrim geçiriyor ve ziyaretçilerin görmeyi hiç beklemediği sergiler sunuyor. Los Angeles Doğa Müzesi’ndeki yeni sergi doğa müzelerinin değişen tarzına bir örnek oluşturuyor

Bu müze, kaplumbağalar, fareler ve yılanların barış içinde yaşadığı ve bir ineğin sindirim sisteminin izlenebileceği bir yer.

Müzeyi ziyaret edenlerden biri, “Doğrusu müzede bunu görmeyi beklemiyordum,” şeklinde konuşuyor.

Tim Waters da 1902 yılı yerel yapım bir arabayı Doğa Müzesi’nde görmeyi beklemiyormuş. Ya da sessiz filmlerin ünlü aktörü Charlie Chaplin’in giydiği bir kostümü… Ancak Los Angeles’taki bu doğa müzesinde bunları görmek mümkün. Serginin adı “Los Angeles’ın Oluşumu” ve burada kenti öyküsü farklı bir açıdan ele alınıyor.

İnek sergisi iyi bir örnek. Sergide Los Angeles çevresindeki sığırların, dışkılarıyla bölgeye yabancı bitki örtüsünün tohumlarını taşıyışı anlatılıyor. Jonathan Gillett müzenin müdür yardımcısı.

Müze yetkilisi Jonathan Gillet, “Görev tanımımız çerçevesinde kültürel tarihi de yorumluyoruz. Böylece yörenin insanları nasıl etkilediğini, insanların da çevreyi nasıl etkilediğini anlatıyoruz,” diyor.

Los Angeles tarihi, Hollywood olmadan düşünülemez. Bu sessiz komedi filmlerinde kullanılan bir kamera. Film sektörü ve kentin doğa tarihi arasında önemli bir bağlantı var.

Jonathan Gillet, “Hollywood dünyanın başka yerlerindeki doğa örtüsünün yerine geçebilecek birçok yere çok yakındı,” diyor.

Müze Hollywood’dan nesnelerin yanısıra canlı bitki ve hayvanlar için de bir bahçe ve bir doğa laboratuvarı ayırmış.

Kristin Freiedrich, “Kaldırımların çatlaklarında ya da binaların bacalarında inanılmaz bir yaşam var. Kentteki birçok tür aynen bizim gibi burada yaşamanın yolunu bulmuş,” diyor.

Müze çalışanlarından Kristin Friedrich’e göre, bu yaklaşımın geleneksel doğa müzeciliğinden çok farklı: “Genelde 19. Yüzyıl modeline uygun doğa müzeleri görüyoruz. O zamanlar ölü canlıları dolaplara koyuyorduk. İçi doldurulmuş hayvanlar sergileniyordu ve ziyaretçiler karanlık koridorları dolaşarak bunları inceliyordu.”

Friedrich, doğa müzelerinin kendilerini yeniden keşfettiğini söylüyor. Doğayı koruma ve insanların doğaya etkisi gibi konular ağırlık kazanıyor. Tim Waters müzeyi beğenmiş.

Başka bir müze ziyaretçisi ise, “Bu sergi yaşayan tarihe ait. Yani bize uzak tarihi değil, bulunduğumuz yeri ve tarih yazışımızı anlatıyor,” şeklinde konuşuyor.

Oğlu Wyatt ise eskiyi tercih ediyor: “Bence dinozor sergisi bu sergiden daha ilginç.”

Dinozorlar bir yere gitmiyor. Yalnızca müzeyi artık canlı yaratıklarla paylaşıyorlar.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG