Erişilebilirlik

8 Haziran Amerikan Basınından Özetler


İsrail'in, Mavi Marmara gemisinde 9 kişiyi öldürmesi, Amerikan basınında yine yorumlara konu oluyor

Christian Science Monitor yardım filosuna baskın sonrasında Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin çökme noktasına geldiğini yazıyor. Haberde, İsrail’in kendisini ihanete uğramış gibi hissettiği belirtiliyor:

“İsrail, Türkiye’nin kendisine yönelik yoğun baskısını Müslümanların Filistin’deki, özellikle de Gazze’deki duruma yönelik tepkisini kendi bölgesel konumunu güçlendirmek amacıyla kullanmaya yönelik fırsatçı bir yaklaşım olarak görüyor. Ancak Türk liderler, Filistin’le ilgili kaygılarının onlarca yıldır sürdüğünü belirtiyorlar. Amerika’nın İsrail’in politikalarını değiştirmeye niyeti veya gücü olmadığı düşüncesi öne çıktıkça, Türkiye İsrail’i köşeye sıkıştırarak değişime zorlayan bir rol üstleniyor. İki ülke arasında yıllardır süren yakın ilişkilerin ardından, Türkiye’nin İsrail’i eleştirenler arasında öne çıkması, İsrail’de birçok kişiyi şaşırttı ve gücendirdi. 1990’lı yıllarda gelişmeye başlayan Türkiye ile ittifak, İsrail açısından sembolik, stratejik ve ekonomik bir önem taşıyordu. İsrail, Türkiye ile olan dostluğunu Araplarla yaşadığı anlaşmazlığın dini nedenlerden kaynaklanmadığının bir kanıtı olarak gösteriyordu.”

Wall Street Journal yardım filosuna düzenlenen baskın sonrasında Türk kamuoyunun İsrail’e ortak bir tepki gösterdiğini hatırlatıyor. Ancak gazete, ablukanın kaldırılmasının bir çözüm olmayacağını savunuyor:

“Muhalif politikacılar ve bazı köşe yazarları, hükümetin İsrail’in eylemlerine duyulan tepkiyi kullanmasından duydukları endişeyi dile getirmeye başladılar. Bu tavrın, Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında kurduğu hassas dengeye zarar verdiğini belirttiler. Hükümeti, IHH’nın ülkenin siyasi gündemini belirlemesine izin vermekle suçladılar. Mavi Marmara gemisinde yaşananlar konusunda IHH’nın anlattıklarına yönelik kuşkular, ülkenin etkili dini lideri Fethullah Gülen’in IHH’yı beklenmedik bir biçimde eleştirmesinden sonra giderek daha da arttı. Uzmanlar, hükümetteki birçok ismin saygı gösterdiği Gülen’in bu müdahalesini, İsrail karşıtlığının kontrolden çıkma riskine karşı bir uyarı olarak görüyorlar.”

Washington Post, İsrail'in Gazze’ye uyguladığı ablukanın çökmeye başladığını kaydediyor. Ancak gazete, ablukanın tamamen kaldırılması yerine Hamas’a güç kazandırmayacak yeni bir sistem kurulmasını öneriyor:

“Şimdi yapılması gereken şey, hem Gazze’deki Filistinlilerin meşru ihtiyaçlarını karşılayan hem de Hamas’ı ve patronu olan İran’ı daha da güçlendirmeyecek yeni bir sistem kurmaktır. Ortadoğu’da bir barış antlaşması imzalanmasını isteyen hiç kimse, Gazze’ye giden gemilerin denetlenmesinin tamamen kaldırılmasını savunamaz. Aksi taktirde, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesinden sonra orada yaşananlar, Gazze’de de yaşanır. Deniz sınırının açılması, İsrail-Filistin aşlamasına karşı çıkan Hamas’a, istediği zaman barış görüşmelerini sabote etme imkânı sağlar.”

Los Angeles Times, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne saldırganlığı da yargılama yetkisi verilmesine karşı çıkıyor. Gazete, böyle bir yetkinin, mahkemenin inandırıcılığına darbe vuracağını iddia ediyor:

“Ülkeler arasındaki her çatışmada, taraflar birbirlerini saldırgan olmakla suçladığı için, saldırganlığın Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanması büyük sorun yaratacaktır. Bir diktatörü, kendi halkına karşı soykırım uygulamak iddiasıyla yargılamak, göreceli olarak daha kolaydır. Fakat, örneğin biyolojik ve kimyasal silah bulundurduğu inancıyla Irak’ı işgal eden Amerika’nın saldırganca davranıp davranmadığına kim karar verecek? İsrail’in 2006 yılında Güney Lübnan’ı işgal etmesi saldırganlık mıydı? İsrail’e göre, kendini savunma eylemiydi, ama dünyanın büyük bir kısmı olaya farklı yaklaştı. Amerika’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye olup olmaması konusunda halen tartışıyoruz. Ancak eğer bu mahkemeye saldırganlığı yargılama yetkisi tanınırsa, Amerika’nın mahkemeye üye olma ihtimali de kalmaz.”

XS
SM
MD
LG