Erişilebilirlik

Buzulların Erimesi Atmosferik Değişiklikleri Tetikliyor


Kuzey Kutbu’ndaki buzullar kaygı verici bir hızla erimeye devam ederken, uzmanlar bu erimeyle son zamanlarda dünyayı etkileyen kötü hava koşulları arasında bağlantı olduğunu söylüyor.

Yeni bir araştırmaya göre, Kuzey Kutbu’ndaki buzulların hızla erimesi, kuzey yarıküredeki atmosferik değişiklikleri tetikliyor. Ancak bazı uzmanlara göre bu yargıya varabilmek için henüz çok erken.

Rutgers Üniversitesi’nden iklimbilimci Jennifer Francis’e göre Kuzey Kutbu’nda “inanılmaz derecede değişiklikler” yaşanıyor, 30 yıl öncesine kadar tamamen buzullarla kaplı olan bölgelerin bugün artık neredeyse yarısı buzullarla kaplı. Francis, buzulların kalınlığı da gözönüne alındığında, denizdeki buzul kaybının neredeyse %75’i bulduğunu belirtiyor.

Eriyen Buzullar ve Sıcak Hava Dalgası

Kutuplardaki erime devam ederken, son on yıl içinde kuzey yarıkürede, özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da yaşanan rekor derecedeki sıcak hava dalgaları ve Doğu Asya’daki sel felaketlerinin şiddeti giderek artmış durumda.

Kuzey Kutbu’na ait 30 yıllık iklim verileriyle bölgedeki buz ve kar yoğunluğunu da inceleyen Francis ve diğer iklimbilimciler, ilginç bir sonuca vardı: kar ya da buz yoğunluğunun az olduğu yaz dönemlerinde sıcak hava dalgası yaşama olasılığı daha yüksek. Uzmanlar, bu tespitlerini Doğa İklim Değişikliği adındaki bilim dergisinde yayınladı.

Zayıflayan Jet Akımı

Francis’e göre buzulların erimesi atmosferin yüksekliklerinde jet akımı olarak bilinen ve kuzey yarımküredeki hava durumunu belirleyen rüzgar akımını olumsuz yönde etkiliyor.

Jet akımını oluşturan, kutuplar ve ekvatordaki sıcak bölge arasındaki ısı farkı. Bu ısı farkı arttıkça, jet akımının hızı da artıyor.

Francis, Kuzey Kutbu’nun dünyanın geri kalanına oranla iki kat daha hızlı ısındığını söylüyor. Bu ısınmanın da Kuzey Kutbu ile ekvator arasındaki sıcaklık farkını düşürdüğünü ve jet akımının hızını azalttığını kaydediyor.

Zayıf ve Dalgalı Bir Jet Akımı

Zayıf bir jet akımının daha dalgalı bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Francis, yüksek bir dağın tepesinden akan bir nehirde olduğu gibi yükseklikten dolayı suyun daha hızlı akacağını, alçak bir bölgede akan bir derenin ise kıvrılacağını ve bu nedenle de daha yavaş akacağını, jet akımının yapısının da buna benzediğini belirtiyor.

Jet akımının kıvrılıp, dalgalı bir yapıya sahip olması, tropik bölgelerden daha çok sıcak hava veya Kuzey Kutbu’ndan daha çok soğuk hava çekeceği anlamına geliyor. Dalgalar büyüyüp, genişledikçe de batıdan doğuya ilerlemelerinin daha da yavaşladığı, bunun da yeryüzünde o anda hakim olan hava koşullarının değişim hızını yavaşlattıkları belirtiliyor. Bu da sıcak hava dalgalarının ya da soğuk hava dalgaları ve şiddetli yağışların daha uzun sürmesi anlamına geliyor.

İspatlanmamış Bağlantı

Birkaç yıldır üzerinde durulan bu teoriye Exeter Üniversitesi İklim Bilimcisi James Screen kuşku ile yaklaşıyor. Screen’e göre araştırma, denizdeki buzulların ciddi şekilde azaldığı ve sıcak hava dalgalarının da orantılı olarak arttığı belirli bölgeleri kapsıyor, bu nedenle kesin bir sonuca varmak için yeteri kadar kapsamlı değil.
Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi iklimbilimcisi James Overland bu konuda tam olarak bir karara varılmadığını, ancak uzmanların gözardı edemeyeceği türden gelişmeler yaşandığını belirtiyor. Overland, önümüzdeki 20 yıl içinde denizlerdeki buzulların hemen hemen tamamının eriyeceği tahmininde bulunuyor, bunun da daha şiddetli fırtınalar ya da sıcak hava dalgaları anlamına geldiği için Kuzey Kutbu’nda yaşanan değişiklikleri öğrenmenin hava durumunu daha iyi tahmin etme açısından yararlı olacağını düşünüyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG