Erişilebilirlik

Başbakanlık için “Düşük Profil” Tartışması


Türkiye’de 4 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinin ardından görevi bırakacağını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yerine “düşük profilli bir Başbakan aranıyor” tartışması gündeme damgasını vurdu. Erdoğan’ın danışmanlığını yapmış AKP’li Aydın Ünal’ın başlattığı bu tartışmada AKP cephesi geri adam atarken muhalefet sert tepki gösterdi

Başbakan Davutoğlu, Erdoğan ile görüşmesinin ardından geçtiğimiz Perşembe günü AKP Merkez Yönetim Kurulu toplantısında vedasını açıklamış ve 22 Mayıs’ta yapılacak kongrede yeniden genel başkanlığa aday olmayacağını söylemişti. Aynı gün Erdoğan ile Saray’da görüşen milletvekilleri arasındaki isimlerden AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal’ın açıklamaları dikkat çekmişti. Ünal’ın, “Güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü başbakanın iyi sonuçlar doğurmadığını gördük. Cumhurbaşkanı ve başbakan ilişkileri hep sorunluydu. Birbirlerini çok iyi tanıyan iki isim ama buna rağmen görüş ayrılıkları oldu. Çok yumuşak bir geçiş gerçekleşti. Bu süreç Cumhurbaşkanımız tarafından yönetilmiş bir süreç değildir. Bundan sonra gelecek başbakanın profili daha düşük olacak” ifadeleri tartışma fitilini ateşledi.

AKP’li Ünal, “Düşük profil’ tanımlaması tamamen şahsi kanaatimdir ve mevcut başbakan adaylarını ya da başbakan seçilecek kişiyi tanımlamak için değil, yeni başbakanlık konumlandırmasını tanımlamak için kullanılmıştır. Ayrıca ‘düşük profilli’ tanımlaması, asla tahkir ve tezyif amacıyla da kullanılmamıştır” açıklaması yaptı. Ünal, Başkanlık Sistemi veya Partili Cumhurbaşkanı Modeli’nin ise “mutlak çözüm” olacağını belirtti. Ünal, milletvekilliğinden önce başbakan ve cumhurbaşkanlığı danışmanlığı yapan, Erdoğan’ın konuşmalarının metin yazarlığı görevini üstlenen bir isim. Ünal’ın “düşük profil” ifadesi, siyasi çevrelerde “Erdoğan’ın beklentisi” şeklinde yorumlara yol açtı.

CHP: O seviyeyi araştıracağız

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, başbakanlıkla ilgili gelişmeleri basın toplantısında değerlendirdi. Özel, “AK Partili milletvekillerine sesleniyorum. En düşüğünüz her kimse bir adım öne çıksın. CHP olarak hiç tanık olmadığımız bu seviyeye gerekirse oksijen tüpleriyle gerekirse dağcılık aletleriyle o seviyeye inip araştırması için heyet göndereceğiz. CHP 550 milletvekilinin yüksek profilli olduğunu düşünür. Böyle bir seviye görmedik. Sarayla uyumlu düşük profilli başbakan aranıyor” dedi.

Özel, AK Parti'nin 22 Mayıs'taki Olağan Kongresi'ne kadar Meclis'te grup toplantısı yapmamasını ve Bakanlar Kurulu'nun toplanmamasını da eleştirdi. Fiilen devlet yönetimini askıya alan bir tablo gördüklerini belirten Özel, AKP’li Ünal’ın “düşük profilli başbakan” söylemlerini tesadüfi görmediğini ifade etti. Özel, “Bunlar çok tartışılmaya muhtaç açıklamalar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kara kutusu olmuş bir isim. Kendisi düşük profilli başbakan diyor. AKP gurubundan tık yok. Başvurular yapılıyor mu bilmiyoruz” diye konuştu.

CHP’nin ilk günden beri süreci “Saray Darbesi” olarak tanımladığını belirten Özel, “Devrik başbakan, 6 ay önce halk iradesinden aldığı yüzde 49’luk destek yanındayken bakanlar kurulu toplantısı yapmayacak durumdadır. Meclis’te grup toplantısını yapacak takati yoktur. Davutoğlu’na sesleniyorum: Meşru olmayan siz değilsiniz, seçilmiş bir başbakanı görevden alan, darbe yapandır. Hangi başbakanı belirlerse belirlesin, AKP içinde meşruiyet tartışması başlamıştır. Bunu Yalçın Akdoğan'dan görüyoruz. ‘Seçilmemiş birisi, halkın tanımadığı, oy vermediği biri başbakan olmayacak’ diyor. Yaptığı iş alay etmek, vatandaşı saf yerine koymaktır. Zaten anayasaya göre hükümeti kurma görevini bir milletvekiline vermek zorunda. Bir algı yönetmektedir. Ahmet Necdet Sezer’i darbe yapmakla suçlayan Recep Tayyip Erdoğan aynı anayasa masada dururken seçilmiş başbakanı camdan dışarı fırlatmıştır” şeklinde tepki gösterdi.

AK Parti: Mahalle başkanımız da düşük profilli değil

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ise CHP’ye yanıt olarak “Darbe iddiaları oldukça saçma. Ortada Anayasa’ya aykırı bir durum yok. Partimizin tüzüğüne aykırı bir durum yok. AK Parti’nin yetkili kurulları var. İstişare mekanizmaları var. Partimizin ilçe ve il delegelerinin seçtiği Büyük Kongre delegeleri var. Bütün bunlar yokmuşçasına muamele ediliyor. Tayyip Erdoğan’ın etkisi var deniyor. AK Parti’nin kurucu liderinden, doğal liderinden bahsediyoruz. Tabii ki etkisi olacak. Bunda sıkıntılı olan durum nedir? Barış ve huzur içerisinde kongreye gidiliyor. Kasetle Genel Başkan değişmiyor. Mahkemelerle, kayyumlarla değişmiyor. Kongreye gidilecek ve delegeler genel başkanı seçecekler” dedi.

Ünal’ın niyetini bugün netleştirdiğini savunan Turan, “Bir arkadaşımızın ifadesi cımbızlanarak kullanıldı. Bu ifadenin kastı aşan bir ifade olduğunu milletvekili arkadaşımız da ifade etti. AK Parti’nin hiçbir kadrosu düşük profilli değildir. Değil Başbakan, hiçbir mahalle başkanı da düşük profilli değildir. AK Parti kadrolarında her zaman liyakat esastır. Hepsi birbirinden değerli, birbirinden nitelikli kadrolara sahibiz. Sistem değişikliği sürecinde, Türkiye’yi başkanlık sistemine taşıyacak bir ismi AK Parti delegeleri seçecektir” diye konuştu.

Turan, ayrıca AK Parti’nin önümüzdeki hafta yeni başbakanı kamuoyuna duyurmak üzere durumu netleştirebileceğini de ifade etti.

HDP, Güneydoğu hatırlatması yaptı

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise, “7 Haziran’dan sonra saray darbesi Türkiye’de devreye konuldu. 1 Kasım’a giderken istikrar için bizi tek başına iktidara getirin diyerek oy istemişlerdi. 1 Kasım’da oy alanlar ülkeyi tam bir kaos ve savaş cenderesinin içine attılar. Darbe süreci yüzde 49 buçuk oy almış bir başbakanı da tasfiye etti. Ülkenin sınırında insanlar can güvenliğiyle ilgili büyük kaygılar taşıyorlar. Sanki bunlar hiç yokmuş gibi bu darbeyi yapanlar algıyı yönetmeye çalışıyor” dedi.

Baluken, ayrıca Nusaybin, Sur, Yüksekova ve Şırnak’ta ciddi abluka süreçleri yaşandığını, toplumun her kesimi için pek çok sıkıntı söz konusu iken TBMM’nin Saray talimatıyla hareket ettiğini dile getirdi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG