New York Times Moskova metrosunda düzenlenen bombalı saldırıların, terörün acımasızlığını bir kez daha gösterdiğini belirtiyor. Ancak gazete, Başbakan Vladimir Putin’in bu saldırıları bahane ederek daha da baskıcı bir politikaları uygulamaya koymasından endişe ediyor:
"Putin, kaba güç ve baskı yöntemiyle Kafkasya’daki çatışmayı sona erdirerek halktan aldığı desteği artırmıştı. Bağımsız kaynaklardan haber alma şansı olmayan Rus halkını da, direnişin belini kırdığına ikna etmişti. Ancak Çeçenistan’daki şiddet olaylarının geçen yol yeniden patlak verdiğini ve komşu cumhuriyetlere de sıçradığını halka söylememişti. Eğer Rusya, aşırı uçlarla mücadeleyi kazanmak istiyorsa, Putin’in kendi gücünü daha da artırmak yerine Kafkasya’daki çatışmanın asıl nedenlerine odaklanması gerekiyor. Geçmişte olduğu gibi bu sefer de, sadece kaba güç kullanmak sorunu çözmeyecektir."
Christian Science Monitor de Kafkasya’daki sorunların şiddet kullanarak çözülemeyeceğini vurguluyor. Gazete, Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in, Başbakan Putin’e göre daha sağduyulu davrandığını yazıyor:
"Rusya’nın Moskova’daki bombalı saldırılara nasıl tepki göstereceği, ülkenin bundan sonra nasıl bir yöne gideceğini ve Putin ile Medvedev arasındaki güç paylaşımını da belirleyecek. Kremlin, Putin’in kısa vadede cazip görünen ama uzun vadede etkisi olan yöntemini mi tekrarlayacak? Yoksa, Rusya’nın hem iç hem de dış politikasında daha fazla liberalleşmeyi gerektiren Medvedev’in dengeli yaklaşımını mı benimseyecek? Medvedev-Putin ortaklığında çatlaklar oluşuyor. Terör eylemleri bu çatlakları daha da derinleştirebilir."
Boston Globe Moskova’daki saldırıların ardından New York metrosunda da güvenlik önlemlerinin artırıldığını duyuruyor. Ancak gazete, Rusya ile Amerika’ya yönelik terör tehdidi arasında ciddi bir fark bulunduğunu kaydediyor:
"Rusya’da terörizm, imparatorluk geçmişinden kalan bir mirastır. Kremlin’in bu tehditle başa çıkabilmesi için Çeçenistan’da özerkliği güçlendirmelidir. Amerika’nın terörle ilişkisi ise çok farklı. El Kaide uzaktaki düşman olarak gördüğü Amerika’nın, yakındaki düşman olarak gördüğü Ortadoğu’daki yönetimlerin yıkılmasını engellediğini düşünüyor. Örgüt, bu yüzden Amerika’ya savaş ilan etti. El Kaide’nin söylemleri cazibesini kaybedince, bu tehdit de ortadan kalkacaktır. Terör, her yerde aynı iğrençliktedir ve teröre karşı gereken güvenlik önlemleri alınmalıdır. Ancak Rusya, terörü kendi içinde beslerken, aynı şey Amerika için söylenemez."
Los Angeles Times Irak’ta seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra, yeni hükümeti kimin kuracağına yönelik politik oyunların başladığını öne sürüyor. Gazete, bu tür siyasi manevraların istikrarsızlık yaratacağını savunuyor:
"Allavi, laik Şiilerin ve Sünnilerin oylarını alarak seçimden birinci çıktı. Ancak, zaten mevcut koalisyon hükümetinde diğer Şii partilerle ve Kürtlerle ortaklık yapan Nuri El Maliki ile kıyaslandığında, yeni hükümeti Allavi’nin kurması daha zor. Maliki’nin siyasi manevraları bir kenara bırakıp, Irak’ta barış ve istikrar için çaba harcaması gerekiyor. Irak’ta başbakanlık koltuğuna kim oturursa otursun, yeni hükümet farklı dini ve etnik gruplar arasında uzlaşma sağlayacak kapsayıcı bir yapıda olmalıdır. Irak’ta sadece iktidara gelmek yetmez, liderlik vasfı da gerekiyor."