Avrupa’da yaşayan Türkler de, anavatanlarında düzenlenecek referandumu ve çıkacak sonucu bekliyor.
Siyasi gerilim, Türkiye’de halkı da aynı şekilde böldü; bu bölünme Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türk’e de uzandı. Oy kullanma hakkına sahip olanlar Avrupa ülkelerinde sandığa gitti. Katılım Almanya’da yüzde 40, Belçika’da yüzde 60’ı buldu.
Türk kökenli siyasetçi Mürvet Öztürk, Almanya’nın Hessen eyaleti parlamentosunda milletvekili. 6 milyon nüfuslu eyalette 350 bin Türkiye kökenli yaşıyor.
Öztürk, ‘Hayır’ kampanyasında aktif rol aldığı gerekçesiyle çok sayıda tehdit aldığını söylüyor. İnternetten gelen mesajlar dışında iktidara yakın Sabah gazetesinin de tehdit ettiğini söyleyen Öztürk, “İnsanların bizimle konuşmaması gerektiğini, vatan haini ve devlet düşmanı olduğumuzu yazdılar. Kampanyamıza 15 Şubat’ta başlamıştık. 16’sında bu yazıyı yayınladılar” dedi.
Öztürk Türk-Alman toplumunda yıllardır etkin bir isim. Gerilimin yeni olmadığının farkında, ancak kutuplaştırıcı kampanya yüzünden gerginliğin fazlasıyla ayyuka çıktığı fikrinde.
Bazı Avrupa ülkelerinin, Türk siyasetçilere referandum kampanyası yapma izni vermemesi, diplomatik gerilimi de artırdı.
Hollanda’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş izinleri iptal edildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam’a girişine izin verilmedi. Rotterdam Charlois İlçe Belediye Başkan Yardımcısı Türk kökenli Zeki Baran ve Rotterdam Belediye Başkanı ve Ahmed Abutalip’in, Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğu öne sürüldü.
Avrupa’daki Fethullah Gülen destekçileri korku içinde. Zira Gülen, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki isim olarak suçlanıyor.
Saniye Çalkın, Hollanda’da yaşıyor ve Fethullah Gülen’in hizmet hareketinin sempatizanlarından. Çalkın, artık özgür olmadığını çünkü sevdiklerini tehlikeye atamayacağını söylüyor. İkinci jenerasyon Hollandalı Türk olduğunu söyleyen Çalkın, ailesinin ve çocuklarının da peşine düşüldüğünü savunuyor. Saniye Çalkın’a göre mesele sadece Türkiye’deki değil aynı zamanda Avrupa’daki demokrasi.
Çalkın, güvenlik endişesi nedeniyle son üç yıldır Türkiye’ye gitmediğini söylüyor. Zira Hizmet hareketinde etkin olmayan kişilerin bile pasaportlarına el konduğunu savunuyor.
Belçika’da da yetkililer son sekiz ayda Türkler’den gelen sığınma taleplerinin yüzde 120 arttığını açıkladı. Bu Türkler’in bazılarını temsil eden avukat Walter van Steenbrugge, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çok sayıda başvuru yapmış.
Steenbrugge, bazı müvekkillerinin yakalanıp Türkiye’ye iadesi için başlarına 400 bin Euro’ya varan ödüller konduğunu söylüyor. Referandumda evet çıkması durumunda, Türkiye’ye idam cezasının dönebileceğini söyleyen Belçikalı avukat, müvekkillerine yönelik tehlikenin artacağını da belirtiyor.
Van Steenbrugge is also representing Turkish companies, many of which have been deemed disloyal to the Turkish government and cannot access their funds in Turkey. An arbitration complaint has been filed with the World Bank in Washington with hundreds of millions of dollars at stake.
