LONDRA —
Dünyada iklim değişiyor, hava koşulları sertleşiyor. Bir yandan dünyamız ısınırken, bir yandan da rüzgarlar, fırtına ve kasırgalar şiddetleniyor, yağmurlar sel felaketlerine dönüşüyor ve hava koşulları yüzündencan ve mal kaybı artıyor. 2001’le 2011 yılları arasında rekora çıkan sıcaklıklar yaşandı. Özetle son yıllarda ciddi bir iklim değişikliğine tanık oluyoruz.
Birleşmiş Milletler’e göre, 2012 yılı başında Büyük Okyanus’ta görülen La Nina hava akımının serinletici etkisine rağmen, Ocak-Ekim ayları arası 1850 yılından buyana yaşanan en sıcak dokuzuncu dönem oldu.
Dünya Meteoroloji Dairesi’ne göre, küresel ısınmayla ilgili olarak en çok kaygı uyandıran gelişme kutuplardaki buzların erime sürecinin hızlanması, rekor düzeye ulaşması.
Birleşmiş Milletler’e bağlı olan ve merkezi Londra’daki Dünya Meteoroloji Dairesi’nin uydu görüntülerine dayanan son raporuna göre, bu yılın Mart ve Eylül ayları arasında 12 milyon kilometrekarelik buz eridi.
Geçtiğimiz günlerde Alman çevreci grubu Germanwatch da Küresel İklim Risk Endeksi’ni yayınladı ve dünyayı etkileyen sıcak dalgaları, kuraklık ve fırtınaları değerlendirdi.
Bu rapora göre de 2011 yılında Tayland, Kamboçya, Pakistan, El Salvador ve Filipinler aşırı iklim koşullarından en çok zarar gören ülkeler oldu. Rapora göre, az gelişmiş ülkelerin sert hava koşullarından etkilenmesi diğer ülkelere göre çok daha ağır oluyor.
Rakamlara bakarsak, son 20 yılda 500 binden fazla kişinin çoğu küresel ısınmanın yolaçtığı doğal felaketler yüzünden öldüğünü görüyoruz. Aşırı hava koşullarının yolaçatığı maddi zararsa 2buçuk trilyon doların üzerinde.
Katar’ın başkenti Doha’da yapılan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda da iklim değişikliğini tetikleyen faktörlerin azaltılması yolları tartışılıyor. 200’den fazla ülkenin katıldığı konferanstan büyük kararlar beklenmiyor.
Katılımcı ülkelerin temsilcilerinin üzerinde anlaştığı tek konu, küresel iklim değişikliğinin bütün dünyayı ve hayatımızı büyük ölçüde etkilediği.
Birleşmiş Milletler’e göre, 2012 yılı başında Büyük Okyanus’ta görülen La Nina hava akımının serinletici etkisine rağmen, Ocak-Ekim ayları arası 1850 yılından buyana yaşanan en sıcak dokuzuncu dönem oldu.
Dünya Meteoroloji Dairesi’ne göre, küresel ısınmayla ilgili olarak en çok kaygı uyandıran gelişme kutuplardaki buzların erime sürecinin hızlanması, rekor düzeye ulaşması.
Birleşmiş Milletler’e bağlı olan ve merkezi Londra’daki Dünya Meteoroloji Dairesi’nin uydu görüntülerine dayanan son raporuna göre, bu yılın Mart ve Eylül ayları arasında 12 milyon kilometrekarelik buz eridi.
Geçtiğimiz günlerde Alman çevreci grubu Germanwatch da Küresel İklim Risk Endeksi’ni yayınladı ve dünyayı etkileyen sıcak dalgaları, kuraklık ve fırtınaları değerlendirdi.
Bu rapora göre de 2011 yılında Tayland, Kamboçya, Pakistan, El Salvador ve Filipinler aşırı iklim koşullarından en çok zarar gören ülkeler oldu. Rapora göre, az gelişmiş ülkelerin sert hava koşullarından etkilenmesi diğer ülkelere göre çok daha ağır oluyor.
Rakamlara bakarsak, son 20 yılda 500 binden fazla kişinin çoğu küresel ısınmanın yolaçtığı doğal felaketler yüzünden öldüğünü görüyoruz. Aşırı hava koşullarının yolaçatığı maddi zararsa 2buçuk trilyon doların üzerinde.
Katar’ın başkenti Doha’da yapılan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda da iklim değişikliğini tetikleyen faktörlerin azaltılması yolları tartışılıyor. 200’den fazla ülkenin katıldığı konferanstan büyük kararlar beklenmiyor.
Katılımcı ülkelerin temsilcilerinin üzerinde anlaştığı tek konu, küresel iklim değişikliğinin bütün dünyayı ve hayatımızı büyük ölçüde etkilediği.
