Avrupa’da son yıllarda yükselen aşırı sağ ve popülist akım ve partilere tepki olarak oluşan Pulse of Europe (Avrupa’nın Nabzı) hareketi, bugün de Avrupa’nın toplam 120 kentinde Avrupa Birliği’nden yana mitingler düzenledi.
Şubat ayından bu yana her Pazar günü düzenlenen etkinliklerin merkezi, 80 mitingin yapıldığı Almanya’da, 6 bini Berlin’de olmak üzere on binlerce kişi “Avrupa hepimizin geleceği”, “Avrupa birleşmeli, dağılmamalı”, “Artık Avrupa’da savaş istemiyoruz” gibi sloganlarla yükselen AB karşıtı radikal ve ırkçı partiler tehlikesine dikkat çekti.
Sadece AB bayraklarının taşındığı mitinglere, gelecek hafta Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun yapılacağı Fransa’da da katılım sayısının yüksek olduğu haber verildi.
Pulse of Europe, Frankfurt kentinde iki avukatın girişimi ile sosyal medya üzerinden bir sivil toplum hareketi olarak ilk kez geçen kış aylarında ortaya çıktı.
İngiltere’nin Brexit kararı, ABD’de Donald Trump’ın Başkan seçilmesi ve Fransa’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 24 Eylül’de Almanya’daki parlamento seçimleri öncesi AB’nin geleceği ile bağlantılı tartışmalara tepki olarak oluşan hareket ilk zamanlarda sadece Frankfurt’ta sokağa çıkarken, kısa bir süre sonra önce Almanya’nın diğer kentlerine, ardından da hemen tüm Avrupa ülkelerine yayıldı.
Avrupa için destek eylemleri Mart ayından bu yana her Pazar günü olmak üzere ve son haftalarda eş zamanlı 16 ülkede yapıldı.
Eylemlerde söz alan konuşmacılar, 70 yıldır Avrupa’da huzur, barış içinde savaşsız yaşadıklarını belirterek, AB’nin önemi ve işlevini öne çıkararak, birliğin kenetlenmesi mesajını verip, ayrıca ırkçılığa ve İslamofobi’ye karşı da tavır koydular.
Almanya, AB ülkeleri arasında birliğe desteğin yüksek olduğu ülkelerden biri. Yapılan anketlere göre, halkın yüzde 64’ü AB’yi olumlu olarak değerlendirirken, yüzde 26'sı ise birliğinin işlevini yitirdiğini ve üyeliğin Almanya’ya zarar verdiğini savunuyor.
2013 yılında kurulan ve o zamandan bu yana girdiği tüm eyalet seçimlerinde yüzde 5 barajını aşan Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, AB’den çıkmak isteyenlerin desteğini ararken, mecliste olan diğer tüm partiler AB’nin alternatifi olmadığı ve Almanya’nın AB’den en çok yararlanan ülke olduğu görüşünü savunuyor.
Alman kamuoyunda İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı sonrasında, gözler Fransa’ya çevrilmiş durumda. Berlin’deki hemen tüm siyasi çevreler, aşırı sağcı lider Marine Le Pen’in Euro’dan çıkma ve AB’den ayrılma söylemlerine karşın güvenli bir liman gibi görülen bağımsız aday Emmanuel Macron’a destek veriyor.
Alman ekonomi çevreleri de Brexit’ten sonra, Le Pen’in seçilmesi durumunda Avrupa’nın ikinci büyük ekonomisi olan Fransa’nın da raydan çıkacağını savunarak, Avrupa yanlısı Macron’un seçilmesini arzuluyor.
Yapılan anketlere göre Cumhurbaşkanı Hollande’ın yanı sıra merkez sağ ve merkez soldan ikinci tur için önemli oranda destek alan Macron, Le Pen’in açık ara önünde görünüyor.
Pulse of Europe hareketi de bugünkü eylemlerinde, radikal sağa karşı Macron’a oy verme çaprısı yaptı.
Pulse of Europe gelecek hafta da Avrupa’nın çeşitli kentlerinde mitingler düzenledikten sonra, her Pazar yerine her ayın ilk Pazar’ı sokağa çıkarak, AB karşıtı popülist rüzgara karşı tavır koyma kararı aldığını duyurdu.
