Erişilebilirlik

Balbay Özgür ve Milletvekili Kalabilecek mi?


Gazeteci Mustafa Balbay, Ergenekon Davası kapsamında hakkındaki hüküm kesinleşmemiş olmasına rağmen 4 yıl 278 gündür tutuklu bulunması Anayasa Mahkemesi'nce 'mağduriyet yaratıcı' kabul edilince serbest bırakıldı.

Tutuklu olduğu sırada Haziran 2011 seçimlerinde CHP İzmir Milletvekili seçilmiş olan Balbay, özgür bir insan olarak güne uyandığı bugün TBMM'de milletvekilliği yemini etti ancak hakkındaki hapis cezası Yargıtay'da onaylanırsa yeniden cezaevine dönme ihtimali kalkmadı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) yargıçlık görevinden emekli hukukçu Rıza Türmen, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, Mustafa Balbay'ın önümüzdeki aylarda 'darbeye teşebbüs' ile suçladığı için milletevekilliği düşürülerek yeniden hapsedilme olasılığı bulunduğunu belirtti.

Mustafa Balbay ile ilgili süreç, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi iken Ergenekon soruşturması kapsamında 6 Mart 2009 günü tutuklanmasıyla başladı. Gazeteci Balbay, sonrasında dava aşamasına geçildiğinde ise Türkiye'de 'delilleri karartma ihtimali söz konusu' gerekçesiyle tutuksuz yargılanması da reddedildi.

Balbay, Türkiye'deki Balyoz, Ergenekon, KCK gibi dava süreçlerinde hakkında kesinleşmiş yargı hükmü olmaksızın tutuklu olan gazeteci isimlerden birisi oldu.

Bu süreçte, serbest kalışını kolaylaştırabileceği beklentisi ile 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından İzmir'den milletvekili adayı gösterildi. Sonuçta CHP İzmir Milletvekili olarak seçilmesine karşın Ergenekon Davası'nı yürüten İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin Balbay ile ilgili tutukluluk kararında değişiklik olmadı. Bunun üzerine Balbay'ın hüküm açıklanmaksızın tutuklu kalmasına ilişkin karara, 'bireysel başvuru' kapsamında Anayasa Mahkemesi'ne itiraz edildi. Bu arada 5 Ağustos 2013 tarihinde ise İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi Balbay hakkındaki hükmünü 34 yıl 8 ay hapis cezası olarak açıkladı.

Türkiye'de Balbay ve benzeri durumdaki tutuklular için 'sürpriz' niteliğindeki karar ise, Anayasa Mahkemesi'nden 4 Aralık günü geldi. Anayasa Mahkemesi, Balbay'ın uzun tutukluluk süresine itirazını görüşerek, insan hakkı ihlali yapıldığına ve mağduriyet oluştuğuna karar verdi. Yüksek Mahkeme, Balbay'a 5 bin TL tazminat ödenmesine de hükmetti.

Bu karar üzerine avukatları, Balbay'ın Yargıtay'daki temyiz sürecinde tutuksuz yargılanması için Ergenekon Davası'nı karara bağlayan İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Silivri'deki Yerel Mahkeme ise, Balbay ile ilgili değerlendirmesini 9 Aralık Pazartesi gününe bıraktı. Sonunda Yerel Mahkeme, önceki akşam Balbay hakkında temyiz süreci boyunca tutuksuz yargılanmasını sağlayacak tahliye kararını verdi. Gün boyunca Balbay'ın yakınları ve gazeteciler ise, tutuklu bulunduğu Ankara Sincan Cezaevi önünde nöbetteydi. Akşam İstanbul'da açıklanan karar üzerine Balbay, 4 yıl 278 gün sonra Ankara'da dün akşam özgürlüğüne kavuştu. Balbay, ilk açıklamasında, "Bu süreçte, hukuku aramaya halkın da katılması en büyük dileğimdir. Mahkemeler halk adına karar veriyorsa halkın vicdanına, halkın özlemlerine karşılık vermek zorundadır" dedi.

Gazeteci Balbay, özgür uyandığı güne ise çocukları Yağmur ve Deniz'i bizzat okula götürerek başladı. Ardından yazarı olduğu Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret eden Balbay, sonrasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte TBMM'ye geldi. Burada TBMM Genel Kurulu'nda Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in, "Yeminiz 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'ne denk geliyor. Bunu da manidar buluyorum" sözleriyle kürsüye davet edildi. Eşi Gülşah Balbay'ın heyecanla izlediği Balbay, izleyici locasını da selamladıktan sonra milletvekilliği yeminini etti.

Yemini AKP Hükümeti sıralarından sadece Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın alkışladığı Balbay, Kılıçdaroğlu, CHP Grubu milletvekilleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından tebrik edildi. Bu arada AKP sıralarından eski bakan Ertuğrul Günay, Balbay'ı bizzat tokalaşarak tebrik eden ilk isim oldu. Yemin töreninde 'alkışlamamak' tavrını benimsemiş AKP Grubu'ndan resmi tebrik ise, Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın Balbay'ın yanına giderek tokalaşmasıyla gerçekleşti. Balbay, özgürlüğündeki ilk gününde resmen milletvekilliğine adım attı ve yoğun tempolu bir gün geçirmiş oldu.

Şimdi Türkiye'de gündemdeki soru, "Peki Mustafa Balbay özgür kalabilecek mi?". Amerika'nın Sesi'nin Balbay'la ilgili hukuki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtlayan AİHM Eski Yargıcı Rıza Türmen ise, Türkiye'deki yargı açısından Balbay'ın özgürlüğü konusunda endişeli ve karamsar olduğunu açıkladı.

lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:15:01 0:00
Linki indirmek için

Aynı zamanda CHP Milletvekili olan Rıza Türmen, Balbay'ın Türkiye'de bireysel başvuru hakkı yürürlüğe girmeden önce AİHM'e yaptığı bir başvurusu bulunduğunu da anımsattı. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararından memnuniyet duyulmazsa bunun da 6 ay içerisinde AİHM'e başvurma hakkı olduğunu kaydeden Türmen, "Şimdi Anayasa Mahkemesi, 4 Aralık günü bu kararı vermek durumundaydı. Çünkü Türkiye'ye bireysel başvuru sistemini yürütmesi için AİHM tarafından 2 yıl deneme süresi verilmiştir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, AİHM içtihatları doğrultusunda karar almıştır" dedi.

Türmen: Yargıtay onarsa milletvekilliği düşürülmesi söz konusu

Balbay'ın özgürlüğü açısından Yargıtay'ın kararını 'kritik aşama' olarak değerlendiren Türmen, Ergenekon Davası'nda Balbay hakkında 34 yıl 8 aylık hapis cezasının Yargıtay'da onanma ihtimalini unutmamak gerektiğini vurguladı. Türmen, "Balbay hakkında hükmedilen suç, Anayasa'nın 14'ncü maddesinde düzenlenen ve dolayısıyla da milletvekilliği dokunulmazlık hakkından yararlanmasını engelleyen bir suç statüsünde. Eğer Yargıtay, Balbay hakkındaki hükmü kesinleştirirse malesef milletvekilliği düşürülerek, yeniden cezaevine gönderilmesi gündeme getirilecektir" dedi.

Türmen: Anayasa Mahkemesi tutarlı olmalı

Anayasa Mahkemesi'nin henüz Ergenekon Davası ile ilgili sadece usül yönünden değerlendirme yaptığını anımsatan Türmen, Yargıtay aşaması sonrasında hukuken neler olabileceğini şöyle aktardı:
"Eğer Yargıtay, Balbay'ın kararını onarsa o zaman Anayasa Mahkemesi'ne dava esasına ilişkin 'adil yargılama hakkı ihlali' gerekçesiyle itiraz yapılabilecek. Anayasa Mahkemesi, esastan incelenmesinde deliller açık mı, gizli sanıklar sorunu, savunma hakkı kullanımı sağlıklı gibi yönleriyle Ergenekon Davası'nı değerlendirmek durumunda kalacak. Tabii o zaman Anayasa Mahkemesi'nden bugünkü kararı çerçevesinde 'tutarlı' olması beklenecek. Aksi takdirde yine dava AİHM'e gidecektir."

Türmen: Yargıtay bozmalı ama umutlu değilim

Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin uzun tutukluluk ile ilgili aldığı bu karar ardından yargılama sürecindeki sıkıntıları dikkate alarak Yargıtay'ın yerel mahkeme kararını bozması gerektiğini söyleyen Türmen, "Ancak Türkiye'deki yargı sisteminden umutlu değilim. Çok umutsuzum aslında" dedi.
Rıza Türmen, Türkiye'deki yargıda en büyük sorunu ise, "ideolojik bakış" olarak yorumladı. Türmen, "Malesef mevcut dava süreçleri neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Hukuki kriteler uygulanmıyor. Yargıçlardaki kişisel ideolojik bakışa ve siyasi önyargılara göre karar alınıyor" diye konuştu.

Türmen: Türkiye güç durumda kalacak

Türmen, Türkiye'nin iç hukuk yolları tüketildikten sonra mevcut Balyoz, Ergenekon ve KCK davaları gibi dosyalar nedeniyle AİHM tarafıında gelecek 6 yıl ile 10 yıl arasında sürekli mahkum edilmesini beklediğini de söyledi. Türmen, "Türkiye çok zor durumda kalacak AİHM kararlarıyla ama aradan malesef zaman geçmiş olacak" dedi.

Bireysel başvuru hakkı nedir?

Türkiye, tarafı olduğu AİHM Sözleşmesi kapsamında insan hakları ihlallerini kendi yargı sisteminde çözümlemek amacıyla 12 Eylül 2010'daki referandumla yapılan Anayasa değişikliği ardından 'bireysel başvuru hakkı' sistemini getirdi. Öncesinde Anayasa Mahkemesi'ne, Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla yasa hükümleri ve yargı kararları hakkında itiraz Cumhurbaşkanı'nca ve ana muhalefet partisi ile mahkemelerce yapılabilmekteydi.

Anayasa değişikliği ardından yapılan yasal düzenleme ve AİHM ile imzalanan antlaşma uyarınca Eylül 2012'den itibaren Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları da değerlendirmeye almaya başladı. Türkiye, bu mekanizma ile AİHM'e yapılacak bireysel başvuruları azaltmayı ve iç hukuk yoluyla insan hakları ihlallerini karara bağlamayı hedefliyor.
  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG