Başmüzakereci Egemen Bağış, İsrail’le yaşanan krizle ilgili olarak Brüksel’de yoğun temaslarda bulunuyor. Bağış’ın öncelikli amacı Türkiye’nin tezlerinin iyi anlaşılmasını sağlamak ve uluslararası soruşturma için destek toplamak.
Başmüzakereci Egemen Bağış’ın bu seferki Brüksel temaslarının odağında standart gündem maddesi olan Avrupa Birliği’yle müzakereler yerine İsrail’le yaşanan kriz vardı. Türkiye’nin her türlü uluslararası platforma taşıdığı bu konuyla ilgili olarak Avrupa Parlamentosu üyeleriyle Avrupa Birliği Komisyonu yetkililerini bilgilendirip destek talep etme görevi de Bağış’a düştü.
Bu konuda geniş bir destek bulan Bağış’ı rahatsız eden konu ise son günlerde özellikle Batı medyasında yapılan yorumlar: “İsrail’in bu insanlık dışı saldırıları, korsanlık özentileri, terör yatkınlığı devam ederken öte yandan Türkiye’ye karşı birtakım çevrelerin uluslararası medyada bir karalama kampanyası başlattığını görüyoruz.”
Bağış’ı en fazla kızdıran yorumlar ise Türkiye’nin rotasının Batı’dan Doğu’ya kaydığı vurgusuna yer verilenler: “Türkiye’nin ekseninin ve kimliğinin değiştiği veya kaybettiği iddiaları tamamen yalandır. Türkiye’nin fanatizme, radikalizme kaydığı iddiaları uydurmadır. Türkiye bir demokrasidir. Türkiye’nin kendi ulusal öncelikleri ve çıkarları doğrultusunda ilerleyen, ittifak yükümlülüklerine ve uluslararası ilişkilerine saygısı devam eden bir demokrasi olduğundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türkiye kendisine saygı gösterene saygı gösteren bir ülkedir. Türkiye’ye düşmanlık gösteren de karşılığını bulur.”
Başmüzakereci Bağış, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinden uzaklaştığı yönündeki eleştirileri de tamamen reddediyor: “Türkiye’nin müzakere başlıklarını Avrupa Birliği zemininde tıkayıp sonra da Türkiye AB yolundan uzaklaşıyor diye yaygara yapanları dürüst ve ahlaklı sayamayız. İçeride de TBMM’de yasama sürecini tıkayıp sonra hükümet AB sürecinden uzaklaştı diyenleri de dürüst ve ahlaklı sayamayız. Türkiye, Avrupa Birliği’nin gelecekte önemini daha da fazla anlayacağı bir aday ülkesidir ve uzun vadede de AB’nin önemli ve lokomtif ülkelerinden biri olacaktır.”
Bağış, İngiliz medyasında yer alan ve İsrail’le İngiltere arasında, saldırı olayıyla ilgili soruşturmanın yumuşatılması karşılığında Gazze’ye yönelik blokajın hafifletilmesi yönünde gizli bir anlaşma arayışı olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi. Avrupa Yahudi Kongresi’nin, İnsani Yardım Vakfı’nın Avrupa Birliği’nin terör listesine alınması için Brüksel’e yaptığı başvuru da Bağış tarafından “deli saçması” olarak nitelendirildi.
