Erişilebilirlik

7 Şubat Amerikan Basınından Özetler


Washington Post yazarı Ferit Zekeriya Mısır’daki gelişmeler ile İran İslam devrimi arasında benzerlik kuranlara karşı çıkıyor. Zekeriya, Mısır’da asıl tehlikenin askeri diktatörlük olduğunu öne sürüyor ve görüşlerini şöyle dile getiriyor:

“Mısır’da ordu, halen gücünü artırmaya çalışıyor. Öyle görünüyor ki, ordu Mübarek’i feda etmeye karar verdi ancak kendi iktidarını korumak için değişim sürecini yönetmeyi amaçlıyor. Mısır’ın hala sıkıyönetimle ve askeri mahkemelerle yönetildiğini unutmamak gerekir. Bazı gözlemciler, Mısır ordusunu, kendi ülkesinin modernleşmesinde büyük bir rol oynayan Türk ordusuna benzetiyor. Ancak Türk ordusu, iktidarından taviz vermeyi çok gönülsüz biçimde ve Avrupa Birliği’nin uyguladığı ısrarlı baskılar neticesinde kabul etti. Mısır’ı bekleyen tehlike Türkiye’ye değil, gerçek iktidarın kapalı kapılar arkasında generallerin elinde olduğu sahte bir demokrasiye sahip olan Pakistan’a benzemektir.”

Los Angeles Times Mısır ordusunun hem halkı karşısına almadığını hem de Mübarek’e sadık kaldığını yazıyor. Ancak haberde, ordunun kendisini tehdit altında hissetmesi durumunda farklı davranabileceği vurgulanıyor. Gazetenin haberi şöyle:

“Yetkilileri onurlu bir biçimde kenara çekilmeye hazırlanan Mübarek yönetimi, gücünü giderek kaybediyor. Ordunun sadakati esas olarak geçici hükümetin kurulmasına ilişkin görüşmelerde takınacağı tavırla ölçülecek. Başta Müslüman Kardeşler olmak üzere, daha fazla söz hakkı isteyen muhalif gruplar, yıllar boyunca Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi tarafından ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak görüldü. Ordunun, sarsılan hükümet ile halkın tepkisi arasında ortak bir payda bulma çabasını daha ne kadar sürdüreceği belirsizliğini koruyor.”

New York Times Cumhuriyetçileri eyaletlerdeki mali krizi siyasi çıkarlarına alet etmeye çalışmakla suçluyor. Gazete, Cumhuriyetçilerin ideolojik nedenlerle eyaletlerdeki kamu sendikalarını hedef aldığını öne sürüyor:

“Newt Gingrich, Jeb Bush ve birçok Kongre üyesi tarafından gündeme getirilen intikam amaçlı en son öneri, sendikalarla imzalanan sözleşmeleri geçersiz kılmak ve emeklilik haklarının yeniden masaya yatırılmasını sağlamak amacıyla eyaletlerin iflaslarını ilan etmelerine izin verilmesini öngörüyor. Birçok eyalette kamu çalışanları, özel sektör çalışanlarına kıyasla daha cömert emeklilik ve sağlık olanaklarına sahip. Bu maliyetlerin yüksekliği nedeniyle yoksul ve orta sınıfların yararlandığı pek çok hizmette kısıntıya gidildi. Ancak eyaletlerin iflas ilanı, yangına benzinle gitmek olacaktır. Tahvil piyasalarında istikrarsızlık yaratacak, yatırımcıları paralarını geri alamayacakları korkusuna sürükleyecektir. Bunun sonucunda eyaletlerin büyük ihtiyaç duydukları kredileri bulmaları çok daha zor ve pahalı hale gelecektir.”

USA Today giderek artan obezite salgını nedeniyle, gıda paketlerinin tüketicileri bilgilendirecek biçimde etiketlenmesinin gündeme geldiğini hatırlatıyor. Gazete, bu uygulamanın zorunlu olmasını istiyor ve şunları yazıyor:

“Asıl önemli olan şey, gıda üreticilerinin daha az zararlı ürünler üreterek rekabet etmeye başlamalarını sağlamaktır. Trans yağlarla gayrı resmi stratejinin başarısı bu konuda yol göstericidir. Damarları tıkayan bu yağların verdiği zararla ilgili bilimsel veriler çoğaldıkça ve bu konudaki yayınlar arttıkça Gıda ve İlaç Dairesi, üreticilerin ürünlerinde ne kadar trans yağ bulunduğunu ambalajlarda belirtmelerini zorunlu kıldı. Trans yağların tüketicilerin sağlığı kadar kendi kazançları için de zararlı olabileceğini fark eden üreticiler, bu yağları kullanmaktan vazgeçmeye başladı. Bugün artık trans yağlar kullanılmıyor. İster ambalajlardaki etiketlerle, ister internet siteleriyle isterse de menülerdeki bilgilerle olsun, halkın gıdaların içeriği konusunda bilgilendirilmesi, her gün Pazar günü maç izler gibi yememizi önleyecektir.”

XS
SM
MD
LG